Kim Seungmin'den
"Hey Jinnie..." Her zaman gittiğimiz ramen dükkanında.. Şimdi eski erkek arkadaşım olan Hyunjin'i selamlayarak konuşmaya başladım.
"Selam Minnie..." diye yanıtladı, bugün bizim için üzücü bir gündü, ikimiz de sadece arkadaş olmaya karar vermiştik. Bir yıl çıktıktan sonra ikimiz de aslında romantizmden daha çok bir kardeşliğimizin olduğunu farketmiştik.
İşleri tamamen bitirmemiz gerektiğini düşünmüyordum. Ama durum ne kadar kötüye giderse gitsin en iyi arkadaş olarak kalacağımıza dair birbirimize söz vermiştik.
"Hyunjinnie, işleri çözemediğimiz için üzgünüm." | ağlamaya başlamıştı, o benim en iyi arkadaşımdı ve her şeyin yoluna girmesini istesem de olmuyordu.
"Hayır Seungminie, bu senin hatan değil, bizim hatamız değil." dedi Hyunjin sakince, ama ne kadar üzgün olduğunu anlayabiliyordum.
Ayağa kalktı ve birkaç kişinin önünde bana sarıldı, zaten umursadığımızdan değil, dokunuşuyla eridiğimi hissetmiştim ama ikimizde aynı kıvılcımı taşımadığımızı biliyorduk.
Hyunjin kulağıma yaklaşıp "Bir daha şansımız olsaydı, sana 100 kez geri dönerdim, ama sevgili olmasak bile hayatımda olduğun için mutluyum Minnie." diye fısıldadı.
Bu sefer ona daha sıkı sarıldım, bırakmak istemiyordum, henüz değil o kadar çabuk değil, ama arkadaş olmanın çok daha kolay olduğunu çoktan anlamıştık, çok benzer olmamıza rağmen tamamen farklı şeyler istiyorduk.
"Seni seviyorum ve her zaman seveceğim, söz veriyorum, umarım hak ettiğin ve seni çok seven birini bulursun Hyunjinnie." diye mırıldandım, gözyaşlarım akıyordu.
Hyunjin benim ilk düzgün ilişkimdi, ilk öpücüğüm, o benim ilk her şeyimdi.
Sevgili olamamamız üzücüydü ama ikimiz de hâlâ birbirimize sahip olduğumuz için mutluyduk. Evet, birçok yönden acıtıyordu, ama hayat buydu işte.
Alışveriş merkezinin dışında onu gezdirirken elini tuttum, yağmur yağıyordu, hava gerçekten imkansızı tahmin edebiliyor gibiydi "Hyunjin beni son bir kez öper misin?" deme cesaretini sonunda bulduğumda kınuştum.
Başını salladı, gözleri benimkilerine çevirip biraz durdu. İkimiz de ıslanırken, beni öpmek için eğilerek elini nazikçe yüzüme koydu.
Sanki ilk öpüştüğümüz zaman gibiydi, içimden bir sürü anı geçmişti, geri çekildim, kalbim neredeyse şuan paramparça olacak şekilde sıkışıyordu.
Gözlerimin ucuyla Hyunjin'in gözünden bir yaş aktığını gördüğümde özür diledim. Başını salladı ve duygularını içinde tutmaya çalıştığı belli olarak bana gülümsedi.
Yükselip alnını öptüm, "Olsaydık en başta duygularımızı kaybetmezdik." Ellerini bırakmayı reddederek tuttum.
"Seungmin, en azından bir kere çıktığımıza sevindim. Eğer gerçekten birbirimiz için yaratılmışsak geri geleceğimize eminim, belki başka bir hayatta Minnie." dedikleriyle daha çok ağladım.
"Özür dilerim, gerçekten..." Ellerini daha sıkı tutarak mırıldandım, sonunda ellerimi çektiğimde ellerinin titremesini izledim.
Sonsuza kadar öylece durduğumuzu hisettim bir an, gözleri kapattı, dudağını ısırdı söyleyeceklerinde zorlanıyor gibiydi.
"Minnie eve vardığında beni ara, tamam mı...?"
"Tamam..."
Bana üzgün üzgün baktı ve yürüyüp gitti. Ona geri dönmek ve ona her şeyin bitmesini istemediğimi söylemek istedim ama yoktu. Artık öyle hissetmediğim bir şey hakkında yalan söyleyemezdim.
Elbette aşıktım, ama gerçekte olduğundan daha çok platonikti, o artık orada olmadığında kalbimin attığını hissettim.
Gözyaşlarım düşmeye devam ediyordu, her şeye olan umudumu tamamen yitirmiştim artık. Ne istediğimi bildiğimi sanıyordum, tek ihtiyacım olanın Hyunjin olduğunu düşünüyordum ama onu da bırakmıştım.
Herkes sever ama her aşk kalıcı değildir. Belki romantik olarak sevebiliriz ama bunun sadece arkadaşça olması gerekiyordur. Belki onu hiç sevmemiştim, sadece onunla olan aşk fikrini sevmiştim.
Gerçekten öyle olsaydık, savaşırdık ve sevmekten asla vazgeçmezdik: ama vazgeçtik, ikimiz de vazgeçtik.
•Bounded•
1. Bölüm Sonu-08.06.2022-
Hadi ağlayın Hyunmin de sevenler (buna ben de dahilim TT)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bounded | 2Min [✓]
Fanfiction❝Hayatın iniş ve çıkışları vardır. Ne yazık ki Minho ve Seungmin birbirlerini kaybettiler. İkisinin de farklı istekleri vardı ama ayrı olduklarında, eski hayatlarına geri döndüklerinde her şey değişmişti. Başlangıçta herşeyin böyle olmasını istiyor...