❀ on ikinci bölüm

562 97 19
                                    

❀ clinton kane, i guess im in love

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

clinton kane, i guess im in love






Changbin hyung bu gece burada kalacaktı. Buna en çok Minho sevinmiş gibi görünüyordu. Yanıma gelip saçlarımı düzeltirken giydiği pijamaları ile sevimli görünüyordu, bunu ona söylemek istedim ama gerek olmadığını düşünüp vazgeçtim.

"Gerçekten film izlemek istiyor musun?"

Geri çekildiğinde kafamı salladım hiç düşünmeden. "İstiyorum, sen istemiyor musun?"

"Tek isteğim iyi olman, Soobin. Kafanı dağıtmak için film izleyebiliriz, başka ne istiyorsan yapabiliriz. Tek yapman gereken bana söylemek, tamam mı?"

"Hastaneden bir haber gelirse, bir şey olursa bana söyler misin?"

Derin bir nefes aldı, verdi seslice. "Söylerim. Tabii ki söylerim. Ama beni duyuyor musun? Bir şey yapmak istediğinde söyleyecek misin?"

"Söyleyeceğim." dedim ve ekledim. "Ama bir şey sormak istiyorum."

"Sorabilirsin."

Reklamın oynadığı kanalın sesini kıstıktan sonra yeniden bana döndü. Sormamı bekliyordu. Nasıl soracağımı düşündüm bir kaç saniye. "Abin," dedim ilk olarak. "Benden sıkılır mı? Yani, sonuçta uzun zamandır buradayım. Önceden de hep gelirdim. Bugün de yaşananlardan sonra..." gergince gülümsedim. "Sana sormak istedim."

"Bugün yaşananları Changbin hyung da gördü, o da oradaydı." Yüzündeki ciddi ifade ile bana bakıyordu. "O hiçbir şeyi bilmeden, tanık olduğu tek durum ile senin için çok endişelendi, evine gittiğinde herhangi bir şey olursa ona haber vermemizi istedi." Cümlesini bitirdiğinde kafasını hafifçe sola eğdi, bana bakmaya devam etti. "Demek istediğimi anlayabiliyor musun? Kim olsa endişelenirdi. Senin hakkında her şeyi biliyorum ve seni yalnız bırakmak beni çok rahatsız ediyor. Okulda lavaboya gittiğinde bile bir şey olacak diye endişeleniyorum. Çünkü iyi olmadığının farkındayım, anlayabiliyor musun?"

Anlayabiliyordum, demek istediği şeyi net bir şekilde anlayabiliyordum.

"Abim de seni uzun zamandır tanıyor. O da senin hakkında çoğu şeyi biliyor. Her konuda yardımcı olabilir, bugün oldu da. Senden sıkılması için hiçbir sebep yok, onunla çok fazla konuşmuyorsunuz bile. Bizimle kalmanın ne gibi zararı olabilir ki? Zaten annem ve babam burada değil. Önceden nasılsa sen buradayken de öyle. Tek fark, evde artık üç kişi kalıyor. Ben birlikte olduğumuz için çok mutluyum."

"Ben de, Minho." hafifçe mırıldandığımda elini kaldırıp burnumu iki parmağının arasına alıp sıktı. "Böyle düşünme bir daha. Abim de bende seni önemsiyoruz. Seni düşündüğünden daha fazla seviyorum, senden başka kimse ile konuşamıyorum, biliyorsun."

homeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin