KT ♣ Bölüm 28

1.6K 290 181
                                    

Selam canlarım...

Şöyle bölümleri birleştirdim de KT'de 400 sayfayı geçmiş bulunmaktayız. Sona yaklaşırken daha kısa bir hikaye olmasını umduğumu belirtmeliyim. Bölüm sayısının az olması beni yanılttı galiba.

Diğer yandan yazarınız ÖBA videoları nedeniyle bunalmış durumda. Yaşam sevincim azaldı resmen..

Neyse  benim dertlerim bitmez, siz bölümü keyifle okuyun...

Ve canım TubaAybikeahin bana aktif olduğum hesaptan ulaşıp bölüm yazdırdığını bilmeni isterim ki bana bunlarla gelin ayol! Azıcık gaz verin falan, sessizliğiniz okumadığınızı düşündürüyor. Seviliyorsunuz hepiniz ❤❤❤ 


Konuşulmamış, bir takım önemli konular gündeme gelmemiş ve gelecek hakkında herhangi bir plan yapılmamıştı. Hiçbir vaatte bulunmayan derin bir sessizlik vardı aralarında ve  aynı yatakta yedi gece, aynı pozisyonda uyudukları süre boyunca Alin'in gözyaşları, Brian'ın düşüncelerinin yorgunluğu yankılanmıştı odalarında.

Alin gündüzleri daha çok sever olmuştu artık. Ekip başlarıyla toplantılara katılma, Axel Wilson ve meclis üyesi O'Connor ile ilgili yapılacak operasyonların planlanması derken zaman geçiyor, Brian ise bu aydınlık zaman dilimini uyuyarak geçiriyordu. Tamamen iyileşmiş değildi kendisi ama ateşi daha kabul edilebilir seviyelerde çıkıyor, en azından artık kabus dolu uykulardan uyanmıyordu. 

Geceler yılların alışkanlığının getirdiği bir rutin misali hep aynıydı. Alin önce Brian'ın kameralar aracılığı ile izlediğini bildiği halde adamlarıyla yaptığı toplantı ve planlamaları anlatıyor, Brian aldığı her kararı sadece başıyla onaylıyordu. Sonra yatma vakti geliyordu. Tuhaf bir şekilde işliyordu süreç, kimse uyumayı teklif etmiyordu aslında. Erken bir vakitte, günlük konuşmaları bittiği an Brian yatağın sol tarafına geçiyor ve Alin de hiç konuşmadan sağ tarafına uzanıyordu. Alin başını koyduğu an Brian ona sıkıca sarılıyor ve bir süre sonra ilk gözyaşı düşüyordu yastığa. Brian'dan vazgeçmeyecekti ama diğer yandan ailesi, babası ve tüm çevresi ne derdi bu işe? Sadece Demir ve Toprak'ın desteği tüm çevresini ikna eder miydi yoksa an geldiğinde ailesi ve sevdiği adam arasında seçim yapmak zorunda mı kalacaktı? Bilemiyor, korkuyordu.

Brian için de durum farklı sayılmazdı. Hala tam olarak normalleşmemiş değerleri ve ilaçların etkisi geçtiği an çıkan ateşi nedeniyle günü uyuyarak geçiriyor, geceleri yanında yatan kadını izleyerek geçiriyordu. Gözlerinin ne zaman uykuya yenik düştüğünü bilemiyordu ama Alin'in yanındaki varlığı öylesine iyi hissettiriyordu ki son ana kadar savaşıyordu uyumamak için. O yanında nefes alırken, onun güvende olduğunu biliyorken huzurluydu. Ah, birde yastığa usulca düşen gözyaşları dinse daha mutlu olacaktı Brian.

"Bu her gece akmaya yemin eden gözyaşların beni öldüremediğin için sanırım." dedi Alin'e takılmak için.

"Kalbini hedef almıştım oysa." diye düşünmeden cevap verdi Alin.

"Ölmemi o kadar istedin yani? İlk basıldığımızda da ısrarla öldürülmem için teklifte bulunduğuna göre."

"Evet, istedim."

Brian, Alin'in bir dakika bile düşünmeden ağzından çıkan sözler nedeniyle irkildi. Gerçekten ölmesini istediğine inanmıyordu çünkü.

"Yaşadığımız onca şeye rağmen mi?"

"Evet."

"İstediğin olsaydı, beni öldürürlerken izler miydin?"

"Evet, izlerdim."

KAÇINILMAZ TUTSAK (AŞK-I KİMYA) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin