KAÇINILMAZ TUTSAK (AŞK-I KİMYA) (TAMAMLANDI)

KT ♣ Bölüm 17

Selam benim canım KT bekleyenlerim...

Keyiflerin iyi olduğunu umuyorum. Öyleyse elinize kahvenizi alın ve yeni bölümü okuyun...

Alin'in olay sonrası durumu adadakiler tarafından psikolojik buhran olarak adlandırılsa da işin gerçeği kesinlikle böyle değildi. Alin, her geçen saniye içinde büyüyen öfke ve kin duygusunu zapt edebilmek için sakin ve sessiz duruyor, kendine engel olmaya çalışıyordu. Öyle ki bir an kontrolü elden bıraksa tıpkı filmlerdeki gibi ağzından ateşler çıkartarak tüm adayı yakabilecek kadar gözü dönmüştü alında.

Saatlerdir dışarıyı izlediği penceresinden gördüğü orman ve mavilik dahi sakinleştirmiyordu onu. O Brian olacak hıyar, böyle bir suçlamanın ardından koynuna giremeyeceğini düşünerek onun hem bedenini hem de ruhunu kullanmıştı. Fakat Alin de bunun altında kalacak biri değildi tahmin edersiniz. Daha önce söylediği gibi misilleme yapmayı sevmese de doğru yolu göstermeyi kesinlikle seviyordu. Brian'a doğru yolu gösterecek, ne kadar hatalı davrandığını ve en önemlisi ne kaybettiğini anlamasını sağlayacaktı.

Ve aradan geçen bir günün sonunda kendisini toplamış, hasar tespiti yaptıktan sonra savaşmaya hazır hale gelmişti. Gözünü açtığı an itibariyle onu izleyen Brian'ın varlığı hiç umurunda değilmişçesine yataktan kalkıp duşa girdiğinde ikisi arasındaki bu yarışta tecrübesizliğinin verdiği şaşkınlıkla bir tık geride kalmış olabilirdi ama Allahtan hızlı öğrenmesi en önemli özelliklerinden biriydi. Brian öğretmişti Alin'e, bel altı vurması gerektiğini kesinlikle öğretmişti.

Alin duştan çıktığında Brian'ı hala kolları göğsünde bağlanmış bir şekilde onu beklerken buldu.

"Odama kafana göre dalma huyundan vazgeçmelisin." dedi bornozu üzerinden çıkartıp yatağa atarken. Utangaçlık yapmasına gerek yoktu. Adam zaten her bir noktasını görmüş ve dokunmuştu. Şimdi sadece neyi kaybettiğini görmesi gerekiyordu.

"Konuşmak istiyorum seninle."

Alin ona odasına sekteri dalmış patron misali bir an baktıktan sonra dolabına yöneldi.

"Dinliyorum."

Brian'ın hemen konuşamadı zira yutkunmaları kolay kolay geçecek gibi durmuyordu. Alin dolabında bulunana ekstra seksi tangalarından birini giyerken adı gibi emindi ki Brian ne konuşacağını unutmuştu.

"Evet?" dedi vücudunu ona döndürerek.

"Alin ak.."

Alin devam et anlamında eliyle işaret ettikten sonra tekrar dolabına yöneldi ve sutyen demeye bin şahit olan nesneyi aldı eline. Malum nesnenin hangi anlara has olduğu aşikârdı. Sutyenin askılarını kollarına geçirdiğinde Brian'ın arkasında olduğunu fark ederek duruşunu dikleştirdi.

"Yardım edeyim."

Ah, diye düşündü Alin. Ne centilmen bir erkek!

Brian, askıları omuzlarına getirdikten sonra sutyenin dantellerini düzelterek göğsüne taktı. Alin bu temastan etkilenmiş olabilirdi ama Brian kadar da çaresiz sayılmazdı. Adamın hızlanan nefesi ensesine vururken duruşunu hiç bozmadı. Brian kaplumbağaya rakip olabilecek bir yavaşlıkla çamaşırını taktıktan sonra Alin gayet rahat bir şekilde dolabına doğru giderek eğildi ve giyeceği kıyafeti aramaya başladı.

"Seni dinliyorum Brian." dedi adamın dikkatini çekmek için ama başarılı olamayacağını da pek âlâ biliyordu. Zamanında Brian nasıl ki onun kadınlık hislerini ele geçirdiyse şimdi de Alin onun nutkunun tutulmasına sebep oluyordu ve ne yalan söylesin, pek bir eğleniyordu adamın bu halleri karşısında.