Kim Seungmin'den
Uyandığımdan terden bir su olmuştum, tüm ayrılıklar bir rüya mıydı? Telefonumu kontrol ettim, saat 03:20'ydi kabus ha? Ama duvarlarıma baktığımda boştu.
Ayrıldık, her şeyi inkar etmeye çalışıyordum ve inanmak o kadar zor geliyordu ki. Gerçek demek istemediğim her şeye inanmak boğucuydu.
Hyunjin artık erkek arkadaşım değil miydi, sadece delirdiğimi hissediyordum, yataktan kalktım ve ışıkları açtım, hiçbir şey eskisi gibi değildi. Telefonu kapattığımda tüm anılarımız gitmişti.
İlk gerçek erkek arkadaşım, en iyi arkadaşım, her şeyim olan birisi, hepsi gitti. Zaman beklenenden çok daha yavaş ilerliyordu, kaltığımdan beri sadece 5 dakika geçmişti.
Hayal kırıklığına uğradım, Hyunjin'e, kendime, o zaman, çıplak ve hafifçe harap olan duvarlara bakarken başka bir şelaleyi ağlatmak istediğim gerçeğiyle hayal kırıklığına uğradım.
Hyunjin'den 'Ayrılıklar Hakkında Bir Kitap' adlı şaka gibi bir kitap almıştım, okumak için ilk sayfayı çevirmeye karar verdim.
Birinci bölüm, birinci aşama: Şok ve İnkar.
Şaşırdım ama çokta değil, içinde bulunduğum inkar miktarı benim için çok şok ediciydi. Ayrıldıktan sonra her 10 dakikada bir kendimi ağlarken buluyordum. Bu şaka değildi.
Uyumak istiyordum ama uyuyamıyordum, Hyunjin'e gidecek olan, içinde onun eşyalarının olduğu eşya kutusuna ve en sevdiğim Hyunjin'in en sevdiği kapşonluya baktım.
Yanındaki başka bir kutuda fotoğraf ve polaroidlerle dolu birçok albümümüz, bana verdiği hediyeler ve aynı şekilde bakamadığım albümler vardı çünkü hepsi bana Hyunjin'i hatırlatıyordu.
Hâlâ Hyunjin ile ilgili olan tek eşya masamın üzerindeydi. Çocukluğumuzun resmi. Canımı yakıyordu, çok küçüktük ve her şeyi birlikte yapıyorduk, her şeyi. Artık her şeyden nefret ediyordum.
Kutudaki hatıralara bakarak hıçkırıklarımı serbest bıraktım, kendimi olması gerekenden daha fazla incitiyordum, Hyunjin'in nasıl başa çıktığını merak ediyordum ama onun başka birini kovalayacağını da biliyordum.
Onun başkasıyla olma fikrini düşününce kalbim daha çok acıyordu, hayal bile edemiyordum. "Hyunjin ah... Hala seni istiyorum." diye yüksek sesle bağırdım.
Bir süredir kucağımda olan kitabı küfrederek odanın diğer ucuna fırlattığımda büyük bir gümbürtü çıkmıştı. Sonrasında kutuya geri döndüm.
Hyunjin'in kapüşonlusunu, derinliklerinde hâlâ kokusu kalan pahalı gri malzemeyi, onunla birlikte aldığım kapüşonluyu aldım elime.
Her zaman giydiği kapüşonluydu bu, bulmasına yardım ettiğim kapüşonluydu, benden başka kimseye vermediğini söylemişti, geri dönmek için çok mu geçti?
Ama bir sebepten dolayı ayrıldık, ikimizde de kıvılcım yoktu ama gerçekten kabul etmek istemiyordum, hiç de değil. Belki daha uzun süre savaşırsam belki biraz daha kalırsam sorun olmazdı.
Aynı düşünceler tekrar tekrar tekrarlanıyordu, sonra pencereden dışarı baktım, penceremin pervazına oturup, yağmurlu şehri izlemeye başladım.
Aynı koltukta oturup Hyunjin ile sohbet ederdim, belki başka bir yere taşınmalıydım, bu daire çok fazla anı barındırıyordu. Zaten fiyatı ile baş edebileceğimi sanmıyordum.
Hala küçük bir gazete ajansında çalışmak bana pek fazla adalet getirmeyecekti ama bir noktada hükümete taşınmak ve orada tam bir iş için çalışmak istemiştim.
Ama ben hâlâ genctim.
•Bounded•
6. Bölüm Sonu-05.08.2022-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bounded | 2Min [✓]
Fanfiction❝Hayatın iniş ve çıkışları vardır. Ne yazık ki Minho ve Seungmin birbirlerini kaybettiler. İkisinin de farklı istekleri vardı ama ayrı olduklarında, eski hayatlarına geri döndüklerinde her şey değişmişti. Başlangıçta herşeyin böyle olmasını istiyor...