Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
☆ ☆ ☆
Dilin yavaşça eriyen dondurmayı yakalamak için dışarı fırlarken Minho dudağını ısırdı. Dondurmayı yalamaya devam ederken gözlerini kapatıyor, o dilin başka neler yapabileceğini hayal etmemeye çalışıyor. Erkek arkadaşınıza hiç dikkat etmeden, parmaklarınıza hiçbir şey sürülmediğinden emin olarak koninin etrafını dikkatlice yalıyorsunuz. Dondurmayı yalarken ona yaklaştın, omzuna burnunu soktun.
Bunu bilerek yaptığına yemin edebilirdi, onu kızdırmaya çalışıyordun, böylece çıldıracaktı. Kahretsin. Kırmasını isteseydin koparırdı.
Minho elini yavaşça uyluğunuzdan aşağı kaydırdı, diğer eliyle kısa eteğinizi örtmek için ceketini tuttu. Bugün onu giymek için ısrar etmiştin ve şimdi nedenini biliyordu. Parmak uçlarını yumuşak iç uyluğunuzda gezdirdi, teninizi hissedince neredeyse inleyecekti.
Yumuşak, melek gibi gözlerle erkek arkadaşına baktın, sessizce sızlandın.
"Ah, benim tatlı, şirin kedim." Minho soğuk parmaklarını ısının birikmeye başladığı yere yaklaştırarak belirtti. Dondurmayı yalamaya devam ederken seni izlerken, külotunu kenara itti, seninle alay etti.
"Zaten çok ıslanmışsın bebeğim." Minho parmaklarını senin açıklığın boyunca ovuşturarak bir tsk çıkardı.
Dokunuşta hafif bir inilti bıraktın, kalçalarını öne doğru büktün. Aniden elini çekti ve temasın kesilmesinden dolayı inlememe neden oldu.
Minho çenenizi kavradı, diğer eliyle dudaklarınızın şeklini takip etti ve hafifçe gülümsedi. Masum görünse de, gülümsemelerinin gerçek anlamını biliyordun.
