Kalbim, anla, bitti mevsim
Bir başka yolcu yok sana...
Birhan KeskinHayatta bazı anlar olur. Nefesin daralır, yüzün kıpkırmızı olur. Nefes almayı unutursun. Adın ne soyadın ne hepsi bir bir silinir zihninden. Sadece içinde bulunduğun an'a odaklanırsın. Çelişki bu ki o an'ı sevmezsin de. Gözlerini kapatmak, hepsinin sadece iğrenç bir kabus olmasını istersin. Fakat kabusların bile en derin korkularımızı kapladığı bir hayatta gerçeklerden kaçamazsın.
Gözlerimi Parsın yüzüne dokunan kızdan çekmeye çalıştım. İşim vardı. Gitmem gerekiyordu ama önümdeki görüntü elimi ayağımı boşaltıyordu. Adım atmayı unutmuştum.
Kahverengi saçlı kız Parsın yüzünden aldığı minik bir şeyi parmaklarının arasında tuttuktan sonra bir şey söyledi. Komik bir şey söylemiş olmalıydı ki Pars içten bir şekilde kahkaha attı.
Dudaklarımı kemirdim. Bir. İki. Üç.
Sakin ol kızım.Gözlerimi tekrar o görüntüye çevirdim. Sağ ayağımla hafifçe tempolu bir şekilde yere vuruyordum -ki bu stresli olduğumda yaptığım bir hareketti-
Bir kaç dakika sonra Pars kızın bir şeyler söyleyip kafasıyla beni işaret etmesiyle başını çevirdi ve birkaç saniyelik bir aramayla gözleri beni buldu. O an kendimi sanki birilerini gizli gizli gözetleyen çocuklar gibi hissetmiştim.
Gri ve mavi arasındaki gözleri şaşkınlık ve merak barındıran duygularla üzerimde durup aramızdaki birkaç metreyi aştı.
Kaç! Hala kaçmak için zamanın var. Ne duruyorsun?
Beynimin komutları ayaklarıma işlemiyor olacak ki kıpırdayamıyordum bile. En sonunda yanıma geldiğinde tam karşımda durmuştu. Fakat içimde ona dair bir kızgınlık vardı. Yiyip bitiriyordu bu kızgınlık beni.
"Dua, iyi misin? bir sorun mu var?"
Konuşuyordu ama gözlerimi inatla az önceki kıza dikmiştim. Açık kahve saçlı, hoş bir kızdı. Yani hadi ama! Her erkeğin hayatında isteyeceği bir kızdı. Birde kendime baktım: uykusuzluktan morarmış göz altları, minik bir boy küçük bir yüz!
Tamam dış güzellik sadece bir kabuktu. Ama bu düşünce bazen sadece güzel olmayan kızların uydurduğu bir teori gibi geliyordu."Dua! İyi misin sana soruyorum?"
Varlığını unuttuğum surata baktım tekrar. Bakışları garipliğimin nedenini sorguluyordu.
Hafifçe öksürdüm."İyiyim. Sadece.. otobüse binecektim.. burada sizi görünce-"
Devamını bitirmeye ne gerek vardı ne de enerjim. Kendimi takıldıktan sonra kenara koyulmuş bir çanta gibi hissediyordum. Saçmaydı belki ama her gün kalbimiz bu derece kırılmıyordu. Benim de arada saçmalamaya ihtiyacım vardı sonuçta.
"Anladım. Bende buradan dergaha geçeceğim. Su otobüslere bırakmak istedi."
Su ya! Su tabi! Hah. Ne bekliyordum ki? İşine geldiğinde aşık aşık bakmayı biliyordu beyefendi. Su!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeşil Gözlü Kuğu
Teen FictionBu sefer balık çöle aşık olmadı. Balık içinde bulunduğu suyun farkına vardı. ondan bir kaçış olmadığını, yüzebileceği en uzak yere de yüzse son durağının bile o olacağını farketti. Zira insan kendinden kaçamazdı. O yüzden varmalıydı insan. Varmalı v...