meerjungfrau
Havuzun içindeydim. Özgürce yüzüyordum. Bütün bedenimi saran su benim evimdi sanki fakat sonra birden o aydınlık su karardı. Birisi yüzeye çıkmamı engelleyerek elleriyle beni aşağı bastırıyordu. Ciğerlerime gitmeyen oksijen sonumu getirecek gibiydi, boğulmaya başlıyordum. Yalvarmak için her ağzımı açtığımda içeri dolan sular susturuyordu haykırışımı. Öyle bir çırpınıyordum ki bu işkencenin sahibi buna rağmen vicdansızca bırakmıyordu beni.
Sandım ki saatlerce boğularak öldüm, uyandım ve tekrar tekrar defalarca boğularak yeniden öldüm. En sonunda beni aşağı iten eller gitti. Sudan çıkar çıkmaz içime çekebildiğim kadar nefesi ciğerlerime bahşettim. Gözlerimi açtığımda beni daha korkunç bir görüntü karşılamıştı. Kan... Her yer kandı. Bütün su koyu kırmızıya boyanmıştı sanki. Ellerimi çıkardım suyun yüzeyinden. Kırmızı damlalar elimden süzülüp havuza düşerken aklımı kaybediyordum sanki. Çığlık attım.
Çığlık atarak uyandım. Bir kez daha böyle bir sabaha açıyordum gözlerimi. Kan ter içinde kalmıştım. Hızla nefes alıp vermeye çalışıyordum fakat o kabusun etkisi yüzünden nefes alamıyormuşum gibi hissediyordum. Sesimi duyan Jimin odaya girmişti. Öksürmeye başladım. Jimin çekmecemden ilacımı aldı hemen.
"Nef-nefes... yok, nefes y-yok."
İlacımı bana vermeden önce ellerimi tuttu ve "Nefes var Jennie. Sakin ol. Yavaşla, kalbinin ritmini dinle." dedi her zamanki gibi. Her seferinde de işe yarardı bu yaptığı. Sırtımı sıvazladı.
Yavaş yavaş sakinleştim ve nefes alışverişim eskisine döndü. İlaçlarımı içirdi Jimin bana. Yüzüme yapışan saçlarımı arkada toplayarak yardımcı oldu.
"İyisin... Her şey yolunda. Geçti hepsi artık."
Suyumun tamamını içtikten sonra kafa salladım. Aynı şeyleri tekrarladım.
"İyiyim... Her şey yolunda. Geçti hepsi artık."
Jimin bardağı elimden alırken "Yine mi o kabus?" diye sordu. Ellerimi sinirle saçlarıma geçirdim.
"Lanet olsun! Evet! Yine aynı kabus! Bırakmıyor peşimi."
"Tamam sakin ol... Bir şekilde atlatacaksın bunu."
Bir havuzun yakınında olmak bile yine bu kabusa sebep oluyorken nasıl benden yüzmemi bekliyorlardı?
"Söyle basına, herkese... Jennie Kim yurtdışına gidiyor, temelli."
Yataktan kalktım. Jimin de o sırada hemen karşı çıkarak "Olmaz. Olmaz Jennie... Artık kaçmak yok. Kaçtığın için kovalıyor bu rüyalar seni." demişti.
"Uzun zamandır görmüyordum. Dün o salona gittiğim için oldu. Yapamıyorum. Görmüyor musun Jimin?"
Jimin cevap veremeden odanın kapısı Lisa tarafından açıldı. Onun da burada olduğunu beklemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
color me blue • taennie
Teen Fiction"Öpemiyoruz, bakmak da mı yasak?" "Evet, yasak." 190522