Uyandığımda hâlâ Çakır'ın göğsündeydim ama ikizim hâlâ uyuyordu kalkıp onu uyandırdıktan sonra odama hazırlanmaya gittim Dışarıda kahvaltı yapacaktık ve ben aklıma gelen planla Biriciğe mesaj atmıştım "Çakır ile sahile kahvaltıya gidecez sende tesadüfmüş gibi gel"
Telefonumu çantama atıp aşağı indim yine ikizim ultra yakışıklı olmuştu.Beraber yola koyulmuştuk. Telefonuma gelen mesaj sesiyle çantamdan telefonumu çıkarıp elime almıştım.
"Abimle beraber gelecez ona göre haberin olsun kuzum" tamam yazıp tekrar telefonumu çantama koydum. Çağların gelmesi iyi olmuştu önce ikisinin arasını yapacaktım sonra Çağları ikna edecektim ama zor olacaktı anlaşılan.
Sahile gelince çok güzel bir masa bulup oturmuştuk ama Çakır hala sessizdi.
Ortamı yumuşatmak için Lazca konuşmaya başladım."Uyy şaşkun uşak ne oldi saa böyle" Çakır bu halime gülmüştü
"Uyy kuymağına ekmek banduğum şu garsonu çağur da karnumuzu doyuralum" Dememle Çakır kahkaha atmıştı arkamdan da gülme sesi gelince hemen sese döndüm Biricik kahkaha atarken Çağlar gülmemek için zor duruyo gibiydi.
"Biricik yaa niye sessiz sedasız geliyosunuz" Eminim ki yüzüm domatese dönmüştü. Çakır öylece durmuş Biriciğe bakarken Çağlar ise bana bakıyordu.
Çakır "Hoşgeldiniz abi gelin oturun" dediğinde garson gelip siparişlerimizi almıştı
"Çiço akşam herkes bizde toplanacak gelirken bize efsana kurabiyelerinden yapıp getirsene hem abimde çok seviyor seni kurabiyeleri" Ama Çağlar hiç kurabiye sevmezdi ki Çağlar'a baktığımda Çakırla ciddi bir şekilde bişey konuşuyorlardı.
"Olur yaparım gülüm sen merak etme"
"Aa Çağlar inanmıyorum sen misin" Masamıza gelip ağzını yaya yaya konuşan kıza şaşkınlıkla bakarken Çağlar ayağa kalkmış kıza sarılıyordu.
"Ayça ne zaman geldin sen yurt dışından" Oo bu ne samimiyet böyle.
"Dün geldim tatlım sen ne yapıyorsun nasılsın"
"Bende aynı bıraktığın gibi ne olsun." Tatlım mı sensin be tatlım. Ne diyorum ben ya.
"Neyse Çağlar tatlım benim gitmem gerek arkadaşım bekliyor haberleşiriz" Kız gittiğinde Çağlar tekrar yerine oturmuştu.
Kahvaltımızı yapıp hastaneye gelmiştim.
"Günaydın Aslı bugün çok yoğunluk var mı?"
"Günaydın çilek hanım bugün fazla randevunuz yok ama ameliyatınız var bildiğiniz üzere ama hasta son anda vazgeçti ameliyat olmak istemiyormuş.
"Ne demek vazgeçti aslı"
"Çilek hocam gerken her şeyi yaptık ama dinlemedi korktuğunu dile getirdi"
"Tamam aslı ben hallederim"
Ameliyat olmamak ne demekti ölmek mi istiyordu bu adam.
Hastanın odasının kapısını sertçe açıp içeri girdim."Bülent bey ameliyat olmamak ta ne demek ölmek mi istiyorsunuz durumun ciddiyetinin farkında değil misiniz"
"Korkuyorum" Korkmuyordu ölmek istiyordu biliyodum.
"Korkmadığınızıda ikimizde çok iyi biliyoruz Bülent bey yapmayın"
"Ne yapmıyayım ha doktor hanım söyleyin kimsenin umrunda değilim bir aydır burdayım kimse gelmedi ziyarete iyi misin demedi bir ihtiyacın var mı diye sormadı bir tane Allahın kulunun umrunda değilim bu halde yaşamak benim neyime"
Söyledikleri beni çileden çıkarmıştı.
"Ölmek o kadar kolay mı? sanıyorsunuz siz ölünce ne olacak her şey bitecek mi? Hiç mi hayaliniz yok hiç mi gelecek planlarınız yok hiç mi bir ailen olsun istemiyosunuz bu kadar mı yani pes mi edeceksiniz bu yaşananlara boyun mu eğeceksiniz"Odadan çıkmak üzereyken "var" dedi.
"Hayallerim var planlarım var ama tek başıma yapamam""Tek başınıza olduğunuzu kim söyledi"
En sonunda Bülent beyi ikna etmiştik sag sağlim ameliyattan çıktıktan sonra odasına çıkarıp son kontrolleri yapıp eve gelmiştim.
YORUM YAPMAYI VE BEĞENMEYİ UNUTMAYIN.
İNSTAGRAM: blogger.nurr
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZ MAHALLESİ
Fiksi RemajaKorkuyorum... Ya biri varsa hayatında. Unutmuş olabilir miydi her şeyi. Benim hayatım hâlâ onun bıraktığı gibiydi her şey aynıydı. peki ya o, o ne yapıyordu mutlu mudur? Mutludur bence hemde çok mutludur... ARKADAŞLAR OY VERMEDEN GİTMEYİN..