sımul han

147 11 1
                                    

Oy ve yorum lütfen minik okur ailem!

⚜️

Hep beraber lunaparkın dışında ki bir çay bahçesine gelmiştik. Ben ve Tuana bir süre bazı oyuncaklara binmiştik sonra Adar'ın oflayıp puflaması sonucu kendimizi burada bulmuştuk. Kendileri lunaparklardan hoşlanmıyordu. Bu süreç içerisinde hiçbir şekilde Aren ile göz göze gelmemeye çalışmıştım çünkü kalbim ona küsmüştü. Biliyorum onun hiçbir şeyden haberi yoktu ama kalpte bunu dinlemiyordu işte. Ara sıra bana bakmış ve konuşmaya çalışmıştı ama ben sürekli Adar ile konuşmaya çalışmıştım.

Ne yapabilirim? Onunla konuşmak içimden gelmiyordu.

Adar önünde ki çaydan büyük bir yudum içince huzurla arkasına yaslandı. Tuana ise çaktırmadan Adar'a, yuttuğu çaydan dolayı hareket eden adem elmasına bakıyordu. Adar'dan baya baya etkilenmişti sanırım.

Aren ise karşımda oturmuş, evet evet karşımda oturdu kendileri ben her ne kadar istemesem de Tuana hızlıca Adar'ın karşısına geçince o da bana kalmıştı. Bakışları benim üzerimde tenimi delip geçercesine dolanıyordu. Ama ona karşılık hiçbir şekilde vermiyordum. Önümde ki kahveyi sıcak olduğunu unutarak bir kere de kafama dikince olanlar oldu, ağzımın içi alev aldı gözlerim yaşardı. Aren ve Adar aynı anda önümde duran suya atıldı Aren, Adar'ı umursamadan suyu bana uzatınca hiç ama hiç olmaması gereken bir şey yaptım ve ağzımda ki tüm sıcak kahveyi Aren'in yüzüne püskürttüm sonra da can havliyle elinde ki suyu kafama diktim. Beni gerçeklere uyandıran ise, Tuana'nın, "hıh!" Diyen sesi oldu. Elini ağzına kapatmış şok olmuş ifadesi ile Aren'e ve yüzünden damlayan kahve damlalarına bakıyordu.

Sanırım sıçmişko.

O kadar utandım ki, ağlamak istiyordum. Elimde olsa zamanı geriye alır ve o sıcak kahveyi herşeye rağmen yutardım. Allah beni bildiği gibi yapsındı.

Adar, "iyi misin güzelim?" Dediğinde dolmaya hazırlanan gözlerimi ona çevirdim. Aren'e bakmaya götüm yemiyordu. Adar dolu gözlerimi görünce anında kaşlarını çattı.

"Sakın ağlayacağım deme, döverim kızım seni!" Böyle diyordu ama tek sebebi ağlamama dayanamadığı içindi. Kıyamıyordu bana.

Aren masada duran peçetelikten birkaç peçete çekip suratını temizlemişti çünkü bunları göz ucuyla da olsa görmüştüm. Ona hâlâ bakamıyordum çünkü rezilliğin daniskasını yaşamıştım. Ne dese haklı olurdu.

Tuana yerinden çıkmış ve yanıma gelmişti. Endişeyle suratıma baktı. "İyi misin canım?" Hiç iyi değilim! hemen buradan defolmak istiyordum.

Kafa salladım. o ise omuzumu okşadı şefkatle.

Adar bu kez Aren'e yöneldi. "Kusura bakma sende Mavi'nin endişesiyle seni unuttuk." Mahçupca sarf ettiği sözler beni daha da üzdü benim yerime o mahçup oluyordu.

Sandalyemi geriye çekip ayağa kalktım. Aren'in yüzüne bakmadan, "çok özür dilerim Aren." Dedikten sonra bez çantam ile çay bahçesinden çıktım. Arkamdan Tuana'nın 'bekle' diyen sesini duyuyordum ama umursamadım. Adımlarım yeri dövercesine basıyordu zemine. bunu nedeni kendime olan öfkemdi.

Ben değil bu çocuğu kendime aşık etmek, arkadaş bile edemiyordum ki...

Gözlerim tekrar doldu. Tuana bana yetişince soluk soluğa, "nereye gidiyorsun?" Dedi öfkeyle. Benim dolan gözlerimi görünce ise daha da öfkelendi.

MF'lim -Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin