Ahob

218 13 1
                                    

Oy ve yorum lütfen 👉👈

⚜️

Elimde ki buzlu su şişesini kafama dayadım. Hava o kadar sıcaktı ki su içiyordum her dakika. Kafamda ki hasır şapkayı iyice düzeltip dershanenin açık kapısından içeri girdim. Lobide oturan yönetici hocaya günaydın diyerek yoluma devam ettim. Merdivenlere bakınca istemsiz yüzümü ekşittim. Kim çıkacaktı bu merdivenleri? Bismillahirrahmanirrahim eşliğinde yürümeye devam ettim.

Max on dakika olmuştu benim sınıfın kapısına varmam. Sınıfın kapısı açık olduğu için kapının karşısında oturan Cenk ilk olarak göz hapsime girmişti. Hoca ders anlatıyordu ama o sıranın altından prize taktığı telefonuna giriyordu.

İşsiz şey!

Sınıfa adım attığımda, matematik hocasına bakarak, "Günaydın hocam." Dedim. Karşılık olarak aynı cevabı alınca en arkadaki tekli masama kuruldum. Hoca neyse ki daha yeni bir soru yazmıştı tahtaya, zaten bende 5 dakikalık süreyle geç kalmıştım.

Çantamı masanın yanında ki tutamaça asıp içinden çıkardığım defter ve kalemim ile tahtadaki soruyu yazmaya başladım. Su şişemden koca bir yudum içip tekrar masanın üzerine koydum. Kafamda ki şapka beni bir hayli terlettiği için onu da çıkarıp sıranın altına attım. Kıvırcık saçlarımı parmaklarım ile geriye doğru taradım. "Huh, amma ter bastı." Yanımda ki sırada oturan Tuana bana doğru yaklaştı. "Çok hoş görünüyorsun bebek." Dediğin de kıkırdadım. Utanmıştım. "Teşekkür ederim bebişim." Dedim fısıldayarak. Hoca ders anlattığı için fısır fısır konuşuyorduk. Bana göz kırparak tahtaya döndü.

***

Öğle arası 1 saat olduğu için herkes bir tarafa çekilmişti bizim sınıfın geneli oruç tuttuğu için kimi ders çalışmak için çalışma salonuna gitmişti kimi de boş sınıflara ders çalışmaya çekilmişti. Ben ve Tuana da lobide ki koltuklar da pinekliyorduk ben oruçlu olmadığım için bir şeyler yemiştim ama Tuana oruçluydu ve şuan gözünün önünde su şişelerinin geçtiğini söylüyordu.

"Sınıfta gözümün önünde su içtiğinde bile bu kadar kötü olmamıştım vakit ilerledikçe güneş tepeden sırıttıkça çok kötü oluyorum." Eve nasıl gideceğini düşünüyordu sanırım. "Dayan gardaşım!" Dedim, elimi dizine pat pat vurarak. kapadığı göz kapaklarını aralayarak bana kötü kötü baktı. "Sus Mavi. Yoksa seni boğazlarım." Benim ne suçum var be! Sanki keyfiyetten oruçlu değildim. Kafamı giriş kapısına çevirince içeri giren bir adet Aren ile karşılaştım. İki dudağı arasına aldığı kürdanı ağzının içinde götürüp getiriyordu.

"Oruç tuttuğunu söylemişti oysaki." Diye mırıldandığımda Tuana beni duymuş olmalı ki, "kim?" Diye, sordu. Tabii o sırada maviş gözler bizi bulmasın mı? Anında kafamın üzerinde bir şimşek çaktı. Gözlerimin önüne sınıfta yaptığım hareketler geldi. Aren gözlerini kısarak bana bakıyordu. Sanırım hatırlamıyordu. Allah'ım lütfen hatırlamasın ben de hemen tüyeyim şuradan.

Dudaklarımı hafifçe kıpırdatarak, "Tuana sıçtım!" Dedim. Tabii zavallım hiçbir şey bilmediği için saf saf, "niye?" Dedi.

Aren ağır adımlarla bize doğru gelince korku ve panik dört bir yanımı sardı. Hasır şapkamı, daha da yüzümü gizlemek için öne doğru çekiştirdim. Aren gelip yanımda duran tekli koltuğa oturdu. Tuana ise hiçbir şey yokmuş gibi gözlerini kapamaya devam ediyordu. Aren ile gelen arkadaşı çoktan içeri girmişti. Aren yüzüme bakmaya çalıştıkça ben daha da yönümü kapı tarafına çeviriyordum. Tam o anda Cenk, "Mavi!" Diyerek bana doğru koştu. "Kalk kız burada pinekleyeceğine bana yardımın et." Şuan bu emir cümlesini umursamayacak durumda bile değildim. Kolumu tutup beni ayağa kaldırınca kısa bir an bakışları Aren'i buldu ama ben avını kaçırmak istemeyen bir Aslan olduğum için Cenk'in koluna adeta yapışarak onu lobiden sürükledim.

Allah'ım sana şükürler olsun!

Bugün de yırttık.

"Seni şuan alnından öpe bilirim Cenk." Dedim, rahat bir nefes alarak. Cenk anında kolumdan çıkıp, "kanka kusura bakma ama benim manit var." Dedi. Gevşek sanki 'gel öpüşelim' dedim.  Ona yüzümü buruşturarak merdivenleri çıktım. "Salaklaşma beni bir beladan kurtardığın için lafın gelişi öyle söyledim." Rahat bir nefes alarak tekrar koluma asıldı. "Ha, öyle desene." Ona göz devirmek ile yetindim. "Eee ne işin var benimle?" Yüzünü yüzüme yaklaştırıp kirpiklerini kırpıştırınca ala balık gibi kala kaldım. "Ne yapıyorsun?" Dudakları iki yana kıvrılınca kocaman sırıttı.

Tövbe estağfurullah!

"Çizmeli kedi gibi bakıyorum kanka." Daha çok karşımda sıkışmış gibi duruyordu.

"Kanka tuvalet hemen şurada oraya git lütfen." Şapşal şapşal bana baktı.

"ne alaka?"

"Her an altına kaçıracak gibi duruyorsun." Dediğimde onun yüzü anında solunca ben kocaman bir kahkaha attım. Salak ya çizmeli kedi diyor.

Onu arkamda somurtkan yüzü ile bırakıp yürümeye devam ettim.

"Sen ne anlarsın kızım!" Diyerek bağırdı arakamdan. "Yardım falan istemiyorum senden gudubet kız!" Deyince yine kahkaha attım bu çocuk beni güldürmesini biliyor ya.

"Canıma minnet arkadaşım." Dedim merdiven boşluğundan ona doğru.

Etüte kalmayı düşünmüyordum çünkü karnım feci ağrıyordu. Eve geçip rahat bir pozisyonda ders çalışmak daha iyi olurdu.
Neden bir şey unutmuş gibi hissediyorum.

Oha, Tuana'yı unuttum ya ben!

Neyse söz konusu orada Aren'in beni tanımasıydı. Tuana'yı ufak bir özürle idare ederdim. Sınıftaki eşyalarımı toplayıp sırt çantamı takarak tekrar çıktım sınıftan. Telefonuma kulaklığımı takip Yusuf Güney'den -Bunalım şarkısını açtım.

Dershane kapısından çıkınca ufak ufak kafa sallayarak müziğe eşlik ediyordum. "Her kes artık gün kadar aşk alır benden. Berbat etti bir kendini bilmez herşe..." Aniden kolumdan tutulup duvara yapıştırılmam ile kelimelerim ağzıma hapsoldu.

----

Mavi Aren'den kurtulmayı başardı ama Aren bu işin peşini bırakır mı sizce?

Peki ya mavi Aren'e yazmaya devam edecek mi?

Cenk'in çizmeli kedi bakışı yapması sjskskks

Yeni bölüm de görüşmek üzere!



MF'lim -Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin