11.BÖLÜM

10.1K 251 0
                                    

Hafta içlerini hiç sevmezdim her sabaha erken kalmak zorundaydım. Yine erkenden kalkmış hazırlanıp kahvaltıya indiğimde Çakır ile babam sohbet ediyor annem ise sofrayı kuruyordu.

"Günaydın çekirdek ailem"

"Günaydın kızım"

"Günaydın ikiz"

"Günaydın kızım"
Anneme yardım edip masayı hazırlamış kahvaltımızı yapıp evden çıkmıştık.

"Çakır?"

"Efendim"

"Haftasonu için Biriciğe sürpriz pir parti yapmayı düşünüyorum o evde kutlayacaz sanacak ama biz Baranların cafesini hazırlayacaz ne dersin"

"Olur çilek ama o gece onunla konuşmak için fırsat bulmam lazım ama nasıl" Ahh tabiki Bunuda düşünmüştüm.

"Aslında benim bir fikrim var"

"Neymiş acaba?

" O gece size Cafenin terasını hazırlarız sende Bi şekilde oraya götürsün hediyeni verir konuşursun. "

" Peki Çağlar ne olacak? "

" Onu da benle Baran oyalarız bir şekil" yüzüme bakıp gülümsediğinde kafasına yattığını anlamıştım.

"İyi ki varsın çilek sen olmasan bu işin içinden nasıl çıkardım"

"Asıl sen iyi ki varsın Çakır sen olmasan ben ne yapardım"

Çakır beni hastaneye bırakmıştı bugün girmem gereken iki tane ameliyat vardı. İlkine girmiş birazdan ikincisine girecektim. Odama gelip telefonumu elime aldığımda aklıma Çağlar gelmişti dün gece bana mesaj atmıştı ama bütün gece bana bakmamıştı çok dengesizdi çok.

Ameliyattan çıktıktan sonra Çakır'ın yanına uğramaya karar verdim. Taksiye binip büronun adresini verdikten sonra kafamı cama çevirip yolu izledim. Dün gece aklımdan çıkmıyordu Çağlar ile çok yakınlaşmıştık bu beni çok etkilemişti saçlarımın kokusunu içine çekmişti ya da bana öyle gelmişti bilmiyordum aklım çok karışıktı ona duygularım çocuklukta kalmıştı ama neden heyecanlanmıştım.

Aklımdakilerle boğuşurken büroya gelmiştim bile taksiciye parasını verip içeri girdim üst kata çıkıp kapıyı çalmadan içeri girdim. Gördüğüm manzara ile şok olmuş kapıda kalmıştım.  Geçen gün sahilde ağzını yaya yaya konuşan Ayça Çağlara masaj yapıyordu. Çağlar beni görünce koltuğunda dikleşip "Çilek?" Beni görmeyi beklemediği belliydi.

"Çakır'a gelmiştim ben nerede? "

"Az önce çıktı işi varmış" Ayça elini çağların başından çekip oturdu.

"Anladım neyse ben gideyim rahatsız etmeyeyim sizi"  sinirlenmiştim yine ama sakin kalmam gerek çünkü beni ilgilendirmez.

"Ne rahatsızlığı çilek otur birazdan beraber çıkarız" söylediği her kelimeyi bastırarak söylemişti. Avukat beyimize bak hem elin kızlara masaj yaptır hemde beni yanınızda tut öylemi çok beklersin.

"Yok ben gideyim sizde rahat rahat oturun" Sabahatandır susan Ayça "Neyse Çağlar tatlım ben gideydim artık geç oldu"  Ee bi zahmet git Ayçacım.

"Tamam Ayça haberleşiriz yine" Çağlar bey masajlara doymamıştı anlaşılan..

"Tamam tatlım" Çağlar Ayça ile vedalaştıktan sonra içeri geri geldi.

"Bir şey içer misin çilek"

"Hayır gidiyorum zaten ben"

Dengesiz yaa bir şey içer misin diyo ya git Ayçana sor sen canım.

"Çilek az bi işim kaldı otur şuraya bitireyim beraber çıkalım"

"Sen çalış ben gidiyorum"

Kalkıp kapıyı açtığımda Çağlar arkamdan gelip kapıyı tekrar kapattı.

"Ne yapıyorsun Çağlar açsana kapıyı"
Yine çok yakınlaşmıştık kapı ile arasında kalmıştım.

"Ne bu tavır Çilek"

"Tavır mavır yok bırak beni" tekrar kapıyı açtığımda yine kapatmıştı. İki kolunu kapıya koyup beni sıkıştırmış.

"Çağlar bıraksana beni ya masaj yaptıracağına işini yapsaydın bekleyemem seni" yüzünde hafif mi tebessüm oluşmuştu.

"Masaj bana daha ilgi çekici gelmişti ama" Ayy valla çıldıracağum haburaya.

"İyi o zaman ara da geri gelsin kız   boşunada rahatsız ettim sizi"
Yüzünde bu seferde alaycı bir gülümseme oluşmuştu.

"Sen kıskandın mı beni yoksa?"

"Ne diyorsun sen be ne kıskanacam seni"

"Bana pek öyle gelmedi doktor hanım"

"Yok senin saçmalama saatin gelmiş sen saçmalaya dur bende gideyim"

Kulağıma doğru eğilip" kızarınca çok tatlı oluyorsun" demişti kalbim yine hızlı hızlı atmaya başlamıştı yüzüme baktığında birden ciddileşip "Ayça bana sirketlerinin avukatı olmamı istediği için görüşüyoruz masaj olayına gelirsekte başım ağrıdığı için ilaç alacakken dur ben şimdi bi masaj yaparım hemen geçer dedi itiraz etsemde kabul etmedi"  sadece gözlerinin içine bakıyordum hâlâ çok yakındık hemen kendime gelip konuşmaya başladım.

"Açıklama yapmak zorunda değilsin Çağlar ben Çakıra gelmiştim zaten şimdi de gidiyorum"

"Çilek uslu dur Bi Allah aşkına ya inat etme artık bekle biraz beraber çıkalım" Ben ne kadar inatsam o daha inattı.

"Tamam ama çabuk ol" Aramızdaki mesafeyi açıp masaya geçip çalışmaya başladım. 15 dakika geçmişti ve ben çok sıkılmıştım. Ayağa kalkıp Çakır'ın masasını karıştırmaya başladım. Çekmecelerden hep dosya çıkmıştı yalnız bir tane çekmece kilitliydi.

"O çekmece Çakır'ın kara kutusu asla kimse içinde ne olduğunu bilmiyor"
Kafamı kaldırıp çağlara baktığımda ayağa kalkmıştı. Kesin içinde Biricik ile ilgili bir şeyler vardı.

"Çakır işte Allah bilir içinde ne vardır şimdi"

"İşim bitti hadi çıkalım"  çantamı alıp Çağların arkasından çıktım arabaya binmiş yola koyulmuştuk.

"Çağlar?"

"Efendim Çilek "

"Haftasonu Biricik'in doğum günü için ona sürpriz yapmayı düşünüyorum"

"Çilek zaten evde kutlayacaz Biricikte biliyor bunu"

"Hayır o evde kutlayacaz diye bilecek ama biz Baranların cafesini hazırlayacaz" iki saniyeliğine yüzüme bakıp tekrar yola döndü.

"Tamam öyle yapalım"

Mahalleye geldiğimizde Çağlar bizim evin önünde durdu.

"Teşekkür ederim "

"Rica ederim çilek"

YORUM YAPMAYI VE BEĞENMEYİ UNUTMAYIN

İNSTAGRAM: blogger.nurr

YILDIZ MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin