sımul yodol

136 4 1
                                    

Oy ve yorum lütfen
Satır araları sizleri bekler 😉

⚜️

15 yaşında iken yaşadığım çok utanç verici bir şey olmuştu. Yani benim için çok utanç vericiydi sizin ne düşüneceğinizi bilemeyeceğim. Babaannemlerin düşük çatılı küçük kulübesinin tepesine çıkmıştım meraktan. En küçük amcam yani o zamanlar 20 yaşında olan amcam ise kulübenin yakınlarından geçerken benim ayağımın kayması sonucu popo üstü onun yüzüne düşmüştüm. O dehşet verici anı hiç unutamıyordum. Selim amcam hayatının şokunu yaşamıştı, tabii her gün birileri onun kafasına düşmüyordu. Boynunu da feci incitmişti. 1 ay boyunca boyunluk taktığını hatırlıyordum. Tabii arada bana da kötü kötü bakmayı ihmal etmiyordu. O günden sonra amcamın yüzüne bakmaya utanır olmuştum. Evet belki ufak bir sıyrık bile almadan kurtulmuştum ben o düşüşten ama çok utanç verici bir şekilde yaşanmıştı o düşüş. bence yere düşüp bir kaç kemik kırmam daha iyi olurdu.

Şimdi bunları niçin anlatıyordum? Aren ile yaşadığım o utanç verici an için, yani o gün amcamda yaşadığım bir yana Aren ile yaşadığım bir yanaydı. Koskoca üç gündür Aren'den köşe bucak kaçıyordum ve sağolsun Tuana bana bu konuda çok yardımcı oluyordu. İlk gün olmasa da ertesi gün Aren benimle konuşmak için yanımıza gelmeye kalkışmıştı ama ondan kurtulmak için yakınımda bulunan kızlar tuvaletine girmiştim. Uzun süre de içeride kalınca o gitmiş bende Tuana'nın gözetimi altında eve kaçmıştım. Ondan sonraki gün yine aynı tantana ama bu kez ona hiçbir şekilde yakalanmadan Adar'ın beni alması sonucu sessizce tüymüştüm.

Kolumdaki saate baktım. Deneme bir dakika geçe başlamıştı. Gerçek sınav olmadığı için hocalar geç kalsak dahi sınava alıyorlardı. Herkes sınavda olduğu için hızlı adımlarla alt kata indim. Derin bir nefes alarak boş bir masaya oturmak için sandalye çektim çıkan sesle bana bakan bir kaç kişiyi görmezden geldim. Hızlıca yerime kurulunca önümde duran kitapçığı açtım ve çantamdan kalem kutumu çıkarıp içinden silgi ve kalem aldım. Boynumu oynatmak için kafamı kaldırınca onunla göz göze geldim. Tam karşımda olan masada oturmuş pür dikkat deneme çözmek yerine bana bakıyordu.

Sanki ona bakmamı bekler gibiydi.

Sanırım amacına ulaşmıştı.

Yerinden hareketlenmesi ile telaşla yerimden kıpırdandım. Yalvarırım buraya gelmesin. Bunca zamandır kaçmayı başarmıştım şimdi yakalanmak olmazdı. Eline aldığı deneme ile bana yöneleceği esnada, karşımda ki sandalye büyük bir gürültüyle çekildi ve görüş açıma uzun boyu ile Ceren girdi. Etrafında rahatsız olan gözleri takmadan bana fısıltıyla, "selam!" Dedi. Sonra ise aynı sakinlikle önünde ki kitapçığı açtı.

Kafamı Aren'e çevirdiğim de mal gibi ortada kaldığını görünce istemeden kıkırdadım Aren gülüşüme, 'sen görürsün' bakışları atarken etraftan bir kaç homurtu duyuldu. En sonunda ise Ramazan hocanın sesi yükseldi, "sessizlik!" Diye. Aren tekrar eski yerine sessizce oturunca bende önümde ki denemeye döndüm. Tabii Ceren'e öpücük attıktan sonra.

Can kurtaranım olmuştu o bugün benim.

2 saat sonra.

Denemem biter bitmez tepemde Tuana'yı bulmuştum. Dost gibi dost anasını beni çok iyi koruyordu. Eşyalarımı sırtlanıp Tuana'nın peşinden çalışma salonundan çıktım.

"Az kaldı yakalanıyordum Aren'e ama görmen lazımdı Ceren adeta bir Hulk gibi düştü ortama." Deyip neşeli bir kahkaha attığımda Tuana da güldü.

MF'lim -Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin