Hwang Hyunjin'den
Yatağımda yatıyordum, yorgundum işe başlamadan önce dinlenmem gerekiyordu. Her şeyi zamanında yapamam gerekiyordu, düzenli olmayı seviyordum.
Kendime vakit ayırmaya ihtiyacım olduğunu biliyordum bu yüzden bu günü kendime ayırmıştım. Son zamanlarda Jisung tarafından çok taciz edilmiştim, onu her yerden engellemiş olmama rağmen yeni numaralar alıp hâlâ beni rahatsız ediyordu.
Kime söyleyeceğimi bilmiyordum, belki Seungmin'e söylemem gerekiyordu ama onu endişelendirmek istemiyordum. Zaten ailesiyle zor zamanlar geçiriyordu, omuzlarına daha fazla yük koymak istemezdim.
Telefonum tekrar çalmaya başlamıştı, bu sabah beşinci kez.. bilinmeyen numaraydı, iç çektim, kim olduğunu tabii ki biliyordum tek ve tek lanet olası Han Jisung olduğunu çok iyi biliyordum.
Kendimi zihinsel olarak sözlü tacize hazırlayıp, bu sefer ne diyeceğini duymak için telefonu cevapladım.
Jisung: Oh bu iyi, Hwang anlamışsın.
Hyunjin: ...
Jisung: Konuşmaman benim için sorun değil.
Jisung: Bak sadece Kim Seungmin'i öldüreceğimi söylemek için aradım.
Hyunjin: Seni öldüreceğim.
Jisung: Göreceğiz ama yanlış bir hamle yaparsan Hyunjin, ben de ona şimdiye kadarki en acı verici ölümü yaşatacağım bundan emin olabilirsin.
Hyunjin: Yapma...
Jisung: Bak şimdi kim ağlıyor.
Hyunjin: Yapma Jisung.
Jisung: Haha komik, seni de öldüreceğim.
Hyunjin: Onun yerine beni öldür o zaman.
Jisung: Ben mi? Yapabilirim... ama benim istediğim şey Seungmin'de, sende değil.
Hyunjin: Minho'yu mu kastediyorsun?
Jisung: Tabii ki demek istediğim Minho seni aptal, o benim, sadece benim!
Hyunjin: Seni durdurursam bu olmaz.
Jisung: Haha ne dersen de bebeğim.
Arama sona erdi
Yüzümü buruşturdum, bugün izin almak için menajerime e-posta gönderdim. Jisung'u görmeye gidecektim, arkadaşlarımdan hiçbirinin başına kötü bir şey gelmesine izin veremezdim, bu sefer değil.
Jisung'u halletmem gerekiyordu, ceketimi kaptığım gibi dışarı çıktım.
Binanın önüne geldiğimde derin bir nefes aldım, Hyunjin aslında sana bir şey yapmayacak sakin ol, yanlış düşünmüştü...
Hyunjin kapıyı ayağı ile ittirdiğinde kırılmıştı, dünyanın -en- eski yerlerinden biri olabilirdi, bu da binanın neden yıprandığını açıklıyordu.
Her yere kan saçılmış gibiydi ama kimse temizlemeye cesaret edememişti sanki. Korkunçtu, kıyafetlerime bulaşırsa temizlemeye yetmeyeceği için kıyafetlerimin atılması gerektiğini düşünmeliydim.
En üst kata çıktım 14 numaraya.. yutkundum, boğazımın kuruduğunu hissediyordum, içimde kötü bir his vardı, belki de bu daireden koşarak dışarı çıkmam gerekiyordu.
Ama artık geri çekilmek için çok geçti, zaten çoktan kapının önünde duruyordum, korkmam mümkün değildi. Kapıyı çaldım.
Yüzümdeki rengin çekildiğini hissediyordum, kapının kilidinin açılmaya başladığını gördüğümde onu gördüm. Elinde bir bıçakla ayakta duruyordu artık kalbim daha hızlı atıyordu. Ben olanları anlamaya çalışırken artık her şey için çok geç olduğunu anlamıştım.
"Seni görmek güzel Hyunjin, benimle bir oyun oynamak ister misin? Önce içeri gel..."
•Bounded•
27. Bölüm Sonu-30.10.2022-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bounded | 2Min [✓]
Fanfiction❝Hayatın iniş ve çıkışları vardır. Ne yazık ki Minho ve Seungmin birbirlerini kaybettiler. İkisinin de farklı istekleri vardı ama ayrı olduklarında, eski hayatlarına geri döndüklerinde her şey değişmişti. Başlangıçta herşeyin böyle olmasını istiyor...