Haramiler-Mavi duvar
İyi okumalar💚 (multiye bakın çok çok güzel değil mi😭)Kalbimin kıblesi sana bakıyor
İnsan sevdiği kişilerin yaşattığı acıyı çabuk unuturdu. Canın ne kadar acısa da ona olan sevgin daima ağır gelirdi ve o acı etkisini kaybederdi. Annesi tarafından dayak yiyen bir çocuğun anne diye ağlaması gibiydi belkide.
Dayak yememin ve Duanın minik elleriyle yüzüme pansuman yapmasının üzerinden bir hafta geçmişti.
Bir hafta boyunca vizelerime bolca çalıştığım için Duayı görme şansım olmamıştı. Bugün Alparslan'la kahvaltı yaptıktan sonra yanına, hastaneye gidecektim.
Tabiki dikişlerimi aldırma bahanesiyle.Günlerden en sevdiğim gün, salıydı. Sabah dokuzda bir derse girip kalan iki dersi ekmiştim. Bu gidişle büte kalmam işten bile değildi.
Şimdi ise Boğaz'a bakan bir mekanda sigaramı tüttürüp Alparslan'ı bekliyordum. Kahvaltıyı birlikte yapma sözünü bir şekilde almıştım.
Bileğimdeki saate baktım. On kırktı. Buçukta burada olacağını söylemişti.
Alparslan normalde dakikti ama bakalım şimdi hangi bahanenin ardına saklanacaktı.Masaya yaklaşan ve kollarını bana doğru açan bedenle bakışlarımı Boğaz'dan çevirdim.
Ayağa kalkıp klasik erkek tokalaşmasını yaptık."Kardeşim hoşgeldin de nerde kaldın ya? Neyse yolları unutmana veriyorum."
Karşımdaki sandalyeye oturdu. "Abartma lan sende. Altı üstü on dakika. Neyse nasılsın? İyi gördüm ama seni."
Sağlıkla parlayan yüzü Ve sarışın saçlarını kafamla işaret ederek konuştum. "Sende iyisin. Amerika yaramış sana."
Kafasını onaylar biçimde salladı. "Evet, bana yaramasına yaradı da asıl haberler sende. Aldığım haberler doğru mu bakalım?"
İçimden istihbarat sistemini takdir edip başımı usulca salladım.
Ardından şu birkaç ayda yaşadığım şeyleri kısaca anlatmaya başladım.
Arada sorduğu soruları cevaplamak da cabasıydı tabi."Abi biliyordum ama ben senin içinde bir boşluk olduğunu. Sürekli mutsuzdun, bir şeyleri sorguluyordun zaten. E sonra?"
O günler aklıma gelince yorgunca nefesimi verdim.
"Sonra karşıma bazı insanlar çıktı. Kırk yılda bir denk gelecek şey oldu desem yeridir. Bu değişimin kısmi mimarı karşıma çıktı."
Merakla yerinden doğruldu. "Kim la kim? Merak da ettiriyor şerefsiz! Aksakallı dede mi çıktı karşına?"
Göz devirip hikayeme devam ettim. "Ben aşık oldum Alp. Olmam dediğim, inanmadığım, basit bir hormon olduğunu savunduğum şeyi yaşadım. Dalga geçtiğim her şeyi kendim yaptım. Ve değişim adım adım başladı."
Ağzı şaşkınlıktan açılmıştı. Gayet normal bir tepkiydi çünkü beni azıcık tanıyanlar bile aşkın aptallık olduğunu savunduğumu bilirdi. Duaya kadar.
Şoktan çıkmasını beklemeden konuşmaya devam ettim. Yarım saat boyunca yaşadığım diğer şeyleri sırasıyla anlattım. Kah kimine inanmadı, kah yok artık sen mi! Diyerek tepki verdi, kah gülme krizine girdi.
Her şeyi anlattıktan sonra kendimi kuş gibi hafif hissetmiştim. Bütün bu zaman boyunca konuşacak bir insan lazımmış meğer..
"Peki kardeşim sen şu an Neyi bekliyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeşil Gözlü Kuğu
Teen FictionBu sefer balık çöle aşık olmadı. Balık içinde bulunduğu suyun farkına vardı. ondan bir kaçış olmadığını, yüzebileceği en uzak yere de yüzse son durağının bile o olacağını farketti. Zira insan kendinden kaçamazdı. O yüzden varmalıydı insan. Varmalı v...