❀ yirmi dördüncü bölüm

618 91 76
                                    

❀ mavi gri, altüst olmuşum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

mavi gri, altüst olmuşum





Dudaklarımı, elimi şemsiye olarak kullanıp kapatmaya devam ediyordum. Banyoya gireli yarım saat olmuştu ve henüz saçımı bile yıkayamamıştım. Çünkü dudağımın ıslanmaması için uğraşıyordum, ıslanmamalıydı. Bu dudaklar sadece bir kaç saat önce Yeonjun'un dudakları ile buluşmuştu, o güzel dudakların tadını almıştı. İzin verir miydim su değmesine?

Su başlığından akan su saçlarıma dökülürken şampuanı tek elimi kullanarak açtım ve saçıma sıktım biraz. Şuan kızaran yanaklarımın sebebi kesinlikle su yüzünden değildi, utancımı bastıramıyordum. Ben onu öpmüştüm. Kendi isteğimle onu öpmüştüm. Kulağa çok uçuk geliyordu ama yapmıştım. Ve o bana izin vermişti, rahatsız olmamıştı. Ben onu öptükten sonra bana sarıldığında, kızaran yüzümü göğsünde gizlediğimi hatırlıyordum.

Hiçbir şey yolunda gitmiyorken, sadece bir insan, nasıl her şeyi yolundaymış gibi hissettiriyordu?

Dilimin ucunu ısırdım. Yaşananların gerçek olduğuna inanamıyordum. Gitmeyecektim, burada ikisi ile birlikte kalmaya devam edecektim. Fakat bizim aramızda ne vardı? İkimiz de birbirimize itirafta bulunmamıştık. Ama bunun bir önemi yoktu, itiraf dışında her şeyi yapmıştık çünkü. Şimdi biz sevgili miydik? Birlikte miydik gerçekten?

Sorun yoktu, yolunda gidecekti her şey. Babamın yanıldığını kendime kanıtlayacaktım.

Minho biz konuşurken gerçekten de duşa girmişti, bir saatin sonunda yanımıza gelmeden önce bana mesaj atmıştı. Ben Yeonjun hyungu öptükten sonra bir süre daha sarılmıştık ve o çalan telefonuyla salondan çıktığında ben de koşarak kaçmıştım oradan.

Sonrasında ise kendimi banyoda bulmuştum. Minho odasında oyalanırken onunla kısa bir konuşma yapıp banyoya girmiştim. Konuştuğumuzu, sorunun yok olduğunu söylemiştim ona. Çok sevinmişti. Sevindiğini görmek ise sevindirmişti. Minho'ya abisini öptüğümü söyleyemezdim tabii ki. Ona sadece konuştuğumuzu söylemiştim. Söylemem doğru olmazdı ki? Aramızdaki ilişkiye bir isim versek bile, birbirimize olan davranışlarımızdan Minho'nun haberi olmamalıydı, değil mi?

Kabuğumdan çıkıyordum, değişiyordum. Başlarda gözüme korkunç görünse de şuan özgür hissediyordum. Değişmek sorun değildi. Gerçekten iyi hissediyorsam, bir şeyleri yoluna koymak için bu gerekiyorsa, değişmek en doğru olandı. Ve ben değişmek istiyordum.

Tüm çabama rağmen dudaklarım ıslanmıştı. Ilık su ile temas eden dudaklarımızın hissi akıp gitmişti. Sorun değildi ki? Tekrar öpebilirdim onu. Hem belki bu kez o öpmek isterdi beni?

Üzerime çizgili kazağımı giydikten sonra rahat bir şeyler aradım orta boy valizimin içinde. Beyaz eşofmanımı giyebilirdim. Islak saçlarımı kurutmadan giyinmemin sebebi kesinlikle saçlarımı kurutmasını istememdi. Yapacağını biliyordum, hep yapmıştı. Bana olan minik dokunuşlarını seviyordum. Beni o kadar heyecanlandırıyordu ki...

homeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin