0.30

182 27 6
                                    

Lee Minho'dan

Gözlerim şaşkınlığımdan dolayı genişlemişti, Jisung Seungmin'i ne zaman nasıl öğrenmişti anlam veremiyordum. Kalp atışlarım hızlandığı sırada karşımda Jisung belirdi önüme oturup bacak bacak üstüne atarak arkasına yaslandı.

"Minho bebeğim, işi zorlaştırmayacağım, öp beni, çık benimle, sev beni." Gözleri parlıyordu ama sesi.. Şu an kendisinde değildi kulağa çılgınca ve ve gerçek dışı geliyordu, Jisung'u tanıyordum bu o değildi.

Bir şekilde dikkatimi dağıtmaya çalışıyordum gözlerimi ondan çekip etrafıma bakmaya başladım. Belki o zaman iyi olabilirim ve çılgın eski sevgilime takılıp kalmazdım, yoksa %100 bu odadan canlı çıkamazdım.

Ne yapacağımı ya da ne diyeceğimi bile bilmiyordum, benden bir cevap beklerken bacağını sakladığını görebiliyordum, gülümseyerek bana bakıyordu ki bunun iyi mi kötü mü olduğunu anlıyamıyordum.

Kırılgan bir kahkaha attım, öksürdüm ve daha doğru düzgün bir şey söyleyemeden kapıya biri sertçe vurdu, belki de orada beni tüm bu dert ve acıdan kurtaracak bir melek vardı, gidip o kapıdaki kişiyi öpeceğim.

Jisung inledi ve kapıya cevap vermeden önce bana baktı. Gergin ve her şeyin ters gittiğini hissediyordum. Çabucak kendime baktım ve ne kadar solgun göründüğümü fark ettim. Kusmak istedim çünkü ne kadar hasta göründüğümün daha önce farkında değildim.

Sinirden mi yoksa gerçek hastalık yüzünden mi? Tamamen dürüst olalım muhtemelen ikisinin bir karışımı.

"Lanet Jisung!" Felix Jisung'un üzerine oturmuştu, bekle Felix?! Ve kapıdan içeri giren aşırı paniklemiş ve çılgına dönmüş görünen Seungmin gözlerim büyümüştü. Seungmin'e sarılmaya ve Felix'in iyi olup olmadığına bakmak için hızlıca yanlarına gittim.

Hemen "Ne oluyor?!" diye sorduğumda Seungmin kucaklamayı kesti ve hıçkırarak "Hyunjin... o burada bir yerde bana yardım et lütfen Minho." gözlerimi büyütüp delici bakışlarımı Jisung'a çevirdim.

Onu sakinleştirme umuduyla Seungmin'in elini tuttum, mümkün olan her kapıyı açıp kapıyordum. Seungmin'in depo kapısını açmaya çalıştığını gördüm, Seungmin artık bayılacak gibi görünüyordu. Yutkundum ve kapıyı açmaya çalıştım, tekmeledim, yumrukladım, hiçbir şey işe yaramıyordu.

Seungmin gözyaşlarına boğulurken bulduğu saç tokasıyla denemişti şansını mucizevi bir şekilde işe yaradığını görünce derin bir nefes alıp gülümsemişti.

Tabii bu gülümsemesi en iyi arkadaşının durumunu görene kadardı, yorgun görünüyordu, bayılmıştı, kafasından kan akıyordu, kolu da yaralıydı. Seungmin hemen yanına gidip ona sarıldı ve ağlayarak "Hyunjin şimdi buradayım tamam mı? Benim için uyanık kal lütfen."

Gördüğüm bu sahne beni mahvetmişti Seungmin'i böyle görmek canımı yakmıştı, neyse ki Felix'in çağırdığı polis ve ambulans çabucak bulunduğumuz yere gelmişti. Seungmin Hyunjin'in ne kadar harap göründüğünü görünce daha da ağlayıp Jisung'a küfretmeye başlamıştı.

Onu bir şekilde teselli etmem gerektiğini biliyordum ama onu daha da üzmek istemiyordum, sadece sarılıp kollarımda ağlamasına izin verdim, bu kadar yardımcı olup olmadığını bile bilmiyordum, uyuşmuş hissediyordum. Eski erkek arkadaşımın bu kadar deli olduğuna inanmak zordu, bunu daha önce anlasaydım belki başkaları da etkilenmezdi.

İstismarcı davranışları sadece beni değil Felix ve Hyunjin'i de etkilemişti ve şimdi neredeyse iki kişiyi öldürdüğü için pek çok insan duygusal olarak acı çekiyordu, ilk seferinde nasıl hapiste olmadığını bile anlamamıştım zaten. Umarım bu sefer olurdu.

Hyunjin'i burada görmek bile beni travmatize etmişti. Onun için sadece bir an önce iyileşmesini dileyebildim, neredeyse dövülerek kan kaybından ölecekti.

Umarım bu gördüğüm son korkunç sahne olurdu.

•Bounded•
30. Bölüm Sonu

-08.01.2023-

Bounded | 2Min [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin