Kim Seungmin'den
Alarmın çaldığını duyunca oflayarak uyanmıştım. Gece hiç iyi uyuyamamıştım. Hyunjin'in eşyalarını bırakmaya karar vermiştim çünkü onlara baktıkça daha çok acı çekiyordum.
Daha da kötüsü, evde olmamasıydı. Bunun onun apartmanına girip girmediğini gördüğüm için biliyordum. Muhtemelen zaten yeni biriyle olduğunu bilmek canımı yakıyordu.
Ama neden olmasın? Hyunjin'i kendim gibi tanıyordum. Bir şeyleri aklından çıkarmak için dışarı çıkacak ya da biriyle takılacak tipte biriydi. Özellikle de görünüşüyle herkesi etkileyebilirdi.
Son iki yıla dönüp baktığımda harikaydılar. O yıllara geri dönmek için neredeyse her şeyi yapmaya hazırdım. Ama hayat hiç bu kadar kolay değildi.
Kendimi gerçeğe döndürmeye çalışırken kapımın çalındığını duydum, hiçbir kimseyi ya da bir şeyi beklemiyordum. Şaşkınlığıma son verip kapıyı açmaya gittim.
Kim olduğunu bakmaya gittiğimde gözlüğümü kafamın üstünde unutmuştum. Kapıyı dikkatlice açtığımda karşımda tanıdık bir yüz vardı, Minho gelmişti.
"Minho? Bu kadar erken burada ne yapıyorsun?" Hâlâ yorgun ve şaşkın bir şekilde mırıldanmıştım.
"Üzgünüm... Sana mesaj atmalıydım ama yetişmek istedim... çünkü geçen gün seni gördüm." dedi. Sadece başımı salladım ve ayakkabılarını çıkarmasını izlerken içeri girmesi içen kenara çekildim.
Birkaç kez evimde olduğu için muhtemelen aşina olduğu kanepemi göstererek oturmasını söyledikten sonra "Çay ister misin... yeşil çay?" diye sormuştum.
"Yeşil çay harika, Seungmin..." Karşılık olarak başımı sallayarak su ısıtıcısını açtım "Sen ve Hyunjin ayrıldınız mı-" Minho'nun bana sorduğu soruyla şaşkınlıkla ona döndüm.
"Nasıl- evet ayrıldık, en iyi buydu." diye kekeleyerek yanıtladım eski erkek arkadaşımdan bahsederek.
Minho sadece başını salladı "Eski erkek arkadaşımla yatıyordu..." Gözlerim büyümüştü, eski mi dedi? Hâlâ tüm haberleri almaya çalışırken sadece başımı salladım.
"Yaptı mı? Şaşırmadım, kim istemez ki? Yatakta iyi." Gülmekten neredeyse boğulacak olan Minho'ya baktım.
Zayıf bir şekilde gülümsedim "Daha iyi olabilirdim." Minho şaka yaptığında, ben onun edepli(!) yorumuna gülerek masaya vurup gözlerimi devirdim.
"Yani birlikte değilsiniz-" diye sorduğumda hemen cevapladı "Evet artık Jisung ile değilim, o çok değişti." Sadece sessiz kaldım, bu onun için muhtemelen zor bir durumdu.
"Hyunjin ile hâlâ arkadaş mısın?" diye sordu Minho. Ne diyeceğimi bilemedim, yorgun bir şekilde başımı salladım, "Sadece ara verdik, muhtemelen hâlâ en iyi arkadaşız..."
"Bak Seungmin çok üzülme, duyduğuma göre arkadaş olarak seni hâlâ önemsiyor ve muhtemelen bir daha asla birbiriniz gibi en iyi arkadaş bulamayacaksınız."
Minho'nun söylediklerine gülümsedim, kalbim biraz daha hafiflemişti, ona çok değer verdiğim için durumun böyle olmasını umuyordum.
Hazırlanmış bir tepsi yeşil çay ile yanına geri dönüp sehpamın üzerine koyduktan sonra yere oturdum. "Ne tuhaf birbirimizi yeniden bulduk ha?" dediğinde şakayla karışık gözlerimi devirdim.
Minho agresif bir şekilde başını salladı, "Hayat bizden nefret ediyor, ilişki sorunlarımızdan dolayı hep bir toparlanma olarak tekrar bir araya geliyoruz." diye şaka yapmıştı.
"Demek istediğim, bu sefer gerçekten onlarla işimiz bitti." dediğimde Minho'nun beni arkadaşça ittirmişti.
Eski günlerdeki gibiydik. Sanki o iki yıllık yerimiz hiç yok gibiydi, güzeldi.
•Bounded•
9. Bölüm Sonu-08.08.2022-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bounded | 2Min [✓]
Fanfiction❝Hayatın iniş ve çıkışları vardır. Ne yazık ki Minho ve Seungmin birbirlerini kaybettiler. İkisinin de farklı istekleri vardı ama ayrı olduklarında, eski hayatlarına geri döndüklerinde her şey değişmişti. Başlangıçta herşeyin böyle olmasını istiyor...