mahın ahob

65 4 12
                                    

Selamlar gün geçtikçe moodum düşüyor çünkü çok az okuyucum var bu üzücü ;( ama bir gün çoğalacağına inanarak devamke diyorum.

Keyifli okumalar ♥️

***

Tepem atıktı, kaşım gözüm sinirden seğiriyordu. Aren harbi harbi elimden dayak yemek istiyordu. Ben derin derin nefesler alıp içimden, sakin ol diye söylenirken o karşımda gidip geliyor ve ha bire söyleniyordu. Oturduğum bankta sinirden bacağım sallanıyordu. Ve sonunda daha fazla dayanamayıp patladım.

"Yeter!" Benim öfkeli sesim ile olduğu yerde durdu ama o da benim gibi öfkeli bakıyordu gözlerimin içine.

"Deliriyorum burada ne yeteri Mavi!" Bundan bana neydi herşey bana da sürpriz olmuştu. Burada bana bağırmasını gerektirecek bir durum yoktu.

"Bilmiyord-" sözümü yarıda kesen onun söylenmeleri oldu.

"Aksine ben anlamıştım. Seni gördüğü her yerde seninle konuşması yüzüne uzun uzun bakmaları." Anlık gözlerim kocaman açıldı. Bu kadarını ben hiç fark edememiştim evet belki biraz öyle hissetmiştim ama sonra kendi kuruntum diyerek baştan savmıştım.

"Ben gidiyorum." Yanıma koyduğum çantamı alıp kalkmak üzereyken Aren'in beni tekrar geri oturtması ve üzerime eğilmesi hiç iyi olmamıştı. Gözlerimin içine bu kadar derin bakması beni utandırıyordu.

"Bizim mesele hâlâ bitmedi ama..." Böyle yaparsa da Nah biterdi.

"Öncelikle," dedim parmağımla alnını iterek. "Şu yüzünü dibimden çek."

Eli ile alnına dokundurduğum parmağımı yakalayıp dudaklarına götürünce yutkunmak zorunda kaldım. "Neden," Deyip parmağımın ucunu öptükten sonra "etkileniyor musun benden?" Dedi. Bu anı nasıl b*k ederim adlı çalışmam ile öptüğü parmağımın olduğu elim ile dudaklarını tuttum ve öne doğru büzdüm.

"Yok kafa atasım geliyor o yüzden seni düşünüyordum." Deyip gülümseyince ben o dudaklarını elimden kurtarmak için çırpınıyordu ve bu hâli acayip komik oluyordu. Bu yüzden daha fazla dayanamayıp elimi çektim ve ayağa kalktım. Benim bırakmamı fırsat bilen Aren elini dudaklarına atarak onları ovdu.

Tatlı köpek.

Yürümeye başladığımda peşime takıldı. O an gün boyunca kafamdan atmak istediğim herşey üzerime doluştu. Affetmek istiyordum onu. Ama hâlâ afetme diyen bir beynim vardı.

"Ne yapmalıyım?" Onun çökmüş sesi duraklamama neden olmuştu.

"Beni affmen için." Gün boyu dik tuttuğum omuzlarım çöktü. Bir yanım, affet diyordu. Diğer yanım, süründür diyordu.

"Bana kırgın bakan gözlerini görmeye dayanamıyorum. Ben onları hep olduğu gibi ışıltılı görmek istiyorum." Derin bir nefes aldı. "Onları öldürmüş olmak beni mahvediyor..." Boğazıma bir yumru oturdu yutkunamadım o an.

"O gözlerde birer ışıltı olmak istiyorum kırıklık değil... Ben o bakışlara aşık olmuştum ama onları artık görememek beni çok korkutuyor. O gözlerde olamamak beni kahrediyor! Yapamıyorum Mavi..." Çenemden aşağı düşen göz yaşlarını elimin tersi ile temizledim. Kendimde bulduğum son cesaret kırıntısı ile ona doğru döndüm. Ve gördüğüm sahne beni daha da yıktı.

Gözleri kızarmıştı. O da ağlıyordu. Elimi ona doğru uzattım. Her bir hücrem onun ağlamasına dayanamayor ve çığlık çığlığa bağırıyordu.

Ona doğru adımladım aramıza ayakkabılarımızın ucu girinceye dek ona yaklaştım öne doğru uzayan elim onun yüzüne dokundu. Gözünden düşen ve iz bırakan o damlayı görmeye dayanamayan yüreğim elime verdiği direktif ile orayı temizledi. Sadece beni izleyen Aren elini elimin üzerine koyunca bakışlarım onun mavilerine odaklandı.

"Bırakma... Beni. Bizi..." Diğer eli ise ıslanan yanaklarımı kuruladı. İşaret parmağının ucu ile dudağımın üzerine gelen bir damlayı temizleyince içim titredi. Yüzünü bana doğru yaklaştırdı eli boynuma doğru beni sahiplenircesine gitti ve ne olduğunu anlamama zaman tanımadan dudaklarını dudaklarımın üstüne örttü.

Öpüşü ağır ve özlem giderir gibiydi. Sırtımdan beni kendine doğru çekince ona karşılık vermemi istediğini anladım ve acemiliğimi unutarak bende ona karşılık verdim. İşte o an asıl sevgi patlaması yaşadım vücudum alev almışcasına yanıyor aklım herşeyi siliyor ve geriye bir tek onu ve beni bırakıyordu. Sonunda nefes almak için ikimiz de usulca birbirimizden ayrıldık ama alınlarımız hâlâ birbirine yaslı duruyordu.

Gözlerim kapalıydı çünkü işte şimdi Aren'e bakmaya çok utanıyordum. Ondan ayrılıp yüzüne bile bakmadan arkamı döndüm ve koşmaya başladım. Bir an acele etmem sonucu ayağım burkuldu ama onu ve acısını bile unuttum ve ışık hızında oradan uzaklaştım tabii bir ara Aren'in kahkaha atan sesini duymamış değildim.

Şuan için domates olmuştum ama salçası olmama az kalmıştı.

Evde kendimi yastıkla boğmak gibi düşüncelerim vardı...

Bölüm sonu.

Bölümü nasıl buldunuz?

Aralarında ki buzlar eridi sanki siz ne diyorsunuz?

İç ses: ne erimesi alev aldı

Sjskskskksksksk

Yeni bölüme değin Allah'a emanet olun #qalp

MF'lim -Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin