Arkadaşlar resimdeki mutfak Lockwood malikanesine ait. O kadar güzel bir evin bu kadar güzel bir mutfağı olur zaten :D Neyse size iyi okumalar.....
Ayağa kalkıp büyük pencereden dışarıya bakmıştım. Bu mükemmel orman manzarasına saatlerce bakabilirdim. Beni büyülüyordu. Kapının çalması ile kafamı kapıya çevirmiştim. Gelen Sophie'ydi. Bana şaşkın bir şekilde bakıyordu.
"Kıyafetlerini yerleştirmedin mi hâlâ? Saatler geçti Hel."
İçeriye girip kapıyı kapatmıştı. Ben de valizlerden birini alıp içindekileri yerleştirmeye başlamıştım. Oda yatağımın üstüne uzanmıştı. Ben odada gidip gelirken o tavanı izleyerek konuşuyordu.
"Ne kadar garip, değil mi? Bir haftada hayatımız değişti. Ben de çok değişiklik yok. Ama senin dünyanın bütün kuralları değişti. Neler hissediyorsun?"
Boş valizi kapatıp yenisini açarken konuşmaya başlamıştım.
"Ne hissettiğimi hiç bilmiyorum Sophie. Duygularım arasında baskın gelen tedirginlik. Hayatım bir yalan üzerine kuruluymuş. Gerçekleri bir anda öğrenince beynim dondu. Zaten o zaman hislerimi soran da olmamıştı. Ben de duygu seli yaşamak yerine kabullenmeyi tercih ettim."
"Hayatımıza anında girdiler. Tanışalı bir hafta oldu ama şimdi onların evinde kalıyoruz. Tuhaf değil mi?"
"Aslında o kadar tuhaf değil. Çünkü onlar sıradan lise öğrencisi değil. Ve asıl amaçları bizi eve atmak değil. Büyük oyunlar dönüyor bu kasabada. Biz de kellemizi kurtarmak için çabalıyoruz işte."
Oturma pozisyonuna geçip sırtını yatağın başlığına dayamıştı.
"Peki Andrew hakkında ne düşünüyorsun?"
Son valizimi boşaltmıştım o an. Onu yere bırakınca Sophie'nin yanına oturmuştum.
"Sophie... O Andrew değil. Yani dış görünüşü öyle. Ama ruhu değişmiş. Eski Andrew kibar, nazik, hoşgörülü bir beyefendiydi. Bunu konuşmasından bile anlardın. Bugün onunla konuşurken elim ayağım boşaldı. Çok dik konuşuyor. Ayrıca çok kıskanç. Lockwood'ları biliyor. Onlarla gezdiğimizi biliyor. Ve onlara iğrenç bir hayvan gözüyle bakıyor. Kevin ile beraber olduğun için sana bile çok sinirli."
"Tanrım! Ona ne olmuş öyle?"
"Ben de bundan bahsediyorum işte. O artık eskisi gibi değil."
Saçlarını toplayıp omzundan aşağıya sallayarak,
"Peki şimdi ne olacak ? " demişti.
" Kellan birkaç arkadaşını katacak işin içine. Ve onu öldürtecek. Kendisi bile uğraşmayacakmış."
Başını öne eğmişti.
"Yani onu yeniden kaybedecek miyiz?"
Onun elini tutmuştum.
"Onun yeni versiyonu bize acıdan başka bir şey vermez."
Başını kaldırıp bana bakmıştı.
" Ama o benim en yakın arkadaşım Helen. Senin de erkek arkadaşın." Masanın üzerindeki ilaçlarımı göstermişti. "Bunları içmenin sebebi o."
Masaya bakmıştım.
"Konuyu değiştirmek gibi olmasın ama ben o hapları bırakacağım."
"Ne? Neden?"
"Beni mayıştırıyor. Gözlerim açıkken uyuyorum adeta. Artık öyle olamam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK DÜNYALAR SERİSİ 1 ( Vampir Kardeşlerin Düşmanlığı)
VampirosHelen on altı yaşında bir genç kızdı. Sıradan bir okulda, sıradan arkadaşları ve sıradan bir sevgilisi vardı. Yoksa o öyle mi sanıyordu? Gerçekler gün ışığına çıkar. Helen dostunu ve düşmanını öğrenir. Ablası Heidi'nin onu öldürmek istediğini öğ...