Syren
Taehyung'u izlemeyi kesmemiştim. Altındaki şortu ben görmeden önce giymişti, sadece üstündeki gömlekle komik duruyordu. Gömleğini çıkarıp artık üstünde bir şey bırakmadığında gömleği dolaba attı ve kapağı kapadı. Hemen oradan kaçıp bir köşeye saklandım.
Odasından çıkan Taehyung yavaşça havuza yaklaştı. Onu izlemeye devam ettim.
Neden buradaydı? Jisoo'nun yanında olacağını sanıyordum. Morali bozuk görünüyordu. Yine kavga mı etmişlerdi acaba?
Havuza atladı Taehyung, atladığında yükselen sulara gitti gözlerim. Sanki bir yarışdaymış gibi yüzen Taehyung'u donup kalmış şekilde seyrediyordum. Beni göremeyeceğini bilerek saklandığım yerden çıktım biraz.
Çok hızlı yüzüyordu. Bu kadar kendini zorlayarak yüzerse yorulacaktı. Hatta o geniş omuzları bile acımaya başlardı. Isınmadan girmişti bir de... onun için endişeleniyordum ama o bir saniye olsun durmadan yüzüyordu. Alt dudağımı ısırırken ona seslenip seslenmemek arasında kaldım. Bir sorun vardı... Kendisini cezalandırıyor gibiydi.
Hızını azaltan Taehyung tamamen durdu ve suyun altına batmasına izin verdi bedeninin. Biraz daha yaklaştım havuza. Kim bilir ne geçiyordu aklından... ya da kim bilir nasıl bir iç savaş vardı kafasının içinde. Onu böyle görmek beni kahrediyorken onun yerine ben boğuluyor gibi hissediyordum.
"Taehyung..." fısıltıyla çıkan sesimi ben bile zor duymuştum. Korkuyordum... Hâlâ çıkmamıştı. Nefes alman gerekti Taehyung...
Dakikalar sonra sonunda harekete geçti fakat birden ayağını tutunca havuzun kenarına gittim. Dizlerimin üstüne çöküp daha dikkatli baktım. Yukarı çıkmaya çalışıyordu ama ayağına kramp girmiş olacak ki bunu yapamıyordu. Isınmadan yüzerse olacağı buydu.
Zorlandığını fark ettiğim gibi suya atladım ve yanına yüzüp bir kolunu omzuma koyup onu yukarı çıkardım. Taehyung yüzeye çıkar çıkmaz öksürmeye başlarken yüzüme yapışan saçlarımı geriye atıp bağırdım.
"Aptal mısın sen? Niye tek başına gecenin bir yarısında yüzüyorsun! Yüzüyorsun madem neden kenarda yüzmüyorsun! Ben olmasaydım ne bok yiyecektin?"
Taehyung hızlı hızlı nefes alıp veriyorken ıslak siyah saçlarını düzeltti ve bana baktı. yaşlı gözleri, yaşlı gözlerime hâkimiyet kurmuştu bir anda. Çenesinden akıp giden damlalara bakıp bakışmayı kesmek istedim ama bunu yapamadım. O öksürükleri arasında gülünce göz devirdim. Kaşlarımı daha çok çattım.
"Gülme ruh hastası gülme! Ölüyordun..." deyip onu bıraktım. Artık kendisi durabilirdi suda.
"Senin burada ne işin var?" diye sordu. Sorusunu es geçip mermere çıkıp oturdum. O da aynı şekilde çıktı ve yanıma oturdu. Islak bedenine bakmamaya çalışmak biraz zor olunca kafamı tamamen onun olduğu yönün tersine çevirdim ve sorusuna cevap verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
color me blue • taennie
Teen Fiction"Öpemiyoruz, bakmak da mı yasak?" "Evet, yasak." 190522