0.23

215 32 8
                                    

Kim Seungmin'den

"Ee Minnie, geçimini restoran dışında nasıl sağlıyorsun?" Minho sorduğunda arkama yaslanıp gözlerimi kapatarak mırıldandım.

"Asıl işim gazete ajansları için yazı yazmak. Garsonluk yan işim, ev kirası gibi şeyleri ödememe yardımcı oluyor.."

"Neden olduğunu sorabilir miyim?" Minho merakla sorduğunda, kötü bir niyeti olmadığını anlamıştım.

"Ah. Uzun hikaye ama kısaca ailemin borcunu ödemek için..."

"Çok üzgünüm, sorduğum için çok aptalım, sormamalıydım... Üzgünüm Seungmin ben-" Minho hızla konuşmaya devam ederken onu durdurdum.

"Ailem eskiden oldukça iyi durumdaydı... ama bir şeyler oldu ve şimdi ödemeleri gereken borçları var, ben ödemek zorunda değildim, ama onlar ebeveynlerim olduğu için..."

Minho dikkatlice başını salladığında omuz silktim, şahsen nasıl hissedeceğimi bilmiyordum, bazı insanlar üzülürdü, bazıları benim gibi bir şey hissetmezdi, ama bu hayat böyleydi değil mi?

"Her neyse, ya sen, yaşamak için ne yapıyorsun?" Aynı soruyu Minho'ya yöneltmiştim.

Omuz silkti, "Bir süredir uğraşıyorum, yani aslında uzun zamandır çalışmıyorum ama senin gibi iki işim var, küçük çocuklar için dans eğitmenliği yapıyorum ve son zamanlarda da restoranda çalışmaya başladım."

"Bir daha ne zaman dans edeceksin?" Sorduğumda tekrar omuz silkti "Emin değilim ama şimdilik ara verdim, umarım gelecek ay devam ederim, eğer beni kovmazlarsa tabii." Diyerek güldü.

İkimiz kahkaha atmaya başlamıştık tam o sırada otobüs nihayet lunaparka gelmişti. Yine de biraz yürümek zorunda kalmıştık, ama çokta umrumuzda değildi.

Birkaç dakika boyunca sessizce yan yana yürümeye devam ederken "Uh Seungmin elini tutabilir miyim?" Yüzüm kızarırken heyecanımı göstermeme gerek kalmadan sessizce başımı salladım.

Nazikçe elimi tuttu, ellerimize baktım, elimi okşamaya başlamıştı parmaklarımın her birine tek tek dokundu ve sonunda ellerimiz birbirine kenetledi.

Dürüst olmak gerekirse sonumuzun böyle olacağını hiç düşünmemiştim, Minho harika bir adamdı ama şu an duygularım darmadağındı. Ama onu ne zaman görsem midemden çıkmayan bu kelebekleri çok iyi bir şekilde hissediyordum.

Ya da ne zaman gülümsese, onu orada o an öpmek istiyordum ve o an paylaştığımız fiziksel temas hayatımı çok daha eğlenceli hale getiriyordu, kalp atışımı hızlandırıyor, daha çok dokunma isteğimi arttırıyordu.

O benim ölümüm olacaktı, beni heyecanlandırıyor, birçok yönden yakınlık kurduğum birini sevme fikri. Ama daha yeni barışmıştık, daha yeni ve her şey çok hızlı gidiyordu sanki...

Ya aynı şeyi hissetmiyorsa ve beni kullanıyorsa? Bu düşünceyi hiç sevmedim. Ama tüm bu saçmalıkları düşünen sadece bendim, hiçbir şeyi düzgünce bir araya getiremiyordum sanırım.

Nedense beni duymuş gibi beni biraz daha kendine çekti ve elimi biraz daha sıkı tutmaya başladı.

Ama o kelebekler hiç kimse karşısında böyle çırpmamıştı. Bir çok farklı olayda karşılaşmamız, özeldi. Kader gökyüzü ve yıldızlar gibi bizi bir araya getirmişti.

Ama korktuğum şeyde buydu, hayatın bizi bir araya getirmesi ve bizi dağılmaya zorlamasıydı ki bu da yarardan çok zarar verirdi. Bir süre böyle mutlu kalmayı istiyordum.

Dürtüldüğümü hissetmiştim ama tepki vermediğim için Minho dikkatimi çekmek için şakacı bir şekilde beni sarsmıştı "Buradayız, ilk tanıştığımız yer.."

•Bounded•
23. Bölüm Sonu

-08.10.2022-

Elini tutabilir miyim? 🥹

Bounded | 2Min [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin