Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
_____________________________☆
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sabah, bir şekilde odana geri döndünmüştün, mucizevi bir şekilde görüşün geri döndü. Bunu sorgulamadın ve Hyunjin'i çağırmak için aceleyle gümüş yüzüğünü ovuşturdun. Onunla hemen konuşmazsan, aklını kaybederdin . Dün gece olanlar belli ki bir hataydı. Felix'in sana böyle dokunmasına izin vermemeliydin . Bu konuda fazla seçeneğin olduğundan değil. Hayır, sorun seni kirletmesi değildi. Sorun senin her saniyesinden zevk almış olmandı. O kötü şeyleri sana yapmasını istemiştin. Ve periler diyarında ne kadar çok zaman geçirirsen, benlik duygusunu kaybetmekten o kadar çok korkuyordun.
"Hyunjin!" Arkadaşını, koruyucu meleğini gördüğünde acınası bir şekilde haykırdın . "Seni görmek çok güzel."
Yüzünü göğsüne gömerken, beyaz gömleğine düşen yaşları durduramadın.
"Ne oldu canım?"
"Bilmiyorum. Sanırım ilk görevimi başarıyla tamamladım," daha çok ağladın.
"Öyleyse neden sinirlisin? Bu iyi bir şey, değil mi? Kardeşini kurtarmaya bir adım daha yaklaştın."
"Hayır, değilim ," diye savundun. "Peri kral sadece benimle oynuyor. Aklımı kaçırıyormuşum gibi hissediyorum ."
Hyunjin komik bir şey söylemişsin gibi sırıttı.
"Senin için buradayım, tamam," diye güvence verdi, sırtında yavaş daireler çizerek. " Her şekilde burada olmama ihtiyacın var."
"Hyunjin," diye içini çektin. " Bana bir şey yaptı . Ve durduramadım."
"Biliyorum tatlım, biliyorum. Her yerinden onun peri kokusunu alabiliyorum . Bu beni deli ediyor."
"Seni rahatsız ediyor mu?" çekinerek sordun.
"Neden olsun ki?" alay etti. "O senin ilkin olabilir ama ben senin sonun olacağım ."
Bunu söyler söylemez Hyunjin'in sıcak dudakları seninkilerde belirdi ve kendi diliyle dilini fethetti. Sırtındaki eller onu daha çok kazıyordu ve kendini onun yumuşak ağzına inlemekten fiziksel olarak alıkoyamadın. Bu Hyunjin'di . En iyi arkadaşın ve koruyucu meleğin , hain perilerle dolu bu garip yerde. Hyunjin, muhtemelen tamamen güvendiğin tek kişiydi.
"Sana ihtiyacım var Jinnie," diye sızlandın. "Çok."
"Ben buradayım," diye teselli etti.
Hyunjin'le olmak şimdiye kadar deneyimlediğin hiçbir şeye benzemiyordu. Peri kralıyla birlikte gelen tehlikeye seni çeken bir şey olmuştu. Ama Hyunjin ile güvende hissettin . Hyunjin'in seni asla hayal kırıklığına uğratmayacağını içgüdüsel olarak biliyordun. Seni asla kandırmaz ya da yalan söylemezdi. Tüm hayatı boyunca seni izliyordu. Seni korumak onun göreviydi. Ve ona ihtiyaç olduğunu hissettirmek de seninkiydi.
İçine girerken Hyunjin'in kulağına "Keşke ilkim olsaydın" diye fısıldadın.
"Sana söylemiştim zaten." Gülümsedi. "İlkler umurumda değil. Burayı benimle bırakacaksın . Önemli olan tek şey bu."
"Ben seninim Jinnie," dedin anın sıcağında. "Benimle ne yapacaksan yap."
Hyunjin şeytanın vücut bulmuş hali gibi sırıttı ve bir anlığına tüm meleklerin gülümsemelerinin bu kadar çok ateşle dolu olup olmadığını merak ettin.
"İkinci görev için ne yapacağım?" diye merak ettin, Hyunjin'in karanlık kanatları sıcak bir şekilde arkana yaslandı. "Peri kralı akıl sağlığımın her santimini elimden alıyorsa, küçük kardeşimi kurtarmaya çalışmanın ne anlamı var?"
"Bunun olmasına izin vermeyeceğim," diye söz verdi. "Herhangi bir noktada rahatsız hissedersen beni nasıl arayacağını biliyorsun."
"Ama... onun seni burada görmesini riske edemeyeceğini söyledin?" biraz şüphelenmeye başladın.
"Dediğim şeyi unut. Gerekirse onunla yüzleşirim."
Hyunjin'in seni koruma isteğinden çok etkilenmiş hissederek başını salladın.
Peri kralını kendi oyununda yenecek kadar güçlü olduğuna dair inancını yeniden teyit ettin.
__________________
Bu hikayede kimseye güvenilmemesini tavsiye ederim.
