Bölüm 2- Davetsiz Misafir

18.1K 377 81
                                    

Öncelikle, okuma sayısı için çok teşekkür ederim. İlk bölümden bu kadar çok okuma sayısı olacağını sanmıyordum. Çok şaşırdım. Ancak beğeniler çok azdı. Yorum yapmanızı rica edeceğim. Ona göre isteklerinizi de gerçekleştirebilirim. Şimdiden teşekkürler, iyi okumalar...


Bütün gece o resim ile uğraşmıştım. O yüzden gecem çok hızlı geçmişti. Sabah beşte resmi bitirmiştim. Bitirdiğim zaman kapıya kadar uzaklaşıp resme uzaktan bakmıştım. Gerçekten de aynısı olmuştu. Üzerine beyaz bir örtü serdikten sonra fırçaları yıkayıp kendimi yatağa atmıştım.

...

Birisi kafama vurup sesleniyordu.

"Helen! Kalk bakalım!"

Elimle itmeye çalışıyordum ama kafama ritimli bir şekilde vurmaya devam ediyordu. En sonunda gözlerimi açıp bakınca Sophie'yi görmüştüm. Eve girmeyi nasıl başarmıştı? Kaşlarımı çatarak ona bakmıştım.

"Sen nasıl içeriye girdin?"

Yanıma yatıp ellerini yumruk yapıp çenesine koymuştu. Dirseklerini de yatağa koyup konuşmaya başlamıştı.

"Akşam Bay Salvatore aradı. Onu hiç aramadığın için endişelenmiş. Sabah yanına uğramam için anahtarı verdi."

Yatağımdan kalkıp odamın içinde yürümeye başlamıştı. Ve gözüne yeni yaptığım resmim çarpmıştı. Yeni resmime bakarak,

"Yeni resim ha!"demişti.

Ona doğru yürümeye başlamıştı. Birden utanmıştım. Kellan'ı çizdiğimi görmemeliydi. Bambaşka şeyler düşünürdü. Örtüyü kaldırmak isterken,

"Daha kurumadı."demiştim.

Ama söylemem bir işe yaramamıştı. Çünkü örtüyü çekmişti. Çektiği zaman resme bakmıştı ve uzun süre hareket etmemişti. Büyük ihtimalle Kellan olduğunu anlamıştı. Ben de ona ne cevap vereceğimi bilmiyordum. Daha sonra örtü ile resmi tekrar kapatmıştı. Yanıma gelirken arkasındaki resmi göstererek,

"Bu ne anlama geliyor?"demişti.

"Ben... Dün canım çok sıkılıyordu. Müzik dinlerken aklıma geldi. Ve içimden gelen bir istekle onu çizdim."

Yanıma oturmuştu.

"Yani Kellan'a karşı bir şeyler hissetmiyor musun?" Cevap verememiştim. Acınası bir yüz ifadesi ile bana bakmıştı.

"Helen... Senin şu an ki durumunu anlayabiliyorum. Andrew'i kaybettiğin için duyguların karışmış durumda. Ama aniden o sarışına gidemezsin. Daha üç ay oldu. Okulda bile hala konuşuluyorsunuz. Herkesin ilk üç konusunun içinde siz varsınız. Hala dedikodu konusuyken gidip başkasını sevemezsin."

"Ben Kellan'ı sevdiğimi söylemedim. Sadece çekici geldi."

Saçlarını arkaya atarak,

"Pekala."demişti. "Bu konuyu çözebiliriz."

Kafamı kaldırıp ona bakmıştım.

"Bence bize lazım olan tek şey zaman. Bundan üç ay öncesi daha kötüydük. Kendimizi toparladık. Birkaç ay sonra da daha iyi olacağız. Hadi gidelim! Babama kahvaltı borcu olan bir kafe var. Oraya gidip güzel bir kahvaltı yapalım. Oradan da okula geçeriz."

Yataktan kalkıp giyinip çantamı alıp evden çıkmıştık.Arabada giderken kendimi boğulmuş gibi hissedip camı açmıştım. Kafeye gittiğimiz zaman kafenin sahibi tarafından çok iyi karşılanmıştık. Sonuçta Sophie vardı yanımda. Tabi kasabanın şerifinin çocuğu olarak da bilinmenin bir payı da vardı.

KARANLIK DÜNYALAR SERİSİ 1 ( Vampir Kardeşlerin Düşmanlığı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin