0.32

174 24 6
                                    

Lee Minho'dan

Biraz uzursuzdum, gece çok geç bir saatti, Seungmin bana sarılmıştı, (Aslında Chan'ın) dairemdeydik Seungmin zar zor uyumuştu. Chan'ın yeri daha yakın olduğu için onu eve götürmek için ısrar ettim. Çok sayıda ısrardan dan sonra kabul etmişti.

Gözlerini kapatmıştı, gömleklerimden birini ve boxerını giymişti, kalbim çarparken başını göğsüme yaslamıştı. Gözleri kapalıydı ve nefesi gergindi, bu manzara karşısında kaşlarımı çattım. "İyi misin Seung?" diye kulağına fısıldadım.

Bedenini çıplak olan göğsüme çevirdiğinde başını salladı. Rahatlamak için yastığa daha fazla baskı uyguladığında gözlerindeki rahatsızlığı gördüm "Rahatsız olan yatak değil, şu anda aklımda çok şey var." Seungmin sessizce mırıldandı, gözleri hala kapalıydı.

Kendimi biraz daha yaklaştım. Biraz daha rahatlamaya başladığını hissettim. Seungmin bir yana ben de şu son 24 saat içinde olanlar yüzünden stres altındaydım ama zorla da olsa gülümsemeye çalıştım.

"O nasıl biriydi?" Tekrar kıpırdanmaya başladığında kekelediğini duydum, bu sefer oturarak balkon manzarasını seyretmeye başladığımda "Kim?" diye sordum kimden bahsettiğini biliyordum ama yine de sordum.

"Eski sevgilin, Jisung. Gerçekten ne oldu?" diye devam etti, daha önce sorduğu sorudan yola çıkarak, başını yatağın başına koyarken başımı omzuna yaslarken yanına oturdum, ne yapacağımı bilemeden birkaç anlamsız kelime mırıldandım.

"Mutluyduk, tipik bir ilişki gibiydi bilirsin, sanırım o sevecen bir tipti ama aynı zamanda çok bağımsızdı da, benden ilk kez ayrıldığında her şey tepetaklak oldu." diye başladım, Seungmin sadece sessiz kaldı, sorun olmadığını varsayarak devam ettim.

"Seninle tanıştım ama birbirimize faydalanıyor gibiydik, doğru kişi yanlış zamanda mı deniliyordu buna?" Dudaklarını büzen Seungmin'e baktım, "Bunu mu demek istiyorsun?" diyerek sözümü kesti, başımı salladım "Evet, yani senden çok hoşlanıyorum, sana her baktığımda daha da fazla aşık oluyorum."

Bu sözleri söylerken pembenin sıcaklığını yanaklarımda hissettim, Seungmin başımın üstünü öptü "Benim içinde sen farklısın ve sadece sen beni heyecanlandırıyorsun." diye mırıldandı kafama yumuşak bir şekilde. Hâlâ bir şeyler mırıldanmaya devam ediyordu ama ben duymuyordum.

Sonrasında başka bir şey yapmadık, uyuyana kadar öyle kaldık.

***

Seungmin'in dairenin etrafında çıkardığı takırtı sesiyle uyandım, gözlerim ağrıyordu. Gözlerimi ovuşturdum ve bu sadece olduklarından daha kötü bir hale getirdi. "Seungminnie-ah bu kadar erken ne yapıyorsun?" Neredeyse çığlık atarak sormuştum.

"Giysilerini çalmak ve daireni temizlemek gibi şeyler yapıyorum." tembelce yatağa uzandım, kafamı yana döndürdüğümde bavulumu karıştırdığını gördüm, bulanık görüşümle onu yeni bir takım elbise giyerken gördüm (ki bu ona aitti). Ona mükemmel bir şekilde uyan bir siyah kargo pantolonu olan mavi bir gömlek giyiyordu.

Bavulumdan kıyafetlerimi yeniden düzenlerken yerde oturuyordu, gerçekten ne yaptığını görmek için gözlüklerimi alırken başımı salladım. Chan'ın odasını düzenlemişti. Seungmin'e düzgün bir şekilde baktım, iyi görünüyordu, kıyafetleri ona çok yakışmıştı.

Yataktan kalktığımda Seungmin bana düz beyaz bol bir gömlek fırlattı, giymemi istemişti sanırım isteğine uyudup giyindim "Mutfağa gireceğim." deyip yürüdüm vanilya kokulu yere? Çöp kutusunda kullanılmış mumlar olduğunu gördüm (Seungmin onları kullanmış olmalı) bu da tüm dairemizi bir kez olsun terli adam kokmayacağına işaretti.

Daire de temizdi "Seungmin, daireyi temizlemene gerek yoktu!" yatak odasına doğru bağırdım.

•Bounded•
32. Bölüm Sonu

-08.01.2023-

Bounded | 2Min [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin