0.14

275 32 2
                                    

Hwang Hyunjin'den

127 kafeye baktım, arkadaşlarımdan biri orada çalışıyordu, Haechan. Çok yakın değildik ama kafe hayatımın tamamlayıcısı olduğu için kesinlikle arkadaşdık.

Sabırla Seungmin'in gelmesini beklemeye başladım. Bu arkadaşlığı bir saat ya da bir yıl sürse de düzeltecektik, yapmak zorundaydık, tüm o aşk ve o hatıraların çöpe atılma düşüncesine dayanamadım.

Serin esintide beklemeye devam ettim, bugün üzerimde eskimiş yeşil bir kapüşonlu vardı. Artık epeyce yıpranmıştı, ama çok rahattı, birkaç yıl önce satın aldığım bir şeydi. Daha çok okul için gündelik bir kıyafetti.

Artık Seungmin'in gelip gelmeyeceğini düşünmeye başlamıştım, taaki bir el omzuma dokunana kadar Seungmin'in bana seslendiğini fark etmemiştim.

"Oh-uh Seungmin merhaba, hadi içeri girelim ve bir şeyler alalım..." Başını sallayışını izledim. İkimiz de göz göze gelmiyorduk. Muhtemelen böylesi daha iyiydi.

Pencere kenarında oturmasını izlerken iç geçirdim, üzgün bir şekilde bana gülümsediğinde başımı salladım. Seungmin'e bir latte ve çilek dolgulu kek isteyeceğini bilerek ikimiz için bir şeyler sipariş etmeye gittim.

Kendime sade bir kahve aldım, siparişleri masamıza götürüp koyduktan ve oturduktan sonra sıcak kahveyi önüme çekip sıkıca tuttum. Aramızda garip bir sessizlik vardı.

"Üzgünüm." diye başladım konuşmaya, Seungmin yüzünü buruşturdu ve omuz silkti "Ne için?" Cevap vermeden önce dudaklarımı yaladım "Güzel olacağımızı düşünmüştüm."

Seungmin başını salladı "Yapamadık. Bu senin suçun değil, lütfen üzülme." dedi sessizce, ardından kahvesinden bir yudum aldı.

Kahveme baktım neredeyse kalbimdeki morluklar kadar karanlıktı. "Ama biz çok uzun zamandır arkadaşız, biliyorsun... Gitmene izin veremem Hyunjin. Jinnie" diye konuşmuştu.

Özlediğim lakabı duyunca kalbim çarpmıştı, artık onu o şekilde sevmiyor olabilirdim ama onu platonik olarak sevdiğimi ve ona kardeşim gözüyle baktığımı kesin olarak ifade ediyordum.

"Doğru Minnie" elini tuttum, yüzümün biraz ısındığını hissederek hafifçe ovuşturdum "Her zaman benim küçük kardeşim olacaksın ve bunu kimse değiştiremeyecek."

Seungmin'in gözlerine bakmadan aptal aptal gülümsemeye başladım, Seungmin'in ellerimi yanaklarına koyduğunda, ona baktım ve köpek yavrusu gibi suratı içimi yumuşatmıştı.

"Jinnie... Olamadığımız için üzgünüm, ama hey, bir sürü anımız var!" Hevesle başını salladığında, sadece gülümsedim, söylediklerinin doğru olduğunu biliyordum, o şekilde birlikte olmayabilirdik ama birlikte olduğumuzda bol bol hatıralar kazanmıştık.

Çantamdan kamerayı çıkardım ve Seungmin'e bir resim açtım, çıkmaya başladığımızda ilk çektiğimiz selcaydı bu. Seungmin ve ben tüm fotoğraflarımıza gülmüştük.

Ne kadar küçük göründüğümüzün farkında değildik, o kadar gençtik ki, şimdi de çok yaşlı değildik ama üniversiteden mezun olmak şöyle dursun, kesinlikle daha olgun görünmeye başlamıştık.

En iyi arkadaşımı geri kazandığım için mutluydum, o benim için dünyalara bedeldi ve ne pahasına olursa olsun onu koruyacaktım.

"Hyunjin, bunların hepsini atlattığımıza sevindim çünkü arkadaşlığımız her şeyden önemli."

•Bounded•
14. Bölüm Sonu

-21.08.2022-

Bounded | 2Min [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin