Y/n'den
Odamda cilt bakımı yapıyordum. Yorulmuştum. Eski erkek arkadaşımın şu anki erkek arkadaşıyla tanışma sahnesi tekrardan kafamda tekrarlandı.
Herkes benden nefret ediyordu. Her şey benim için yokuş aşağı gidiyordu. Ruh sağlığım kötü etkilenmişti ve kendime aynı şekilde bakamıyordum bile. Tüm yaralarımdan nefret ediyordum.
Jisung'un zevki için katlanmak zorunda kaldığım yara izleri, komik olduğunu düşündüğü için beni zorlamıştı ve beni manipüle etmişti. Sanki her şey benim hatammış gibi hissettirmişti.
Kollarıma baktım, iki yıl önceki gibi temiz ve pürüzsüz değildi. Dürüstçe onun gerçekten o olduğunu düşünmüştüm. Minho'yla çıktığını bilseydim, belki her şey farklı olurdu.
Birlikte çalıştığımız zamanları hatırlıyorum da, Minho ne zaman Jisung'u almaya gelse bana onun en iyi arkadaşı olduğunu söylerdi. Ona genel olarak flörtöz tuhaflıklarına rağmen aşıktım çünkü ona inanıyordum değil mi?
Herkesin bana sırtını döndüğü zaman çok aşağılayıcıydı. Bırakın onu incitmeyi öldürmek bile istemiyordum, tacizi anlamak çok zordu. Yoksa deliriyor muydum? Yardıma ihtiyacım var mıydı?
Hayır, elbette değil mi? Suçlamalar yüzünden kendimi herkesten soyutlamıştım, son iki yıldır kimsem yoktu ve şimdi her şey beni geçmişe döndürüyordu. Tüm olaylar bana geri dönüyordu. Bundan nefret ediyordum.
Çığlık atmak ve bağırmak istiyordum. Varlığımı defalarca sorguladım, tamamen acı çekmek için mi yaşıyordum? Önceki son hayatımda bazı boktan şeyler yapmış olmalıyım...
Belki de hepsini şimdi bitirmeliyim. Burada bir amacım yoktu zaten, herkes benden nefret ediyor ve her şeyi mahvediyordum. Belki de hiç kimse hikayeyi benim tarafımdan duymadığı içindi.
Kapının çalındığını duyduğumda ayağa kalktım. Kollarımdan kan geliyordu ama bunu fark etmemiştim. Dürüst olmak gerekirse, hiçbir şeyi fark edemeyecek kadar akıl sağlığımı ve saygınlığımı kaybetmiştim.
Küçük, travmatiklik yapmayı bıraktım. Kapıyı açmak için yanına gittim, kim olduğuna baktığımda beklemediğim birileriydi.
Lee Felix ve Seo Changbin. İç çekip, kapıyı açtım. Ne istiyorlardı? Bana daha fazla bağırmak mı yoksa polisleri aramak mı? Çünkü tamamen dürüst olsaydım, bana ne olduğu artık umurumda değildi.
"Günaydın Y/n." Changbin cıvıl cıvıl bir şekilde söyledi. Alışılmadık sözlere kaşlarımı kaldırdım. Hiç yakın olmamıştık. Daha çok bu çiftten tehditler almıştım.
"Sadece özür dilemek istedim-" Felix gözlerini koluma indirdiğinde cümlesine devam etmemişti. Gözlerim onun takip ederken sadece kolumun ince bir kan tabakasıyla kaplı olduğunu gördü. "Aman tanrım, şimdi temizleyeceğim... içeri gelin." diye mırıldandım.
Kanı yıkamak için banyoya girerken hemen ardından bandajlayarak çifti oturma odasına yönlendirdim.
"Sizi buraya getiren nedir?" hiçbir duygu göstermeden sordum. Ama gerginliğin garip olduğunu biliyordum. Bu çocukların buraya en son ne zaman geldiklerini çok iyi hatırlıyordum, beni polisi aramakla tehdit etmeye gelmişlerdi.
"Ben- biz özür dilemek istedik, sadece bu değil ama burada hikayenin senin tarafınızdan dinlemek istiyoruz. Her şeyin üzerinden iki yıl geçtiğini biliyorum ama... Bilmek istiyorum.. Sana asla bir şans vermediğim için kendimi suçlu hissediyorum." dedikten sonra ağlamaya başlamıştı Felix.
Yalvaran gözleri, yüzündeki yıldızlara düşen küçük meteor damlacıkları. "Senin hatan değil, Minho'nun ya da herhangi birinin değil, benim." Başımı iki yana sallayarak nefes verdim.
"Hayır Y/n dürüst olmak gerekirse; senden nefret etmek istemiyoruz ve Jisung'un bir şey yapıp yapmadığını bilmek istiyoruz." Çiftten kısa olan Changbin konuştu. Ne diyeceğimi bilemeden başımı salladım.
Hiç kimseye hikayemi anlatmamıştım, hayatımı mahvetmekle tehdit eden insanlara anlatmak şöyle dursun, şu an yaşadığım her şey oldukça karışıktı.
"Hayatımı mahvetti, her şeyi bildiğim için değil ama ne oldu?" Sol kolumu kaldırırken yerimde kıpırdandım. "Tacizciydi, aslında çok tacizciydi ve yapmamam gereken şeyleri yapmam için beni manipüle etti, çünkü yapmasaydım beni keserdi."
İki oğlan da gözlerini büyüttüler "Evet onu zehirledim ama bu tek kullanımlık tabletleri koymamı söylediği içindi, endişeli olduğunu düşündüm ama yalan söylemişti..."
Başlarını salladılar, tepkileri değişmişti. "Ben-Bütün bunları tek başına yaşadığını bilmiyordum.." Odamda alçak bir ses yankılandı. Gülümsedim, sadece omuz silkmekten yorulmuştum ama başka bir şey de yapamıyordum.
"Gerçekten ölmek istedim."
•Bounded•
10. Bölüm Sonu-10.08.2022-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bounded | 2Min [✓]
Fanfiction❝Hayatın iniş ve çıkışları vardır. Ne yazık ki Minho ve Seungmin birbirlerini kaybettiler. İkisinin de farklı istekleri vardı ama ayrı olduklarında, eski hayatlarına geri döndüklerinde her şey değişmişti. Başlangıçta herşeyin böyle olmasını istiyor...