Selam benim KT severlerim...
Yeni bölüm sizin için geldi...
Keyifle okuyun...
"Ölseydim keşke!"
Kulaklarında Brian'ın bu içten temennisi yankılanırken kalbi böylesine içten bir duanın varlığı karşısında kanamaya başlamıştı. Brian'ın öldüğü düşüncesine kötü biri olduğuna inandığı zamanlarda bile katlanmazken şimdi aralarında eksik kalan her şeye, kalbindeki tüm ağırlığa rağmen onsuz bir hayatta var olabileceğini sanmıyordu. Belki fizikken değil ama ruhu ölürdü genç kadının.
"Ölmemeye çalış Brian. İngiliz hükümetiyle başımız derde girsin istemem." dedi onun sözlerini çalarak.
"İstemezsin tabi. Ajan değil, katil olmamı isterdin. Böylece adamlardan beni öldürmelerini istediğinde temennin gerçek olurdu."
"Katil değil misin ki? Daisy'yi öldürdüğünü söyledin üstelik masum olduğu halde."
"Öyleyim Alin, tıpkı baban gibi. Sor bakalım, o kaç masumu öldürmüş?"
"Babam asla suçsuz birini öldürmez."
"Suçlu birini öldürdüğünde katil olmuyor musun?"
"Bilmem." dedi Alin gözlerini Brian'ın gözlerine kenetleyerek. "Oluyor musun?"
"Onu sen söyle. Ben hem masum hem de suçluları öldürdüm ve inan hiçbirinden pişman değilim."
Alin, Brian az önce ne duyduysa onu hesap soracak raddeye getiren adrenalinin Brian'ı terk ettiğini görebiliyordu. Teni yine solgun bir hale gelirken alnında da ter damlaları belirmeye başlamıştı.
"Dinlen biraz." dedi serumunun akıp akmadığını kontrol edince ve Brian'ın onun için aldığı çizim dosyasını alarak beklemeye başladı.
Uzun ve zorlu bir gece olmuştu yine. Brian'ın beklendiği üzere ateşi yine çok yükselmiş, o kabuslarla savaşırken Alin ve doktor ateşinin düşmesi için çaresizce beklemişti. Seruma antibiyotik ve ateş düşürücü katmaktan başka çareleri yoktu zira Brian gerekirse ölmeyi ama yine de adada kalmayı istemişti.
Kabuslarında ne gördüğünü merak ediyordu Alin. O anlarda elini sıkıca tuttuğu Brian'ı sarıp sarmalamayı, adı dudaklarından her döküldüğünde onu sevgisiyle iyileştirmeyi arzuluyordu. Bir de doktor vardı onun beynini kemiren. Her test sonucundan sonra kandaki iltihap oranının çok fazla olduğunu, adada müdahale etmenin imkansız olduğunu vurguluyordu.
Sabaha karşı ateşi biraz düşmüştü Brian'ın ve o gözlerini açtığı an itibariyle esip gürlemiş, ardından yorgun düşerek uykuya dalmış ve ardından ateşi tekrar yükselmişti. Brian ne derse desin o kadar güçlü değildi. İyileşme belirtisi gösterdiği her seferinde daha da kötüleştiğinden Alim adamlardan onu doktorun revirine götürmesini istedi. Adada tam donanımlı tıbbi bir bölüm varken Brian'ı odasında perişan etmenin anlamı yoktu ve o inatçı keçi ne kadar bağırırsa bağırsın onu dinlemeyecekti. Bu durum onu güçsüz falan göstermiyordu kesinlikle, insan olduğunu hatırlatıyordu sadece.
Sabah olduğunda Alin adamlara iki doktor ve iki hemşire daha ayarladığını söyledi. Babası İngilizler ile iletişime geçerek Brian'ın sağlık durumunun kötüye gittiğini söylemiş ve hızla sağlık ekibi gönderilmişti.
"Efendim bir sorunumuz var." dedi Cole başını elleri arasına alarak dinlenen Alin'e. Delicesine yorgun olmasına rağmen hiç uykusu yoktu ve Brian haricinde hiçbir şeyle ilgilenmek de istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇINILMAZ TUTSAK (AŞK-I KİMYA) (TAMAMLANDI)
RomanceAşk ve diğer tüm formüller... EYLÜL 2021/ #hüzün 1. TEMMUZ 2022/ #romantikkomedi 1. ŞUBAT 2023/ #kimya 1. +18 BU KİTAPTAKİ KİŞİ VE OLAYLARIN GERÇEK HAYATLA ALAKASI YOKTUR!