"Anne?"
Gülümseyerek yanıma oturmuştu. Gözlerim dolmuştu. Annem yanımdaydı. ANNEM! Yıllardır hayalini kurduğum mükemmel kadın karşımda duruyordu. Ah anne! Seni o kadar uzun süredir bekliyordum ki... Hiç gelmeyeceğini bilerek hayalini kurup ümit etmiştim.
Birkaç saniyelik bakışmadan sonra ona sarılmıştım. Henry benim için çilek kokusu demişti. Ben de aynı şeyi annem için söylüyorum. Yıllarca sarılsam bıkmayacağım bir koku.
İkimizde ıslak gözlerle birbirimizin yüzünü tutmuştuk. Daha sonra birbirimize bakıp gülmüştük. Hâlimiz komikti. Beni göğsüne yaslayıp saçımı öpmüştü. Bu hastane odasında ilk defa huzur bulmuştum.
...
"İşte o acı yüzünden kaza yaptık." diyerek saatlerdir oynattığım ağzımı kapatmıştım. O ise hiç sıkılmadan beni dinlemişti. Çok mutluydum. Hayalini kurduğum her şey gerçekleşiyordu. Ancak annemin bir sorusu beni şaşırtmıştı.
"Kellan'a karşı ne hissediyorsun?"
Şaşkınca ona bakmıştım. Bu soru da nereden çıkmıştı? Onun adını birkaç kez anmıştım oysa ki.
"Onun ismini söylerken kalp atışların hızlanıyor. Bunu fark ettim. O yüzden benden saklama. Hadi anlat!"
Saçımı kulağımın arkasına atmıştım.
"Biz sadece arkadaşız."
Annem kaşlarını kaldırmıştı.
"Emin misin? Çünkü oda senden bahsederken heyecanlanıyor. Bir vampir olsaydı bunu anlayamazdım. Ama melez olması birçok şeyi ele veriyor."
Başımı öne eğip yatağın beyaz çarşafına bakmıştım sadece. Ne söyleyebilirdim? Cevap belliydi. GERÇEKLER! Başımı kaldırıp konuşmaya başlamıştım.
"Biz birkaç kez öpüştük. Her seferinde ilk o öptü. Ama ben onu geri çevirdim."
"Neden?"
İşte zor olan kısım bunu anlatmaktı. Çünkü çok karmaşıktı. Ya da bana öyle geliyordu.
"Onunla ne zaman tensel temas kursam, aklıma Andrew geliyor. Onunla birliktelik kuramam. Kendime işkenceden başka bir şey değil."
Annem gülümsemişti. İç çekerek konuşmaya başlamıştı.
"Lisedeyken Robert adında bir sevgilim vardı. Hayatıma onunla devam etmek istiyordum. Ondan başka bir erkeğin beni mutlu edemeyeceğini düşünüyordum. Ama insanlar yanılabilir. Üniversiteye başladığım zaman beni terk etti. Birbirimize verdiğimiz onca romantik sözler uçup gitti. Onunla geçirdiğim her anın aslında bir vakit kaybı olduğunu öğrenmiştim. Daha sonra Oscar ile tanıştım. Ve birçok konuda yanıldığımı anladım."
Kafamı kaldırıp ona bakmıştım. Ellerimi tutmuştu.
"Geçmişi değiştiremezsin. İnsanlar değişir. Senin düşüncelerin değişir. Bu kötü bir şey değil. Önemli olan ufkunun açılması. Andrew'e bağlı kalmak zorunda değilsin. O öldü. Arkana bakıp üzülmek yerine önüne bakıp seni nelerin beklediğini görmelisin. Ancak o zaman hayattan zevk alırsın. Yaşaman gereken yüzyıllar var. Bunu keyifle yaşamak senin elinde."
"Kellan hakkında bir yargıda bulunmadın."
"Ona güvenip güvenmemek sana kalmış bir konu. Ben, sadece geçmişe takılmamanı tavsiye edebilirim."
"Peki, benim yerimde olsan ne yapardın?"
"Kellan'ı daha çok tanımaya çalışırdım. Kalbimin ve beynimin onayı önemli."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK DÜNYALAR SERİSİ 1 ( Vampir Kardeşlerin Düşmanlığı)
VampireHelen on altı yaşında bir genç kızdı. Sıradan bir okulda, sıradan arkadaşları ve sıradan bir sevgilisi vardı. Yoksa o öyle mi sanıyordu? Gerçekler gün ışığına çıkar. Helen dostunu ve düşmanını öğrenir. Ablası Heidi'nin onu öldürmek istediğini öğ...