Bölüm 10 - "Sen İmkansızdan Doğan Bir Bebektin."

2.3K 231 61
                                    

ARKADASLAR, RESİMDEKİ EV WİTHERSPOON AİLESİNE AİT. YANİ HELEN'İN GERÇEK AİLESİ. İYİ OKUMALAR...

( Kellan)

Geçen gece yaşananlar çok garipti. Kısa sürede aşık olduğum kızıla içimi açmıştım. Ama o beni reddetmişti. Hem de ölü bir adam için. Açıkçası ne söyleyeceğimi bilmiyordum. İstenmeyen olmak gerçekten rahatsızlık veriyordu. Yıllarca arkamdan kızlar koşturmuştu. Birçoğunu sadece tatlı kanı için kullanmıştım. Başka bir kız ilgimi çektiğinde ise öncekini bırakıyordum. Şimdi, o kızların hissettiğini hissedebiliyordum. En kötüsü ise, şu an elimden hiçbir şey gelmemesiydi. Onu bekleyeceğimi açıkça söylemiştim. Elbette bir gün o ölü çocuğu unutacaktı. Ve kalbi boşaldığında beni görecekti. Emin olamadığım tek şey, tüm bunların gerçekleşeceği zamandı.

Şerif, beni evimin önünde bekliyordu. Arabam ile onun yanına yanaşıp arabamdan inmiştim. Elini sıkmıştım.

"Sabah sabah evimin önünde buluşma nedeni ne Daniel?"

Daniel şerif rozetiyle oynayarak,

"Bay Witherspoon aradı."demişti. "Helen'in babası."

Gözlerim o an da açılmıştı.

"Oscar mı? Ne dedi peki?"

"Konuşmamız gereken önemli şeyler olduğunu söyledi. Bana göre zamanın geldiğini söyleyecek. Helen ile konuşmamızı isteyecek."

Gözlerimi kısmıştım.

"Başka bir şey olamaz mı?"

"Başka bir şey olsa seni arardı. Ama beni aradı. Ve beni araması için başka bir neden bulamıyorum."

Derin bir nefes çekip arabamın kapısını açmıştım.

"Tamam o halde, gidelim."

Beni durdurmuştu.

"Yo, hayır. Bu tehlikeli olur. Dışarıda yasak varken sivil araba ile etrafta gezinemeyiz. Plakan alınır. Benim şerif arabası ile daha güvenli olur."

Arabamın kapısını kapatıp parmak şifresi ile kapıları kilitlemiştim. Onun arabası ile Witherspoon malikanesine gelmiştik. Arabanın içinde oturup evi uzaktan izlemiştik bir süre. Daha sonra arabadan çıkıp kapıyı çalmıştık. Kapıyı Henry açmıştı. Helen'i saymazsak evin en küçük üyesiydi. Yirmi yaşında turuncu saçları, mavi gözleri vardı. Bizi tanıdığı için gülümseyip içeriye davet etmişti. Zaten bizi bekliyorlardı. Büyük bir sürpriz olmamıştı.

Salona geçmiştik. İlk gördüğüm kişi Oscar'dı. Eski dostum benim! Birbirimizi görünce sarılmıştık. Uzaktan baktığında ben Oscar'ın oğlu gibi görünüyordum. Çünkü ben yirmi bir yaşında dönüşmüşken, o kırk iki yaşında dönüşmüştü. Vampir veya melez olduktan sonra insan yaşlarının bir önemi kalmıyordu. Sonuçta, artık sonsuzluğa giden bu yolculukta ister istemez birbirimize eşlik ediyor ve dost oluyorduk.

İkinci selamladığım kişi Herbert'tı. Evet, oda bu evin üyesiydi. Yirmi iki yaşındaydı. Kaslıydı ve bakışları tamamen babasına çekmişti. Sarı saçları, mavi gözleri ile babasının kopyasıydı. Korumacı bir kişiliğe sahip birisiydi.

Ardından Nora ile selamlaşmıştık. Helen'in biyolojik annesi oluyordu kendisi. Kafasının sorular ile dolu olduğuna emindim . Bir aydır Nora ile konuşmamıştık. Öğrenmek istedikleri vardı elbette.

Daniel ile koltuğa oturmuştuk. Dördü de öyle bir oturmuştu ki hepsi bizi kesintisiz görürken biz de onları görebiliyorduk. Oscar'ın havadan sudan bahsetmek istemediği belliydi. Bunu gözlerindeki telaştan anlayabiliyordum. Bu yüzden direk konuya girmişti.

KARANLIK DÜNYALAR SERİSİ 1 ( Vampir Kardeşlerin Düşmanlığı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin