❀ birinci bölüm

3K 170 79
                                    

HOME

"Çiçeklerimiz kurumuş. Senin gittiğinden belli... boynu bükük onların da. Sanki benimle beraber senin yasını tutuyorlar. Kardeşim de seni özledi. İki haftadır her gün geceleri yavaşça yatağıma gelip benimle uyuyor. Sen gittiğinden beri... o da çok sessizleşti."


🪷 janet suhh, home



"İstenmeyen sevgi, şiddetle aynıdır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





"İstenmeyen sevgi, şiddetle aynıdır."

Bilemiyorum, yanlış giden bir şeyler vardı belki de. Griydi gökyüzü. Dün geceden kalma yağmurun soğuk esintisini hissedebiliyordum. Yolun kenarından yürümeme rağmen ıslak su birikintilerine basıyordum ve pek umursadığım söylenemezdi, aksine bu hoşuma gidiyordu.

Kulaklığımı bulamamıştım evden çıkarken. Hoş, arama fırsatım olmamıştı zaten. Kıyafetlerimi bile toparlayamadan atmıştım kendimi dışarı. Nefesimin kesildiği vakit, gitme vaktimin geldiğini anlamıştım. Gömleğimin kolunu tutmuştu ben evden çıkarken. Yırtılmıştı biraz, buna üzülüyorum sadece. Annemin bana aldığı son doğum günü hediyesi bu, o yüzden en çok. Ama sorun değil. Dikebilirim. Belki izleri kalacak ama düzelecek biraz.

Telefonu açtığımda karşıdaki ses konuşmadı. "Kırıcı konuşmadım," demiştim fısıldayarak. "Sadece tutamadım içimdekileri. Eminim o ciddiye bile almamıştır. Üzülmez ki o? Değil mi?"

"Ona ne söyledin?"

"Beni çok sevdiğini söyledi." gülümsedim. "İnandım buna ama beni sevmesini istemediğimi söyledim. Bunun da bir şiddet olduğunu söyledim. Sanırım bu söylediğim hoşuna gitmedi. Çünkü bana vurdu. Merak etme, çok acımadı. Sızladı biraz, o kadar. Şuan da acımıyor. Sadece biraz sızlıyor, o kadar."

Konuşmadı.

"Bana sürekli çirkin olduğumu söylüyor. Bunun beni ne kadar üzdüğünü biliyor, peki neden söylemeye devam ediyor?"

"Dünyada içinde çirkinlik olan her şey yok edilse, senin saçının teline zarar gelmez, Choi Soobin."

Reşit olduktan sonra yapmak istediklerimi teker teker bir yere yazmıştım bir kaç sene önce. En çok istediğim ise bir keman satın almaktı. Çalmayı öğrenmek en büyük hayalimdi. Sonra on sekizinci yaş günümde, geçen sene bana bir hediye geldi, içinde görüp görebileceğim en harika keman öylece duruyordu.

Rengi koyu kahverengi tonlarındaydı ve eski yıllardan kalma, yıpranmış görünümü vardı. Bilmiyorum, bana Beethoven'i hatırlatmıştı. Hediyenin kimden geldiğini bilmiyordum, hala da bilmiyorum. Tek yaptığım gönderen isimsize teşekkür etmek ve keman çalmayı öğrenmeye başlamaktı.

Şuan bana komik geliyordu ama... o kemanı bana alan kişinin babam olduğunu düşünmüştüm o zaman çünkü bana yeni yaş hediyesi almamıştı, ben de böyle bir sürpriz yaptığını düşünmüştüm. Bir gece beni keman çalarken görünce derslerimi aksattığımı söyleyip kemanı kırınca anlamıştım onun almadığını.

"Hissettin mi?" diye sordum gülümsediğimde. "Ya da yine bir tesadüf mü?"

"Hissettim." demişti bu kez. Önceden tesadüf derdi.

Havanın kararması ile birlikte Minho'nun evine yürümeye devam ettim. Şuan gidebilecek başka bir yer aklıma gelmiyordu.

Taehyun ya da Beomgyu'nun evine de gidebilirdim ama aileleri ile yaşadıkları için sıkıntı olabilirdi. Huening de yalnız yaşıyordu ama her şeyimi anlatıp desteğini istediğim tek kişi Minho'ydu, bu yüzden ona gitmeyi düşünmüştüm. Minho, abisi ile yalnız yaşıyordu. İsmini şuan anımsayamamıştım fakat aileleri başka yerde çalıştıkları için yalnız yaşadıklarını biliyordum. Evden çıktığımda konuşmuştum Minho ile, beni bekleyeceğini söylemişti.

"Ben her zaman seninleyim." dediğinde ona söylemek, sormak istediğim o kadar şey olsa bile sormadım.

Çünkü böyle çok iyi hissediyordum. En önemlisi, ona güveniyordum.

"Nereye gidiyorsun?" diye sordu bu kez.

Onu yanıtladığımda Minho'nun evine varmıştım bile. "Minho'nun evine geldim, misafiri olacağım."

"Seni arayacağım." kapı sesi duydum bu kez de telefonun diğer ucundan. "Ağladığını hissedersem seni arayacağım ve sana kızacağım."

"Kızarsan üzülürüm, üzülmemi ister misin?"

İstemezdi, neden istesindi ki? Bir insan bir insanı neden üzmek isterdi? Karşındaki kişi, söyleyeceğin şeyler yüzünden üzülecek hatta belki ağlayacak. Bunu bildiği halde neden söylerdi ki bir insan?

Bu kez seni seviyorum demedi ama "Kanadından öpüyorum, kalbimin kuşu." dedi ve kapattı telefonu.

homeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin