0.28

232 29 23
                                    

Lee Minho'dan

Şu an çok yorgundum ama dün gece Seungmin'le geçirmiştim ve buna değmişti. Ama şu an çalışmak istemiyordum.

Seungmin benden daha fazla şişe soju içebileceğine bahse girmişti ve açıkça onu yenmiştim. Ama başımın ağrımasına neden olmuştu, şu anda kim olduğumu bile hatırlayamıyordum.

Her neyse, bir süre önce uyandım ve kendimi gelmeye çalışıyordum, onu bu gece daha sonra işte görecektim. Telefonum çaldı, garip, böyle bir zamanda beni kimin arayacağını bilmiyordum, belki Chan?

Telefonumu alıp arayana baktım ama isim yoktu. Genede aramayı cevapladım.

Minho: Alo... Merhaba?

?: Uzun zamandır seni duymuyorum bebeğim.

Minho: Bebeğim...? Sen de kimsin?

?: Kırıldım ama beni tanıyamıyorsun... kedicik beni hatırlamıyor mu?

Minho: Han Jisung? seni engellediğimi sanıyordum.

Jisung: Sürpriz! Seni özledim~

Minho: Delirmişsin sen!

Jisung: Senin için deliriyorum aşkım.

Minho: Biz artık birlikte değiliz.

Jisung: Biz hiç ayrılmadık.

Minho: Sadece bir aptal bunu söyler.

Jisung: Onda bende olmayan ne var Minho?

Minho: Ne demek istiyorsun...

Jisung: Şu Seungmin denen adam, zeki olduğu için mi? Çalışkan olduğu için mi? Yoksa benden daha mı yakışıklı?

Minho: Bu seni ilgilendirmez Jisung, şimdi kapatıyorum.

Jisung: Dur! Şimdi bana gel.

Minho: Kiminle konuştuğunu sanıyorsun?

Jisung: Yerinde olsam susardım, biliyorsun sana ve sevdiklerine çok daha fazla zarar verebilirim.

Minho: Seungmin'e dokunma!

Jisung: Henüz planlarım arasında yok.

Minho: ...

Jisung: Bana gel, o zaman bazı şeyleri konuşabiliriz, tamam mı?

Arama sona erdi

İçime bir ürperti gelmişti, o eve geri dönmek istemiyordum, çok fazla kötü anı ve geçmişe dönüşler sonsuza dek kafamın içine girecekti. Onları unutmak neredeyse imkansızdı.

Ne kadar istemesem de onun dairesine gitmem gerekiyordu. Seungmin'e çılgın eski sevgilimden bahsetmeyecektim, şu an değil, henüz doğru zaman olduğunu düşünmüyordum.

***

Travma yaratan olay yerine geldim, burada çok kötü şeyler olmuştu, buraya en son geldiğimde Felix neredeyse ölüyordu.

İçerisinin nasıl olduğunu hayal bile edemezdim, eskiden çok parlak ve hoş görünürdü ama artık Jisung'la ilk kiraladığımız zamanki haline hiç benzemiyordu.

Camlar ya parçalanmış, çatlamış, hatta bazıları kararmıştı, kapılar kırılmış otoparkta hiç araba yoktu, birkaç ay içinde herkesin taşındığını anlaşılıyordu.

Ama bu kadar kötü olduğunun farkında değildim. İçeri girdim ve bana ilk çarpan keskin koku olmuştu, hoş bir koku olduğunu söyleyemezdim...

Toprakla kaplı merdivenlerde zeminin en üstüne çıktığını iddia ederken, kalbim daha hızlı atmaya başlamıştı sadece buradan gitmek istiyordum. Eve gitmek istiyordum ya da ev gibi hissettiren Seungmin'in yanına.

Hâlâ lacivert olan tanıdık kapıya ulaştım, bu sefer boyanın bir kısmı soyulmuş gibiydi ve 14 sayısı artık eskisi gibi görünmüyordu.

Minho sadece kafasını oyalamaya çalışıyordu...

Jisung kapıyı çalmadan açmış ve genişçe gülümsemeye başlamıştı.

Burası son gelişimden beri çok değişmiş görünüyordu. Böyle daha iyiydi.

Onu dikkatlice oturma odasına kadar takip ettim, aynı televizyon aynı kanepe yeni sehpa, sessizce oturdum. Ellerimle uğraşarak Jisung'un bakışlarından kaçınmaya çalıştım.

"Minho doğrudan konuya girmeme izin ver. Birlikte olalım Seungmin'e parmağımı bile sürmeyeceğim."

•Bounded•
28. Bölüm Sonu

-30.10.2022.-

Bounded | 2Min [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin