KT ♣ Bölüm 3

3.2K 368 281
                                    

Selam benim canım KT severlerim..

Hikayemiz merakla bekleniyordur umarım..

Yeni bölümü keyifle okuyun...


Odada yalnız kaldığında çıplak bir şekilde panik atak krizi geçirmemek için önce kendisi için bırakılan geceliği hızla geçirdi üzerine. Saçını kuruturken de oldukça sakindi ve hatta kendisi için bırakılan diş fırçasına dua bile edebilirdi. 

Mantıklı bir şekilde düşündüğünde, başına gelenler o kadar da kötü sayılmazdı. Josef'in sevgilisinden intikam almak için gittiği barda amacına ulaşmıştı ve oradan ayrıldığında ise istenilse bile başarılamayacak bir şey yapmış; kendisini ıssız bir adaya bir şekilde ulaştırmıştı. O tekneye binerken amacı bu olmasa da gecenin sonunda ıssız bir adada açmıştı gözünü. Sonrasını da felaket olarak nitelendirmiyordu. Kendi kendine ada turu yaparak ormanın içinde kaybolmuş; umutlarını yitirdiği an onu başkası sana iki adama Daisy olduğuna dair minicik bir yalan söylemişti. Zaten tek sorun bu yalandaydı. Adı geçen Daisy, kendi öz dayısının bir şekilde ölümüne sebep olmuş; burada yaşayan herkesin nefretini kazanmıştı. Rahmetli Gregor, patron olan Brian'ın ortağı ve çalışanlar tarafından da anladığı kadarıyla çok sevilen biriydi. Şimdi yapması gereken tek şey Daisy olmadığını ispatlamak ve buradan kurtulmaktı. Sakin kalacak, adamlar onun Daisy olmadığını anlayana kadar kendini öldürtmeyecekti.

Tabi, bu yaşadıklarında kendisinin de suçu yok değildi. Öncelikle, Josef'i tuzağa düşürmesine kesinlikle gerek yoktu ve o tekneye binmesi kesinlikle çok büyük bir hataydı ve sırf adamlar ona yardım etsin diye Daisy olduğunu söylemesi kabul bile edilemezdi. Ancak, o da her kadın gibi korkmuştu. Issız bir yerde, yarı çıplak iki adamın cinsel saldırısına maruz kalmaktan korktuğu için Daisy olmak daha mantıklı gelmişti ona ilk anda ama nereden bilecekti başına bunların geleceğini?

İşin en kötü yanı ise her sömestr tatilinde, sessizlik detoksu adı altında telefonunu dahi kapatarak kimsenin ondan haber alamadığı bir veya bazen iki ayı yalnız geçirmesiydi. Onu arayan birileri olmayacaktı etrafta ve belki de aradıklarında o çoktan şehadet şerbetini içmiş; tüm inançlarına karşı bir şekilde yakılarak külleri okyanusa savrulmuş olacaktı.

Kendi iç tartışması bittiğinde kaldığı odaya göz gezdirdi. Büyük bir yatak, büyük bir dolap, makyaj masası ve bir berjer vardı odada. Yatağın karşısına yerleştirilen büyük boy televizyon daha önce bu odada yaşayan birinin olduğunu düşündürtse de şu an kendisinin kullandığına memnun oldu genç kadın. Hem zorla alıkonulup hem de pis bir yerde yaşamak zorunda kalabilirdi ama o, beş yıldızlı otellere özel lüks bir odada kalıyordu. Birde karnını doyursalar ne güzel olurdu, diye düşünürken kapıya vurma gereği bile duymadan içeriye dalan Brian karşısında ilk tepkisi yataktaki çarşafı üzerine örtmek olmuştu. Ona kıyafet getiren kadın oldukça tombul olduğundan üzerine dört beden büyük olan gecelik hiçbir yerini kapatmadığı gibi, duştan sonra ayağındaki donunu da alıp gitmişti o meymenetsiz hizmetli. Mal varlığını saklaması için bırakılan geceliğe güvenemeyeceğinden geleneklerde yer bulan yatak çarşafıyla örtünme olayına girişmişti.

Brian elindeki tost ile sütü komedinin üzerine bıraktıktan sonra pencere kenarına geçerek cama yaslandı ve kollarını göğsünde bağladı.

"Buradaki herhangi bir erkeğin ilgisini çekebileceğini düşünmüyorsundur umarım?" dedi onu tepeden boynuna kadar süzerek. Diğer kısımlarını çarşaf ile örttüğünden olsa gerek süzme gereği duymamıştı Brian.

"Aman, ne üzüldüm!" dedi genç kadın kendine engel olamayarak.

"O kadar üzülmene gerek yok, bazen köylüler geliyor bize erzak getirmek için. Aşırı gerildiğin zamanlarda birini odana atmana izin veririm."

KAÇINILMAZ TUTSAK (AŞK-I KİMYA) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin