Çilek başını göğsüme koyduğu gibi uyumuştu entirika çevirmekten yorulmuştu tabi. Çakır ile konuşmamam için elinden geleni yapmıştı ama ne olursa olsun konuşacaktım. Ben hâlâ uyumamıştım içimde bir şeyler vardı ama çözemiyordum. Kafamı çileğe çevirdiğimde saçları yüzüne dökülmüştü saçlarını yüzünden çekip bakmaya doyamadığım yüzüne baktım içimde yine kötü bir his oluşmuştu sanki bir daha hiç görmeyecekmişim gibi bir histi. Kafasını yastığa bırakıp ona doğru döndüm. Ellerimi yüzünün her yerinde gezdirdim, saçlarının içine daldırdım elimi, dudaklarına uzun bir öpücük bıraktıktan sonra kafamı çileğin boynuna gömüp uyumaya başladım.
Yüzümdeki haraketlilik ile uyanmıştım çilek uyanmış dün akşam benim ona yaptığımı şimdi o bana yapıyordu."Günaydın sevgilim"
"Günaydın güzelim bu ne güzel sabah"
"Eğer güzel bir sabah olarak kalsın istiyosan hemen kalkalım""Bir gün tek gelelim Buraya"
"Gelelim sevgilim" Dediğinde çileği belinden çekip dudaklarını öptüm.
"Sevgilim, artık kalkmamiz lazım Çakır uyanır şimdi" Tekrar dudaklarından öpmeye başladım ayrılmak istemiyordum çilekten çünkü içimde hâlâ kötü bir his vardı.
"Gidelim hadi güzelim" Çilek eşyaları alıp odasına gitmişti ben ise göl kenarına gitmiştim. Akşam gidecektik ve gitmeden Çakır ile konuşacaktım ne derdi ne tepki verirdi bilmiyorum ama vazgeçmeyecektim. Çilek artık hayatımın bir parçası.
Bizimkilerin yanına gelmiştim. Baran ile Çakır güreşiyor kızlar ise kahvaltıyı hazırlıyolardı."Lan oğlum evleneceksin bu ne göbek" Çakır şimdide Baranın göbeğine takmıştı.
"Göbek mi abartma abicim göbek falan yok ortada"
Çakır "Baran göbeğin karşı ki dağdan görünüyor hâlâ ne göbeği diyorsun" Dediğinde ikimizde gülmüştük.
"Göbeğim ve ben mutluyuz"
"Öyle mi Baran efendi al sen kiloları sonra Hazalda daha nişanlanmadan vazgeçsin senden"
"Sende iyice saçmaladın Çakır"
"Sen bilirsin abicim ben uyarı mi yaptım" Baranın içine kurt düşmüştü kesin.
"Hadi beyler gelin sofra hazır" Biricik bizi çağırdığında hep beraber masaya gitmiştik.
"Abi sabah erken neredeydin baktım sana yoktun"
"Ormana gittim biraz Biricik" Çileğe baktığımda kahvaltı tabağındaki zeytinleri katlediyodu anlaşılan Çakır'ın tepkisinden korkuyodu ama korktuğu gibi olmayacaktı.
"Çilek duan bittiyse başla hadi"
"Hıı"
"Diyorum ki yemek duan bittiyse başla zeytintinlerde heba oldu yazık"
"Zeytinlerimde mi gözün var Barancım?"
"Hayır zaten ben kahvaltı yapmayacam"
Hazal "Neden aşkım" Dediğinde benle Çakır gülmüştük.
"İştahım yok"
"Lan oğlum alındın mı sen?"
"Alınmadım sadece formumu korumaya karar verdim" Hazal Çakır'a anlamamışçasına bakmıştı.
"Evleneceksin bu ne göbek dedik ona alındı işte"
"Yok abi siz haklısınız çok kilo aldım ben"
"Aşkım belki ben seni göbekli halinle seviyorum hem zaten göbeğin yok senin"
"Baran sen ne dinliyorsun bunları kendi göbeklerine baksınlar Bi önce" Çileğin lafı ile ikimizde göbeğimize bakmıştık.
"Hadi hadi yiyin o kadar hazırladık ya"
Kahvaltı yaptıktan sonra hepimiz bahçede oturuyorduk. Çilek, Hazal ve Biriciğe gizli gizli bir şeyler anlatıyordu. Çilek kafasını bana çevirip içeriyi işaret etmişti ama ben oralı olmamıştım."Çakır gelsene biraz konuşalım"
"Konuşalım abi benimde zaten seninle konuşmam lazım" Kesin iş ile ilgili konuşacaktı. Çileğe baktığımda Hazalı dürtmüştü. Hazal ayağa kalkmıştı.
"Ayy başım dönüyor" ben hariç herkes ayağa fırlamıştı çünkü yalandı.
"Hazal iyi misin aşkım"
Hazal "Değilim Baran beni içeri götürür müsünüz?" deyip Baran ve Çakır'ın koluna girmişti hepimiz içeri girmiştik. Çilek Hazala kaş göz yapıp bana dönmüştü.
"Benimle gel" Çakır mutfakta olduğu için rahatça konuşmuştu.
"Gidelim bakalım"
"Çakır sizde" Hazal ve Biricik aynı anda tamam demişti.
"Nereye gidiyoruz entrika kraliçesi"
"Göle" Elimden tutup beni ormana doğru çekiştiryordu.
"Hadi Çağlar hızlı gel" Cevap vermemiştim. Ormana geldiğimizde çileği durdurmuştum.
"Ne yaparsan yap konuşacam güzelim"
"Konuş tabi sevgilim ama biraz daha beraber kalalım sonra"
"Kalalım güzelim" Çileğin elinden tutup göle doğru yürümeye başladık. Göle geldiğimizde ikimizde oturmuştuk.
"Biliyo musun Çağlar şuan hayallerimden birini gerçekleştiriyorum" Kafamı çileğe çevirdiğimde devam etti "Seni anlattığım göle hep seninle gelmek istemiştim
"Güzelim, bu zamana kadar sana bilip bilmeden yaşattığım her kötü şey için özür dilerim ama sana söz veriyorum bundan sonra ne olursa olsun yanındayım" dediğimde çilek bana sarılmıştı.
"Seni seviyorum güzelim"
"Bende seni seviyorum sevgilim"
Ne kadar sarılı kaldık bilmiyorum ama şimdi gitmemiz lazım."Hadi Çakır bizi fark etmeden gidelim" Çilek kafasını tamam anlamında sallayıp ayağa kalkmıştı tekrar çileğin elini tutup ormana girdik.
"Çilek"
"efendim"
"Çok mu göbeğim var benim" dediğim şeye çilek kahkaha atmıştı.
"Hayır tabiki Baran yesin diye söyledim öyle"
"Yok yani göbeğim" Çilek hâlâ gülüyordu.
"Gülme çilek"
"Gülmüyorum tabi" Dediğinde hâlâ gülüyordu ona baktığımda "Bakma öyle tutamıyorum kendimi" deyip gülmeye devam etmişti. Eve geldiğimizde bahçeden bağırma sesleri geliyordu biraz daha yaklaşınca duyduğum sözler ile kan beynime sıçramıştı.
"O herif ne cüretle böyle bir mesaj atar sana, ama gösteririm ben ona sevdiğim kıza ilanı aşk etmek neymiş"
YORUM YAPMAYI VE BEGENMEYI UNUTMAYIN
İNSTAGRAM: Blogger.nurr
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZ MAHALLESİ
Genç KurguKorkuyorum... Ya biri varsa hayatında. Unutmuş olabilir miydi her şeyi. Benim hayatım hâlâ onun bıraktığı gibiydi her şey aynıydı. peki ya o, o ne yapıyordu mutlu mudur? Mutludur bence hemde çok mutludur... ARKADAŞLAR OY VERMEDEN GİTMEYİN..