KT ♣ Bölüm 24

1.8K 297 159
                                    

Selam benim canım KT bekleyenlerim...

Uzun bir ara verdik biliyorum ve inanın çok özledim sizleri. Bildiğiniz gibi bir süre önce gözümden bir operasyon geçirmiş ve dürüst olmak gerekirse kendime hiç dikkat etmemiştim. Üstüne bir kurumun yöneticiliğini daha kabul etme gaflet ve dalaletinde bulununca bedenim iflas etti sanırım. Her gün yarın iyi hisseder ve açıklama yazarım desem de yoğun tempo, iki kurum arasındaki koşuşturmaca ve ikinci bir operasyon derken biraz kendi kabuğuma çekildim. Hazır olan bu bölümü bile yükleyemedim düşünün. 

Lakin, sayfamı açtığımda gördüğüm bildirimler ve mesajlarınız nedeniyle suçluluk duygum arttı. Ne olursa olsun haber vermeliydim.  Affınıza sığınıyorum. Bölüm uzun değil, daha önce yazıp yükleyemediğim bir bölümdü. Planlı yazmadığım için hikayenin genelini bir tur okuyup yeni bölümü öyle yazarım diye düşünüyorum.

Hepinizi çok seviyorum. Asla beni yalnız bırakmaz dediğim dostlarım çok burada ama bu kadar fazla olduğumuzu inan ben de bilmiyordum. ❤❤❤

Keyifle okuyun...


Kan kaybından ölmek deyince Alin'in aklına asla koldan vurulma gelmezdi ki zaten Brian da kan kaybından falan ölecek değildi. Lakin adamlar başına üşüştükten kısa bir süre sonra sözleri anlamsızlaşmış ve bir müddet sonra da uyumuştu Brian. Kolunda tam olarak nasıl bir özel noktaya isabet sağladığını bilemese de belki yakın mesafeden vurduğundan oldukça fazla kanaması olmuştu ve ekipler basit bir müdahalenin yetersiz kalacağını düşünerek kendilerine ait en yakın tıbbi kliniğe gitmenin doğru olacağına kanaat getirmişlerdi.

Normal koşullarda hiçbir birim kendilerine ait böylesi önemli bir mekânı kimseye ifşa etmezdi güvenlik açısından. Hele ki başka bir ülkenin istihbaratına asla ama Brian'ın vurulması, babasının işte benim kızım diyerek alnını öpmesi ve ardından Brian'ın uyku haline geçmesi arasında oluşan curcunada kimse kimseye dikkat etmemiş, en hızlı şekilde kliniğe ulaşmak için acele etmişlerdi.

Müdahalesi kısa sürmemişti Brian'ın. Yapılan incelemeler sonucunda Alin'in sıyırır düşüncesiyle ve bir anlık sinirle çektiği tetikten çıkan o masum mermi Brian'ın damarının yırtılmasına sebep olmuş, dört sat yirmi dakikalık bir müdahale gerekmişti.

Allah büyük dert vermesin, dedi Alin İngiliz ekibine. Sonuç olarak bir süre acı çekecek, zedelenen kaslarını eski formuna kavuşturabilmek için etkili ve uzun bir fizik tedavi sürecinden geçecek ve şansı yaver giderse altı, bilemedin yedi ay için eski haline kavuşacaktı kolu.

"Allah tarafından sol kolundan vurdum. Normal hayatı çok etkilenmeyecek." dedi Alin hala ona kötü kötü bakan ekibe ve birbirine benzeyen adamların birinden aldı cevabını.

"Brian'ın solak olması dışında sorun yok."

Alin buna şiddetle karşı çıkardı. Şöyle bir hafızasını yokladığında Brian'ın solak olduğuna dair bir görüntü belirmiyordu hayalinde. Adamın iki elini de kullandığını hatırlıyordu ama solak olması dikkatini çekmemişti hiç. Konu ile ilgili daha fazla yorum yapmamak adına adamların yanından uzaklaşarak ayrı bir köşede kendi içinde fısır fısır konuşan Türk ekibinin yanına gitti.

Karşılaştıkları andan itibaren ilk kez konuları Alin değildi. Bu kez İngiltere'de onunla birlikte kimin kalacağı tartışıyorlardı. Babası ısrarla kalacak ekibin başında olmak istiyor, Tuana lakabıyla adaya yerleşmeyi istiyordu. Alec bu teklifi daha önce şiddetle reddetmişti. Bir İngiliz operasyonunda ki yılları vermişti bu iş için, Türk bir ajanın yeri yoktu lakin işin içine Alin girdiğinden kendi ekibiyle birlikte gözlem yapacak minik bir ekip konusunda rıza göstermek zorunda kamıştı.

KAÇINILMAZ TUTSAK (AŞK-I KİMYA) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin