Doğa'nın bana karşı donuk ve telaşlı bakışları tüm tüylerimi dimdik yapmaya yetmişti. Yüzü solmuştu aklındaki şeyler onun zihninde canlanmıştı sanırım anlatacağı şeyler onu çok ama çok derinden sarsmıştı.
Etraf da insanların olmamasına dikkat ediyordu bir yandan sağ ve solu kontrol ederken diğer yandan benim arkamdaki insanları kontrol ediyordu. Gözlerimin içine bakarak ağzını araladı kelimeler ağzından dökülmeye başladı." Yunus biliyorsun sana anlatmıştım. Bazı şeyleri yani kendi hayatımdan bazı şeyleri yurtta kaldığım boyunca o müdürün yaptıklarını bana yaşattıklarını. En derinine kadar sana anlatmıştım. "
" Evet biliyorum."
" Sana uzun bir süre yazamadım bazen çok yorgun oldum. Şimdi ise neden yazamadım neler oldu onları söylemek istiyorum."
" Endişe ve korkulu bakışlarımla, Pekala dinliyorum. Diye ekledim."
" Uzun bir aradan sonra babamın hayatta olduğunu öğrendim. Bunu kendime yediremedim çünkü inanmadım. Sonra şunu öğrendim kaldığım kişinin yani ninem o adamın süt annesiymiş. Hatta o adam yani babam bir numaralı mafya adamıymış. Bunları duyduğum zaman toparlanmam çok zor oldu ama babam olduğunu kabullendim benim bir annem varmış onu bulmak için uğraşmış en sonda beni ajan yapmıştı o bir hafta bu yüzden yazamamıştım sana çünkü sabahtan akşama kadar çalışıyordum. Sonra ise annemi buldum fakat o müdür bana işkence yapan adi hetify annemi öldürmüştü..."
Doğa bana tüm olayları detayı detayına anlattı. Şok içinde ona bakıyordum dediklerini sindirmeye çalışıyordum. Gözlerimin önünde sevdiğim kız bana bunları anlata anlata ağlıyordu acı çekiyordu bu her halinden belliydi. Onun akan gözyaşlarına dayanamadım. Ellerimle gözyaşlarını sildim. Ona sıkıca sarıldım. " Her şey geçecek senin yanındayım asla seni bırakmayacağım her ne olursa olsun."
Doğanın ellerini tuttum gözlerinin içine baktım ağlamaktan kıpkırmızı olan gözlerini görmek içimi acıtıyordu. Anlattıkları gerçekten çok zor şeylerdi. Belki de başka bir kız bu kadar şeye dayanamayabilirdi. O gerçekten çok güçlü biri. Ellerini sıkıca tutarak onu ayağa kaldırdım.
"Hadi ama bugün senin en mutlu günün olacak senin üzülmene dayanamam ben hadi gel bir kafe dükkanına gidip oturup bir şeyler içelim uyar mı sanada. Doğa bana başını sallayarak uyduğunu anlatmaya çalıştı. Ellerini sıkıca tutuyordum bırakmıyordum yolda onunla konuşurken bir yandan da dediklerini sindirmeye çalışıyordum.
Bir anda doğa parmağı ile ileriyi işaret edip." Hadi buraya gidelim orada oturur konuşuruz."
" Tamam bana uyar."
Kafeye girdiğimiz de merdivenlerden yukarı çıktık dışarıda sahil manzaralı cam kenarında doğa ile karşılıklı oturduk. Oturduğumuz andan kısa bir süre sonra garson gelmişti.
" Ne istersiniz?"
"Ben bir tane cappuccino alabilir miyim? Ya sen doğa ne istersin?"
Doğa bana cevap vermek yerine telefona dalmış mesaja bakıyordu.
" Doğa"
" Doğa"
Seslenmem faydasızdi onun kolunu dürttüm korkmuş şekilde bana baktı.
" Bir sorun mu var ?"
" Hayır yok nedenki? Sadece dalmışım?"
" Peki ne içiyorsun?"
" Bir cappuccino alabilir miyim?"
Garson: iki cappuccino hemen getiriyorum." Diyerek masadan uzaklaştı.
" Doğa sorun ne bir şey mi oldu?"
" Hayır bir şey olduğu falan yok dalmışım sadece."
" İyi peki madem. O değilde bir şey fark ettim kaderimiz benziyor sanki biraz he ne dersin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mesafe
RomanceHikaye o kadar da hayat dolu olmayan Yunus'un yeni sanal arkadaşı Doğa ile tanışmasıyla başlıyor. Başta her şey şirin görünse de ikilinin ilişkisinin bundan öncesine dayandığını ve ortak sorunları olduklarını göreceksiniz. Onları bekleyen zorluklar...