Lee Minho'dan
Oldukça yorgun uyandım, tekrar uykuya dalmak üzereyken telefonum çalmaya başladı. Hwang Hyunjin.. Komik, bir süredir ondan haber almamıştım ve pekte yakın değildik.
Aramayı cevaplamakta tereddüt etsemde yine de cevapladım, "Hyunjin? Nasıl yardım edebilirim..."
Hyunjin: Ah Minho... Jisung ile ilgili bir sorunum var.
Minho: O orospu çocuğu, şimdi ne yaptı?
Hyunjin: Sanırım bana şantaj yaptı...
Minho: Ne demek istiyorsun?
Hyunjin: Eğer yapmazsam Seungmin'i öldüreceğini söyledi.
Minho: Seungmin mi? Neyi eğer yapmazsan Hyunjin?
Aslında Hyunjin, iyi olacaksın, ben ve arkadaşlarım onu polise bildirdik, onu bugün alacaklar ve o mahkemeye çıkacak, umuyorum ki hapise de girecek.
Hyunjin: Ama-
Minho: Hyunjin iyi olacağız tamam mı? Söz veriyorum, Seungmin'e bir şey olmayacak, ikimiz de bir şey olmasına izin vermeyeceğiz.
Hyunjin: Sadece bilmiyorum Minho
Minho: bu konuda bana güven tamam mı?
Hyunjin: Mhm...
Minho: Tamam gününe geri dönmelisin, çok fazla endişelenme, eğer bir şey olmazsa bu konuda bir şeyler yapacağım.
Aramayı sonlandırdık, oldukça tuhaftı ama Hyunjin'i endişelendirmek istemiyordum. Yardım edebilirdim ama aklımda sürekli beni rahatsız eden bir şeyler gizleniyordu. Belki de bir uyarı.. Hayır sadece paranoyak oluyordum.
Saate baktım sadece Changbin'den Felix'in iyi olduğunu ve uyandığını, taburcu olmaya hazır olduğunu söyleyen bir mesajı gördüm. En iyi arkadaşlarımdan birinin artık iyi olduğunu öğrendiğim için gülümsemeden edemedim.
Bugün ne yapmak istediğimden tam olarak emin değildim. Aslında bu yeni yarı zamanlı işe akşam 7'ye kadar başlamalıydım. Bir keresinde bazı zorluklardan dolayı çalışamamıştım ama bugün çalışmaya kararlıydım.
Chan'ın çoktan gitmiş olabileceğini düşünerek etrafa bakındım, bazen Chan'ın kendi dairesinde yaşadığını unutuyordum, nadiren evde olurdu, ya müzik stüdyosunda, ya işinde, ya da Jeongin'in evinde. Ki bu da onun kişisel alanını işgal ettiğim için kendimi hep kötü hissettirirdi. Sorun olmadığını söylerdi ama kendimi suçlu hissetmeden edemezdim.
Kendimi yenilemeye ve üstümü değiştirmeye karar verdim, büyük ihtimalle evde kalacaktım çünkü hala kendimi bok gibi hissediyordum ve içimde üretken bir şeyler yapacak enerjim yoktu, ayrıca parasızdım. Son üç haftadır tüm maaşımı harcamıştım.
Mutfağa girdim, Chan'ın yiyecek satın aldığını, evi doldurduğunu gördüm, çünkü ben buradaydım, Chan asla kendisi için bir sürü yiyecek almamıştı, ya aynı şeyi yerdi ya da sipariş verirdi.
Küçük bir yapışkan not okudum Chan masaya yapıştırmış olmalıydı "Bu gece evde olmayacağım, -Love Chan ;)" En iyi arkadaşımın aptalca yorumuna güldüm.
Bugün hızlı ve basit olduğu için bulduğum yulafları yemeye karar vermiştim, ondan sonra doğruca kanepeye uzanıp ağrıyan vücudumu yayarak televizyonu çok dikkatli bir şekilde izlemeye başladım.
Kasenin sadece yarısını yedim. İtiraf etmeliyim ki, Jisung'a geri döndüğümden beri yeme alışkanlıklarım daha da kötüleşmişti, bir üniversite öğrencisi olarak çok parasız bir hayat yaşamak eskisi kadar zordu.
Ama bana sürekli zarar verecek biriyle yaşadığım için iliklerime kadar midem bulanıyordu ve asla yemek yemek istemiyordum. İyileşiyordum, ama bugünlerde daha da kötüleşiyor gibiydim.
Gerçi bu kadar umursamamalıydım, bir mücadeleydi evet, ama ne yapabilirdim? Yemek için kendimi zorlasam hasta olurdum, bir kez olsun iyi olmak istiyordum.
Ama herkesin kendi mücadeleleri vardı değil mi? Sanırım boşvermeliyim, işe başlamadan önce Chan'ın dairesinde günümü bir şeyler okuyup ve temizlik yaparak geçirdim.
•Bounded•
18. Bölüm Sonu-09.09.2022-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bounded | 2Min [✓]
Fanfiction❝Hayatın iniş ve çıkışları vardır. Ne yazık ki Minho ve Seungmin birbirlerini kaybettiler. İkisinin de farklı istekleri vardı ama ayrı olduklarında, eski hayatlarına geri döndüklerinde her şey değişmişti. Başlangıçta herşeyin böyle olmasını istiyor...