❀ on yedinci bölüm

569 97 15
                                    

❀ cigarattes after sex, sunsetz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

cigarattes after sex, sunsetz






Minho devamsızlık sorununu umursamayacağını söylemişti. Son senemiz olduğu için bir sorun olmayacağını düşünüyordu, olursa da rapor ile devamsızlıklarını sildirecekti. Muhtemelen doğru düşünüyordu. Herkesin tek düşüncesi mezun olmakken devamsızlık sorunu yaşayan öğrencileri umursamayacaklardı, geçireceklerdi.

Bu yüzden bu sınav haftası da dahil, dönem bitene kadar gitmeyecektik derslere. Sınav dersi saatinde okula gidip sınava girecek ve geri gelecektik. Sınıftakilerden habersiz, ne yaptıklarını bilmeden kendi kafamızda planımızı hazırlamıştık.

Saat dokuzdu, sınavımız on birdeydi. Minho ile birlikte kahvaltı ediyorduk. O telefonu ile ilgilenip bir yandan da bir şeyler yerken ben gördüğüm rüyayı düşünüyordum. Uzun zaman sonra bir ilk yaşamıştım, bir ilk daha yaşamıştım. Haftada bir kaç gece gördüğüm kabuslar, dün gece bana uğramamıştı. Hatta dün gece oldukça farklı ve... ve güzel bir rüya görmüştüm.

Sanırım Yeonjun hyung ile yaptığımız konuşma bilinçaltıma işlemişti. Çünkü dün gece uyumadan önce de o anı düşünmüştüm; Yeonjun hyungun bana sarıldığını, bileğimi öptüğünü, alnımı öptüğünü, bana gülümsediğini... bu çok güzel hissettiriyordu.

Gözlerim bileğime kaydı, gülümsedim.

Rüyamda gördüğüm şey ise her ne kadar düne benzer bir şey olsa da aslında çok farklıydı. Açıkçası, neden böyle bir şeyi rüyamda gördüğüm hakkında bir yorumum yoktu. Rüyamda oldukça mutlu bir şekilde Yeonjun hyung ile konuşuyordum ve o beni yanağımdan öpüyordu. Fakat rüyamda bunu oldukça normal karşılıyordum, alışılmış bir şey gibi.

Rüyamda Yeonjun hyungu görmem normaldi. Çok düşünüyordum onu çünkü.

"Stres yapma sınavda, tamam mı? Dersi geçebilecek bir not alman yeterli. Alacağını biliyorum ama stres yapmandan korkuyorum. Zaten mezun olacağımız için bizi düşük alsak da bırakmayacaklar."

Kafamı salladım. Evet haklıydı. "Deneyeceğim. İster istemez çözemediğim sorular olunca telaşa kapılıyorum ama rahat olmaya çalışacağım."

Ona dün Yeonjun ile yaptığımız konuşmadan bahsetmeli miydim? Emin olamıyordum sadece. Nasıl konuya girecektim ki? Konuşmak için dudaklarımı araladığım her an, telaşa kapılıyordum ve vazgeçiyordum. Hâlbuki şuan karşımda duran en yakın arkadaşımdı ve abisinden hoşlandığımı biliyordu. Sahi... hoşlanıyordum ondan. Bunu kabullenmek sandığımdan daha kolay olmuştu. Sanırım en çok bunu Minho'ya söylemekten korkmuştum. Nasıl bir tepki vereceği beni endişelendirdiği geçiştirmiştim hislerimi. Ya da... ya da babam haklıydı ve bunu biliyordum.

Kahvaltımızı bitirdikten sonra Minho ile evden çıktık. Yürüyerek gidiyorduk yine. Hava geçen bir kaç güne kıyasla daha soğuktu. Kışın habercisiydi bu havalar. Sonbaharı seviyordum, sonbahar en güzel mevsimdi.

homeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin