mermaid
Elimdeki yarısı şampanya dolu kadehten bir yudum alırken içinde olduğum köpüklü küvetimde biraz daha yaslandım arkama. kadehimi bıraktım ve gözlerimi kapadım. Çalan piyano sesi gevşememe yardımcı olurken banyonun kapısı tıklandı.
"Ben geldim!"
Kapının arkasından gelen Jimin'in sesiyle gözlerimi araladım. Rahatımı bozmak şu an yapacağım en son şeydi fakat küvetten çıktım. Durulanıp beyaz bornozumu giydim. Çıkmadan önce içkimi almayı unutmadım.
Toplu ve dağınık turuncu saçlarımın yarısının ıslak oluşuna aldırmadan Jimin'in yanına gittim. Çoktan koca salonumda küçük bir yer kaplayan sallanan koltuğa oturmuştu bile. Karşısına oturdum. Ayaklarımı sehpaya uzatmamla bacaklarım açılmıştı. Jimin göz devirerek "Üstünü giyinmek gibi bir düşüncen yok sanırım?" dediği sırada kadehi dikledim ve boşalan bardağı sehpaya koydum.
"Evime gelişini neye borçluyum?"
Ayağa kalkıp yanıma oturdu. Parlayan gözleriyle hevesli bir şekilde "Bir koç buld-" cümlesini bitirmesine izin vermeden yanından kalktım.
Ona arkamı döndüm ve evimin bir kısmını kaplayan devasa camların önüne doğru ilerledim. Katlarca yukardan bakınca bütün şehir ayaklarımın altına kalıyordu. Jimin onu dinlemek istemediğimi anlamıştı fakat yine de devam etti.
"Jennie altı yıl oldu. Hayatının böyle devam etmesine izin mi vereceksin?"
Kaşlarım çatıldı onun sözleriyle. Yıllardır bunları duymaktan çok sıkılmıştım artık.
"Hayatımdan gayet memnunum, Jimin. Sen de bırak artık beni. Kendine yeni bir iş bul."
Jimin benim menajerim -yani bir zamanlar öyleydi- ayrıca hâlâ bana bebek bakıcılığı yapmak istiyor, orası ayrı bir konu.
"Senin için hayat şehrin en yüksek rezidansında, bu koca evde oturup kadehini yudumlamak mı?"
"Evet!" diyerek sesimi yükselttim ve ona döndüm.
"Evet Jimin, herkesin hayali olan bu hayat... Benim hayatım."
Dudaklarını alayla kıvırdı ve "Haklısın herkes zengin, rahat, lüks bir hayatı olmasını ister." dedi ve bana bir adım yaklaştı.
"Ama kimse yalnız, unutulmuş, değersiz bir hayat istemez. Kendine bir bak Jennie!"
Ne diyeceğimi bilemedim. Sadece yüzüme bunları vurduğu için sinirliydim. Onunla bu kavgayı defalarca yapmıştık. Ne o vazgeçiyordu ne de benim fikrim değişiyordu.
"Ulan sen Jennie Kim'sin! Kore'nin altın yüzücüsü, branşında dünya şampiyonu olan ilk ve tek koreli kadın yüzücüsün."
"Yüzücüydüm... Eskiden öyleydim, artık değilim. Şimdi hepsi geride kaldı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
color me blue • taennie
Teen Fiction"Öpemiyoruz, bakmak da mı yasak?" "Evet, yasak." 190522