Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
sirena
"Bizi ayırmaya çalışıyor..."
Jisoo'nun Taehyung'a ne gibi bir açıklama yapacağını öğrenmek için onları yalnız bırakarak yanlarından ayrılmıştım fakat bir köşeye geçip sadece beklemiş, onları izliyordum.
"Jisoo neden işleri bu kadar zorlaştırıyorsun?" diyen Taehyung'un ellerini tuttu Jisoo.
"Yemin ederim doğruyu söylüyorum. Amacı seni benden almak."
"Jennie neden böyle bir şey yapsın? Ayrıca bana söz vermiştin, onunla herhangi bir kavgaya girmeyecektin. Ne oldu sözümüze?"
Jisoo bir kez daha döktü yaşlarını.
"Korkuyorum."
"Neden?" diye sordu Taehyung merakla.
"Sensiz kalmaktan."
Taehyung ellerini Jisoo'nun yanaklarına yerleştirip ona yaklaştığında bakışlarımı indirdim.
"Hiç gittim mi senden?"
Taehyung'un sorusuyla tekrar onlara baktığımda Jisoo'nun gülümsediğini gördüm.
"Gitmedin."
"Gitmeyeceğim."
Jisoo Taehyung'un ellerini indirdi yanaklarından ve "Gidemezsin. Tamam mı?" dedi kaşlarını çatarak. Alayla burnumdan güldüm. Olumluca kafasını sallayan Taehyung'tan sonra bıkkınlıkla nefes verdim.
Birinin Taehyung'a Jisoo'nun onsuz kalmaktan değil de yalnız kalmaktan korktuğunu söylemesi gerekti.
"Bir daha Jennie ile tartışma, olur mu? Onun elbet bana ihtiyacı kalmayacak. Sonsuza dek koçu olamam, değil mi? Lütfen o zamana kadar sabırlı ol."
Taehung'un sözlerine karşı her ne kadar içimde ağlama isteği oluşsa da tuttum kendimi.
"Hayatımızdan çıkıp gidecek." dedi Jisoo.
"Hayatından çıkıp gideceğim." diyerek düzeltti Taehyung. Ardından Jisoo'nun bir elini tutup "Gel, içeri geçelim." dedi. Yürümek için bir iki adım atmıştı ki Jisoo elini bıraktı Taehyung'un.
"İçerisi kalabalıklaşmıştır şimdi. El ele girmemiz çok dikkat çeker." demişti Jisoo. Taehyung havada kalan eline bakıyorken istemsizce kendi elimi havada bulmuştum. Çünkü Jisoo'nun bir saniye olsun tereddüt etmeden bıraktığı eli tutabilmek istemiştim.
"Haklısın. Sen önden gir." deyince Taehyung, Jisoo önden gitti ve içeri girdi. O gitmişti fakat Taehyung birkaç dakika daha kalmayı seçip yüzünü denize döndü. Hava çoktan kararmıştı. Denizi göremeyebilirdi fakat hafif ışıklandırmalar sağ olsun ben kendi denimizi görebiliyordum.
Dakikalarca o, manzarayı izledi; ben de onu. Sonunda ise olduğum yerden çıkıp ona doğru yaklaştım. Adım seslerini duyan Taehyung arkasını döndü. Beni fark ettiğinde ise tamamen çevirdi bedenini bana.
