O el beni küvetin içine çektikten sonra attığım çığlıklar su kabarcığı olarak dışarıya çıkıyordu. Kendimi suyun dışına çıkartmaya çalışsam da başarılı olamıyordum. Topuklarım mermerin üzerinde kayıyordu ve sert kayışlar yüzünden sızlamaya başlamıştı.
Ben de elimi suyun dışına çıkartıp sallamaya çalışmıştım. Ne olacağı konusunda bir fikrim yoktu sadece bir şeylere çarpıp ses çıkartmak istiyordum.
Ve başarmıştım. Çarptığım şey yerdeki iri vazoydu. Yere düşmesi ile büyük gürültü kopmuştu. Bir iki saniye içinde Kellan'ın kapıdaki seslenmelerini duymuştum.
"Helen sen iyi misin?"
Nasıl seslenebilirdim ki? Daha fazla eşya düşürmeliydim. Elimi salladığım zaman çerçeveyi düşürmüştüm. İşte o zaman nefesimin bittiğini hissetmiştim. Tüm gücümü elimi sallayıp bir şeyler düşürmek için kullanmıştım.
Elim yorgunluktan suyun içine girmişti. Sanki başka bir boyuta geçiyordum. Kendimi küvetin içinde gibi hissetmiyordum. Vücuduma mermer değmiyordu. Kendimi gölde suyun içinde gibi hissediyordum. Yukarıya doğru kalkan kollarımı görmüştüm. Daha sonra uzaktan gördüğüm bir beyazlık vardı. O beyazlık bana yaklaşınca bir elbise olduğunu sanmıştım. Siyah saçları olan bir kız çocuğuydu.
Saçlarından dolayı yüzü gözükmüyordu. Dikkatli bakmaya çalışırken suratını bana çevirmişti ve onun gözleri görmüştüm. Bembeyaz ölü gözler... Korkudan gözlerimi kocaman açmıştım. Ve etrafın karardığını fark etmiştim. O ölü kız bana yaklaştıkça etraf kararıyordu. Yüzüme dokunmak üzere iken gözlerim kapanmıştı.
(Kellan)
Duyduğum ses ile koşarak onun odasına girip banyonun kapısını çalmıştım. Onunla konuşmuştum. Ama cevap vermiyordu. Onun yerine bir sürü kırılma sesi. Diğerleri yanıma gelirken ben kapıyı açmaya çalışmıştım. Ama kapı açılmıyordu. En sonunda birkaç adım geriye gidip kapıya tekme atmıştım. Ve kapı açılmıştı. Ama içerisi sisliydi. O sise rağmen içeriye girmiştim. Ve sisin içinde küvete bakmıştım. Gördüklerim karşısında ağzım açık bakakalmıştım. Su griye dönmüştü ve suyun içinde oturan siyah kıyafetli saçları önünde bir kadın vardı. Onun önünde ise Helen'in elleri çırpınıyordu. Sis üzerime gelip arkamdan kaybolunca giden sise bakmıştım.
Helen'in odasında yok olmuştu. banyonun içine tekrar bakınca o kadın küvette değildi. Ama daha da kötüsü küvet kıpkırmızıydı. Tahminim kandı. Ve Helen'in kırmızı saçlarını görünce küvetin önünde diz çökerek,
"Helen!" demiştim.
Katherin ve Kate de banyoya girmişti. Kate çığlık ile karışık ses çıkartmıştı. Katherin onun havlusunu almıştı. Ben de onu sudan çıkartmıştım. Teni buz gibiydi. Yüzüne birkaç defa vursam da hiçbir tepki vermiyordu. O ölmüş müydü şimdi? Onu banyoda yalnız bırakarak ölümüne izin mi vermiştim?
Sudan çıkartınca Katherin onu havlu ile sarıp sarmalamıştı. Onu yatağa yatırmamı söyleyince banyodan çıkartıp yatağa yatırmıştım. Kate Katherin'a bakarak,
"Ben Audrey'i çağırayım." demişti.
Onun yüzünü sallayıp duruyordum.
"Helen ne olursun uyan!"
Audrey bir dakika içinde gelmişti yanımıza. Helen'e şaşkınca baktıktan sonra beni eli ile itip,
"Uzaklaş biraz." demişti.
Onun isteği üzerine yataktan birkaç adım geri gitmiştim. Diğerleri de kapıda dikiliyordu. Audrey onu inceledikten sonra dönüp bana bakmıştı.
"Bir süreliğine uykuya dalmış."
Kendi bildiklerimi düzeltmeye çalışmıştım.
"Yani boğularak ölmemiş mi?"
"Aslında teknik olarak boğularak öldü. Ama o vampir bir bebek. Yani dönüşüm geçirince tekrar uyanacak. Her bebeğin kendine özgü dönüşme tarzı vardır. Kimi bir gece de dönüşür, kimisi de aylarca kımıldamadan yatar ve gözlerini açtığı zaman vampir olmuş olur. Helen de bunlar gibi olacak büyük ihtimalle."
Kate araya girmişti.
"Yani bizim gibi uykuya mı daldı?"
Katherin ona bakmıştı.
"Biz iki yüz yıl uyuduk. İkisi aynı şey değil. Onun ki daha kısa sürecek."
Audrey bana bakmıştı.
"Ne olursa olsun dikkatli olmanızı öneririm. Ablası bunu hissedebilir. İşte o zaman saldırıya geçip onu uykusunda öldürmeye kalkabilir. Onu savunmasız hali ile yıkmak isteyebilir."
Kaşlarımı çatmıştım.
" Buna asla izin vermem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK DÜNYALAR SERİSİ 1 ( Vampir Kardeşlerin Düşmanlığı)
VampireHelen on altı yaşında bir genç kızdı. Sıradan bir okulda, sıradan arkadaşları ve sıradan bir sevgilisi vardı. Yoksa o öyle mi sanıyordu? Gerçekler gün ışığına çıkar. Helen dostunu ve düşmanını öğrenir. Ablası Heidi'nin onu öldürmek istediğini öğ...