Bütün milletimizin başı sağolsun.
Hatay, Antakya, Adana Maraş Ve diğer tüm deprem bölgeleri... Her bir enkazda yüreğimiz tekrar parçalandı, kurtarılanları görünce içimiz ferahladı. rabbim tez zamanda yaralarını, yaralarımızı sarmamamıza yardım etsin inşallah.🖤
Umarım sizde ve ailenizde bir hasar yoktur. Tekrardan başımız sağolsun. Bölüme geçmeden bir Fatiha okuyalım mı tüm vefat edenlere?
İnsan her sıkıntısında yanıbaşında görmek istediği, kafasını omzuna yaslayarak ağlamak istediği kişiye aittir demişti babam.
Gerçekten de doğruydu bu tesbiti. İnsan bir şeyler başına gelince daha iyi idrak ediyordu böyle şeyleri.Parsın okulunun bahçesinde, onu uzaktan da olsa görürüm, içim azıcık da olsa rahatlar diye bekliyordum. Öyle bir yeri vardı ki içimde ona dair, bir adım boş yer kalmamıştı.
Hava soğuk olsa bile dışarıdaki insanlar bunu pek umursamıyor gibiydi. Bahçe konuşan gülüşen insanlarla doluydu.
Buğulu gözlerim Parsı ararken bir yandan da saatime baktım. Dersi çoktan kaçırmıştım, yapacak bir şey yoktu. Bari Parsı bir kez görseydim de devamsızlığa değseydi.
Kafamı kaldırmamla bir arkadaş grubuyla konuşarak yürüyen Parsı farketmem bir oldu.
Tüm yaşadıklarını, annesizliğini, onu hayata bir sıfır geriden başlatan, elinde kalan tek aileyi de alan babasını, hiçbir şeyi umursamadan dinliyordu karşısındaki çocuğu ciddi ciddi.İçimde tarifi olmayan bir duygu kabardı.
Öyle masum, temiz geliyordu ki gözüme. Ben hayatımda bu duyguyu hiç hissetmemiştim. Bir ilkti Pars benim için.Kaderimizi, geçmişi değiştiremezdik evet. Fakat olsaydı böyle bir şey, elimizde tek bir hak olsaydı ömrümüz boyunca, ben onu şu an Pars için kullanırdım.
Sarıp sarmalamak istedim ruhunu, çocukluğundaki masum Parsı çekip çıkarmak istedim hayatından.
Aramızdaki mesafenin azalmasıyla Pars, kafasını kaldırdığı bir anda beni gördü.
Fakat tam anlayamamış olacak ki geri döndü konuşmasına.
Ardından ben olduğumu idrak ettikten sonra şaşkın bir ifadeyle kafasını bana çevirdi. Soru işaretiyle doluydu bakışları.Arkadaşlarına dönüp bir şeyler söyledi ve yönünü benim olduğum tarafa çevirdi. Seri adımlarla yaklaşıyordu mavi gözlü dev.
Birkaç saniyede aştı aramızdaki mesafeyi. Bakışları hala sorgulayıcıydı. Biraz da endişeli.
Yanıma yaklaşmasıyla birkaç saniye sorar gözlerle baktı suratıma. Konuşmak hiç bu kadar zor olamamıştı. Ona ne diyebilirdim ki?
Hey Pars baban gerçekten berbat bir adammış, bugün beni kibar bir şekilde tehdit etti. Haberin olsun.İçimdeki sesin saçma önerisini duymazdan geldim. Bir şeyler demeliydim, yoksa şüphelenecekti. Başıma bir şey geldiğini düşünecekti.
Eğer dedi, içimdeki saçma ses. Sessizce fısıldadı sol kulağıma. Eğer haram olmasaydınız, şu an ona hayal ettiğin şekilde sarılabilirdin. Sarmalayabilirdin onu. Babasının o zalim dünyasını ömür boyunca unutturabilirdin ona.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeşil Gözlü Kuğu
Teen FictionBu sefer balık çöle aşık olmadı. Balık içinde bulunduğu suyun farkına vardı. ondan bir kaçış olmadığını, yüzebileceği en uzak yere de yüzse son durağının bile o olacağını farketti. Zira insan kendinden kaçamazdı. O yüzden varmalıydı insan. Varmalı v...