İki kelime yetiyor insanı mutlu etmeye ve ben şuan dünyanın en mutlu insanı olabilirdim. Dün gece Çağlarla harika bir gece geçirmiştik. Babaannemin kalp krizi geçirmesi beni mahvetmişti ve yanımdan bir saniye ayrılmayan Çağlar kafamı karıştırmıştı vazgeçmemişti demek ki benden ve bu durum onu kolayca affetmeme yaratmıştı tabiki babaannemin Çağlarla konuşmasıda etkilemişti beni bizim için uğraşmıştı canımın içi.
"Ne düşüneysın öyle" salonda oturmuş öylece dalmıştım.
"Hiç öyle dalmışım babaanne Çakır'ı bekliyorum gelsinde işe gideyim"
"Artuk Çakur uşağıma ihtiyacın yoktur"
"Vardur babaannem yoksa taksilerde sürünürüm hatta taksi bulamazsam otobüslerde hem arabam olsa ne güzel mis gibi giderdim Çakırda benim yüzümden erkenden kalkıyor" Bunları yaşamak benim için kabustu.
"Gel hele benumle" Diyip kapıya çıktı.
"Nereye"
"Gel dedum soru sor demedum" El mecbur babaannemin peşine takılıp dışarı çıktım. Ben mi yanlış görüyordum yoksa karşımda kırmızı bir Range Over mi vardı. Taş gibi arabaydı.
"Çakır yeni araba mı aldı" deyip arabanın etrafında bir tur attım.
"Çakur aldı ama kendune değul sana aldu" Ne ne ne bu kulaklarım yanlış mı duyuyordu.
"Se-een ciddi misin babaanne"
"Ciddiyum tabi" koşarak babaanneme sarıldım.
"Çakur dedu ki eğer bir daha sabahları tepeme gelurse onu pencereden sallandururum"
"Tepesine gitmek mi uyanmasın diye kapısının önünden geçmem ben" dediğimde babaannem kahkaha attı.
"Kıza sussun diye araba aldık bütün mahalleyi ayağa kaldırdı" Çakır kafasını camdan çıkarmış söyleniyordu.
"Ya sen dünyanın en iyi ikizi falan mısın ha"
"Tabi öyle söylerler genelde"
"Çok çok teşekkür ederim" diyip öpücük gönderdim ona.
Çakır "Çilek artık arabanı al ve git he bu arada teşekkürü bana değil babaanneme et" diyip içeri girdi. Hızla kafamı babaanneme çevirdim.
"Sen mi aldın bana ama neden Çakır aldı dedin" dedim ağzım açık bir şekilde.
"Belki kabul etmezsun diye Çakır aldu dedum" Canım babaannem ya
"Ama babaann.."
"Amasu mamasu yoktur kara kizum benden sana heduyedur"
"Çok teşekkür ederim sultanım çok" Diyip tekrar babaanneme sarıldım.
Canım arabam ve ben hastaneye doğru yola koyulduk. Arabamı güzelce park edip içeri girdim.
"Günaydın Hocam"
"Günaydın Aslıcım bir çay alabilir miyim"
"Tabi hocam" diyip odama girdim. Hastaların sonuçlarına bakmaya başladım. Telefonumun çalması ile kafamı incelediğim sonuçlardan kaldırıp telefonu açtım arayan Çağlardı.
"Günaydın kara kız"
"Acaba babaannemle arana mesafe mi koysan"
"Yok ben böyle iyiyim kara kizum" Dediğine sesli gülmüştüm.
"Ee peki"
"Akşam bir şeyler yapalım mı sevgilim"
"Çok çok isterdim sevgilim ama akşam nöbetim var o yüzden üzgünüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZ MAHALLESİ
Teen FictionKorkuyorum... Ya biri varsa hayatında. Unutmuş olabilir miydi her şeyi. Benim hayatım hâlâ onun bıraktığı gibiydi her şey aynıydı. peki ya o, o ne yapıyordu mutlu mudur? Mutludur bence hemde çok mutludur... ARKADAŞLAR OY VERMEDEN GİTMEYİN..