Bölüm 50 - Toparlanma

1.2K 137 18
                                    

Yeni güne büyük bir azim ile uyanmıştım. Artık kötü rüyalar yoktu. Olmasına da izin vermeyecektim. Kendimi silkelemenin vakti gelmişti.

Yataktan kalkıp üstüme adam akıllı bir şeyler giyip odamdan çıkmıştım.  Saat sekiz idi. Hiç kimseden ses yoktu. En yakınımda olan Miles'ın odasına dalmıştım. Onu dürtmüştüm.

"Hadi Mil, uyan!"

Yüz üstü yattığı yastıktan kafasını kaldırıp bana bakmıştı.

"Ne istiyorsun?"

"Uyanmanı! " diye yüksek sesle konuşmuştum.

Yatakta hafif kalkar gibi yapıp sırt üstü yatmıştı. Uykulu bir şekilde gözlerini kısarak beni baştan aşağı süzmüştü.

"Neden bu kadar erken uyandın?"

"Hep yaptığım bir şey değil, biliyorum. Ama yapmamız gerekiyor. Biz meleziz. Gücümüzü saklamak yerine daha da ortaya çıkartmalıyız. "

Şaşkınca bana baktıktan sonra,

"Gerçekten..." demişti. " Sen iyi misin?"

Kafamı sallayıp gülmüştüm.

"Evet, gayet iyiyim. Hem de hiç olmadığım kadar güçlü hissediyorum."

Elini alnına koyup derin bir nefes almıştı.

"Pekala, kalkıyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Pekala, kalkıyorum."

Sırıtarak geri geri yürüyerek odasından çıkıp,

"Aferin koca oğlan." demiştim.

Amacım herkesi ayaklandırıp ne olduklarını hatırlatmaktı. Bize yaklaşan çok güçlü bir düşman vardı. Onu bir kuş gibi vurup aşağıya indirmekte bizim elimizdeydi.  Çünkü biz, onların tahmin edemeyeceği kadar güçlüydük. Biz nesli tükenmekte olan varlıklardık. Biz melezdik.

En yakınımda olan Kevin'ın odasına girdiğim zaman Sophie'nin de yanında olabileceği olasılığını unutmuştum. Ancak gördüğüm manzara beni şaşırtmıştı çünkü Sophie yanında yatmıyordu. Kendisi de aynı Miles gibi yüz üstü yatmıştı ama uyumuyordu. Telefonu ile uğraşıyordu. Yatağına yaklaşıp masasının yanındaki boş kağıdı buruşturup onun kafasına atmıştım.

"Yatakta telefon keyfini bırak da şu  koca kıçını kaldır!"

Şaşkınca dönüp bana bakmıştı.

"Ne?"

Duvardaki saati göstermiştim.

"Saat diyorum. Kaç olduğundan haberin var mı? "

Kafasını sallamıştı.

"Evet."

"O halde neyi bekliyorsun? Kalk artık."

Yüzünü buruşturarak bana dönmüştü.

"Lanet olsun Kel! Neden bu saatte beni yataktan kaldırıyorsun? "

KARANLIK DÜNYALAR SERİSİ 1 ( Vampir Kardeşlerin Düşmanlığı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin