Selam benim canım KT bekleyenlerim...
Biliyorsunuz bir süre önce gözümden bir operasyon geçirdim ve buna rağmen tam gaz yazmaya ve çalışmaya devam ettim. Lakin bunun iyi bir fikir olmadığını ekrana fazla bakan gözümün tepki vererek şişmesi ve iyileşmek bir yana daha da kötüleşmesi sonucu anlamış oldum. Şimdi daha iyiyim ama gözümü fazla yormamaya çalışıyorum. Çok fazla mesaj gelmiş ve sayfaya girdiğimde de inanılmaz bildirim vardı. Mesajlarınıza dönememiş olmama kırılmayın canlarım. Kısa da olsa bölüm atmaya çalışacağım. Seviliyorsunuz, çok çok...
Yeni bölümü keyifle okuyun...
Alin adaya düştüğü günden beri zurnanın zırt diyeceği anı beklemişti. Bu anın tüm yakınlarını kapsayan bir baskın sonucu olacağını düşünmemekle birlikte adadakilerin de ellerinde silahlarla etraflarını sarmalarını içermediği de kesindi. İlk etapta içlerinden birinin vurulmuş olabileceğini düşünse de havaya açılan ateş uyarı nitelinde olup Brian ve Alin'in serbest bırakılması yönünde verilen bir muhtıraydı. Fakat etrafında duvar olan adamların böyle bir niyeti yoktu tahmin edersiniz. Hala sakin ve bir o kadar da endişesiz olmaları yakalandıkları için rahatsız olmadıklarını gösteriyordu Alin'e.
Brian bu baskının en şanssız kişisiydi. Normal koşullarda sonu ne olursa olsun adamlarından çatışmaya girmelerini isterdi ama şimdi Alin de işin içine girince o emri veremiyor, etrafını saran adamlara rağmen Alin'e ulaşmak, korkmamasını söylemek istiyordu. Yıllarca verdiği emeğini oyunbaz bir kadın nedeniyle hiçe sayacağını düşünmediği gibi babası öldüğü gün ilahi bir güçle bedenine hâkim olan kararlılığını yitireceği de aklına gelmezdi. Lakin şu an düşündüğü tek şey Alin'i bu curcunadan kurtarmaktı.
"Silahlarınızı indirin." diyerek uyarı veren adamının sesini duyduğunda tek amacı uzanarak Alin'in elini tutmak, o yanında olduğu sürece asla zarar görmeyeceğini söylemekti.
"İki dakika içinde yolu açın aksi halde hepiniz gibi patronunuzun da leşi serilir yere." diyen adamı tanımıyordu Brian ama adamın sesi endişeliden çok alaycı çıkıyordu. En büyük rakiplerini yok ettiklerine emindi ama onlar bile cesaret edip kalesine gelemezken bu adamların bu kadar pervasız olmasını aklı almıyordu. Geçilmez sandığı kalesi geçilmekle kalmamış adamlar odasına kadar ellerini kollarını sallayarak girmişlerdi. Böyle bir baskın için ya deli olmalıydılar ya da çok büyük bir amaç için ölümü göze almışlardı. Şimdilik bilemiyordu Brian ama çözümü adada bulamayacağı için bir süredir restleşen adamların sözünü bölerek konuya daldı.
"Jackson, yolu açın ve bu esnada silahlarınızdan tek bir kurşun dahi çıkmadığından emin olun." dedi tok bir sesle.
"Ama patron..."
"Dediğimi yapın. Hemen!"
Brian'ın uyarısı sonrası adamları kararsız da olsa geriye çekilince onları kaçıranlar gizli geçide yöneldi. Daha birkaç gün önce Alin'e söylediği geçidi adamların nasıl bulduğu bilinmezdi ama sakince ilerledi tünelin içinde ve ne kadar uğraşsa da Alin'e ulaşamadı. Tünelin içinde yükselen tek nefesin ona ait olduğunu düşünerek rahatlatmaya çalıştı kendisini. Adamların profesyonel olduğu kesindi. Ne bir ayak sesi ne de işitilebilir bir nefes geliyordu kulağına. Operasyona çıkan askerler misali görev odaklı ve kararlıydılar. Brian bizzat adamları görmese Alin ile tünelde yalnız olduklarını düşünürdü. Öylesine sessizdiler.
Tünelin sonuna geldiklerinde feribota yöneldiler. Sanki adamlar Biran'ın tüm kaçış yollarını ezbere biliyormuşçasına hareket ediyorlardı ve Alin de adamlara silah çektiği an haricinde oldukça uyumluydu. Aksi halde şimdiye kadar çoktan açılırdı çenesi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇINILMAZ TUTSAK (AŞK-I KİMYA) (TAMAMLANDI)
RomansaAşk ve diğer tüm formüller... EYLÜL 2021/ #hüzün 1. TEMMUZ 2022/ #romantikkomedi 1. ŞUBAT 2023/ #kimya 1. +18 BU KİTAPTAKİ KİŞİ VE OLAYLARIN GERÇEK HAYATLA ALAKASI YOKTUR!