KT ♣ Bölüm 7

2.2K 313 273
                                    

Selam benim canım KT severlerim..

Keyifle okuyun..


Yakışıklı ve karizmatik erkeklerin en büyük silahıdır tebessümleri. Öyle bir kıvrılır ki o dudaklar, altındaki art niyeti görmek yerine, en geri zekâlı organ olan kalp devreye girerek pır pır uçmak ister göğüs kafesinizi zorlayarak. Bir hayal âlemindeymişsiniz izlemini yaratan o buğulu bakışların, aslında avını tuzağa düşüren kötü kalpli bir prense ait olduğunu bilmediğiniz gibi kalbinizdeki o salak kıpırtılar nedeniyle bambaşka anlamlar da yüklersiniz bu bakışa. İşte o andan sonrası felakettir bir kadın için. Her ne kadar günümüzde katiline âşık olmak moda olsa da gerçek hayatta öyle değildir asla. Benliğinize sızan karanlıktan habersiz, bir çeşit hipnoz etkisiyle hareket ederken bilmezsiniz kendi karakterinizi kaybettiğinizi. Etrafınızı saran karanlık buluta esir düşene kadar anlamazsınız da ne yazık ki.

Zararın neresinden dönülürse dönülsün kardır, diyen kişinin aslında o zarardan asla dönemediğini bilmediğinizden bir umut savaşmak istersiniz o karanlıkla ama iş işten geçmiştir. Kazanmış bile olsanız, karanlığı yenmiş bile olsanız artık kendinizi bulamazsınız beden denen kabukta. Sizi siz yapan özellikler gitmiş, gri bir sis bulutu kalmıştır geriye. Kalp susmuştur artık, mahcuptur yanılgısı konusunda.

Alin daha ilk gördüğünde dudak uçuklatacak kadar yakışıklı olduğunu fark ettiği, karizmatik ve seksi Brian'ın karanlığına yenik düşecek biri asla değildi. Şahsen ikisi arasından birinin kötü prens olması gerekiyorsa Alin pek ala olurdu o karanlık şeyden. Şu an ona tebessüm eden ve bu tebessümünde Fransız öpücüğü vaatleri barındıran Brian, avucunu yalardı sadece.

Kaldı ki Alin'in de tebessümü de öpücük vadetmekteydi. Brian'ın tutku barındıran öpücüğüne karşın, altta kalanın canının çıkmasına dayalı bir çeşit Kırkpınar Güreşçisi öpücüğü vadediyordu genç kadın ona, üstelik en yağlı olanından. Oturduğu yerden eli göğsünde kalkıp Brian'ın ona uzattığı koluna girerken en az onun kadar nazik olsa da ikisinin de savaş silahlarının çoktan çekildiğinin bilincindeydi.

"Bana etrafı gezdirmen ne hoş. Panik atak sonrası temiz hava almak gibisi yoktur." dedi Alin.

"Kötü bir başlangıç yaptığımızın farkındayım Daisy ama bildiğin gibi Gregor hepimiz için çok değerliydi. Bundan sonra hep yanındayım ve özel olarak ilgileneceğim seninle."

Alin, ona ne şüphe, diye mırıldanırken artık şato olduğuna karar verdiği eve bağlı tali yol genişliğinde patikalar gördü. Brian'ın onu yolların girişine yaklaştırmamasına bakıldığında o yolların çıktığı yerlerin pek de iyi yerler olmadığına emin olarak adımlarını tekrar o yöne çevirdi.

"Bu yollar ne güzel böyle! Baksana ağaçların arasında kalmış. Dikkat etmesem görmeyecektim neredeyse. Hadi ağaç dallarının altından yürüyelim."

Brian, bir an kaşlarını çatsa da hemen kendisini toparlayarak o tuzak tebessümünü yerleştirdi suratına.

"Yoruldun bugün. Başka zaman gideriz. Hem önce doktorun gelsin Daisy, sağlığın konusunda endişeliyim."

"Hangi açıdan?"

"Ruhsal!"

"Nasıl ruhsal?" diye sorarken hala nazikti Alin.

"Daisy belki sen farkında değilsin ama psikolojin ciddi anlamda zarar görmüş. Geldiğin gün adını bile bilmiyordun. İyiliğin için tedavi olman şart." dedikten sonra yine uzattı genç kadına kolunu. Alin'in yüzüne yansımasa da söylediklerine sinirlendiği ve o nedenle hızla kolunu çektiği çok belliydi.

KAÇINILMAZ TUTSAK (AŞK-I KİMYA) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin