❀ yirmi beşinci bölüm

620 92 33
                                    

❀ janet suhh, in silence

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

janet suhh, in silence







Ruh halim havaya göre değişiyor gibiydi. Gerçekten... yağmur yağdığında, hava kapalı olduğunda o gün hep kötü geçiyordu benim için. Sakin bir gün geçirdiğimde hava güzel oluyordu. Bugün mü? Bugün hava güneşliydi. Dün ve bugün, beni uyandıran Yeonjun hyungun odasının penceresinden gelen güneş ışığıydı. İki gündür güneş ışığı ile uyanıyor, gözlerimi açtığım gibi onu görüyordum. Bu o kadar güzel bir histi ki.

Dün gece nasıl uyuduysa hala o pozisyondaydı. Bana dönmüş bir şekilde uyuyordu. Boynumun altında duran kolunu yavaşça tutup yatağın üzerine serbest bıraktım. Kolu uyuşmuş olmalıydı. Tüm gece kolunun üzerinde uyumuştum, şimdi fark ediyordum.

Pürüzsüz yüzüne vuruyordu güneş ışığı. Hiçbir şey yapmadan uzandığım yerde ona bakıyordum. Elimi kaldırıp yüzünü rahatsız eden güneşe engel olmak için havada tutmaya başladım. Uykusunu alınca uyanmalıydı, benim gibi güneş ışığı ile uyanmasını istemiyordum.

Yatağın örtüsü hala üzerine örtülüydü. Bir kolu dışarıdayken bileğindeki tokam görünüyordu. Gülümsedim. Hafiften uzamaya başlayan koyu kahverengi saçları dağınık bir şekilde yastığın üzerindeydi. Uzun kirpikleri kapalı gözlerini süslüyordu. Biçimli dudakları pembeydi, susadığını anlayabiliyordum dudaklarına bakınca. Yanaklarına dokunmak istiyordum, saçlarını okşamak istiyordum ama bunları o uyanınca yapabilirdim.

O uyumaya devam ederken yatağından yavaşça inmek için hareketlendim. Ben daha önce uyumuştum. En son ona sarıldığımı, göğsüne kafamı koyduğumu hatırlıyordum. Muhtemelen beş dakika sonra da uykuya dalmıştım. O ne yapmıştı ben uyuduktan sonra? Uzun bir süre daha uyanık kalmış mıydı?

Kalmamış olmasını diledim.

Saate bakmak için telefonumu elime aldığımda, Minho'nun mesajını görmüştüm. Saat dokuz civarıydı ve mesajı yedide atmıştı. Uyandığında yazmış olmalıydı. Yeonjun ile birlikte güzel bir kahvaltı yapmamızı, birlikte vakit geçirmemizi ve seansa gideceksem ona haber vermemi söylemişti. O okuldan öğleden sonra gelecekti ve biz seansa kaçta gidecek ya da gidecek miydik bilmiyordum. Ayrıca onlarla birlikte kalmaya devam edeceğim konusunda da sevindiğini, akşam uzunca konuşmak istediğini yazmıştı mesajında. Mesajın sonunda ise birlikte uyuduğumuza dair bir kaç şey yazıyordu, gülücük emojisi atmıştı. Onunla kesinlikle uzun uzun konuşmalıydık. Konuşmayı ertelediğimiz bir çok konu vardı.

Yeonjun için kahvaltı hazırlamak istiyordum. Bu yüzden acele ederek yataktan indim. Başta emin olamamıştım hangi banyoyu kullanmam gerekiyor diye ama Yeonjun'un odasındaki banyoya adımladım ve içeri girdim. Arkamdan kapıyı yavaşça kapatırken bir yandan da sessiz olmaya çalışıyordum.

Tıpkı odası gibi, banyosu da sadeydi. Gri ve beyaz renkleri hakimdi duvarlarda, siyah kapaklı dolapları vardı. Aynadan saçlarımı düzelttikten sonra suyu açtım, elimi ve yüzümü yıkamaya başladım. Diş fırçam Minho'nun banyosunda olduğu için buradan çıkınca diğer banyoya geçip orada dişlerimi fırçalayacaktım. Oldukça heyecanlıydım. Uyanmasını istemiyordum, önce ona güzel bir kahvaltı kurmalıydım.

homeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin