Selamlar! Oy ve yorumlar sizden ve bu bölümde benden, bol bol yorum yapıp beni motive ve mutlu eden okuyucum'a Siktirethayatiii 💜
Çağırıldığım Cafe'nin içine bakıyordum. Ceren bana konum atıp burada buluşacağımızı söylemiş ve başka bir şey söylemeden kapatmıştı telefonu. Dışarıdan içerinin ne kadar hoş olduğunu görebiliyordum. Sonunda kapı koluna elimi atıp ferah olan cafenin içine giriş yaptım etrafa kısaca göz gezdirince Ceren'i farketmiştim ama yalnız değildi. Yanında iki erkek bulunuyordu bu durum kaşlarımın çatılmasına neden olsa da Ceren'e doğru ilerlemeye başladım. Karşı karşıya geldiğimizde koca bedeni ile beni kollarının arasına alarak Cafe'de bir tur dönmemizi sağladı tabii insanların tuhaf bakışlarını da üzerimize çekmeyi başarmıştı.
Bu hareketi beni utandırdığı için başımı omzuna gömüp pat pat koluna vurdum ve sessizce söylendim. "Buna gerek var mıydı dev hanım?" Söylenmelerimi kulak ardı edip sırıtınca kollarından çıktım ve bize bakan iki genç çocuğa sesimi duyurmadan fısıldadım.
"Bunlar kim?" Dişlerimin arasından konuşmam tıslamama neden olmuştu.
Ceren dibime kadar gelip onlara karşı gülümseyerek fısıldadı. "Biri sevgilim diğeri de promosyon olarak sana." Duyduklarımı idrak etmem 1 dakikamı aldı çünkü doğru olduğuna inanmak istemiyordum. Bir hışımla ona dönmem benden uzaklaşmasına neden olmuştu ama bu umrumda değildi! Üç kağıtçı arkadaşım beni özlemiş bahanesiyle çift randevusuna getirtmişti.
"Dua et özlemişim seni yoksa burada kan çıkardı." Açtığı mesafeyi hızlıca kapatarak tekrar dibime girdi ve, "miyane (Korece özür dilerim anlamına geliyor ama yazma konusunda ne kadar doğru olduğunu bilemeyeceğim eheheh)" dedi can evimden vurmak istercesine. Gözlerimi kısarak yanında ki sandalyeye oturdum. Karşımıza da o ikili oturuyordu sanıyordum ki Ceren'in karşısına oturan sarışın onun sevgilisi oluyordu. Karşımda oturan şahıs ise kumral yeşil gözlü sert çehreli bir tipti ama hakkını yemek istemiyordum baya yakışıklıydı. Ben dalmış ona bakarken Ceren'in beni dürtmesi sonucu bakışlarım onunkilerle çakıştı. Ben onu süzerken o da boş kalmayıp beni incelemişti.
Ceren neşeli sesiyle konuşmaya başlayınca ona döndüm.
Karşısında oturan sevgilisini yeni tanıtıyormuş gibi, "sevgilim Buray." Sonrasında yanındaki kumral'a döndü. "Deniz," deyip bana döndü. "Ve arkadaşım Mavi." Gülümsedim çekinceyle. Deniz gülümseyerek lafa girince ona odaklandım.
"Tanıştığımıza memnun oldum Mavi." İsmimi vurgulayarak dile getirmesi tuhaf hissetmeme neden olsa da, "bende." Demeyi başardım.
Garsona verdiğimiz siparişler gelmiş ve sohbet de yavaşça açılmıştı. Deniz ve Buray hakkında bir şeyler öğrenmiş ve onların beni tanımasına izin vermiştim. Deniz üniversite 2. Sınıftı. Konservatuar okuyordu. Sesinin güzel olduğunu öğrenmiştim ve bu vesileyle ismimi telaffuz şeklini de anlamıştım. Şarkı söyler gibiydi telaffuzu.
Buray ise o da üniversite 2. Sınıf, diş hekimliği okuyordu.
Masa da duran telefonuma bakmak için el atınca Deniz bana seslendi. "Mavi," kafamı kaldırıp yüzüne baktım.
"Ne tür müziklerden hoşlanırsın?" Ben daha konuşamadan Ceren'in şaşkın sesi araya girdi. "Sarah hocam!" Bakışlarını takip edince sol tarafım da ki bir masanın önünde duran Sarah hocayı gördüm. Ceren'in sesini duyunca kafasını bize doğru çevirdi ve o an bakışları benim üzerimde durdu. Yüz ifadesi tuhaf bir şekile büründü. Ceren ise oturduğu sandalyeden kalkarak hemen hocanın yanına gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MF'lim -Texting
Novela JuvenilSiz: pişt, zeki MF'lim Siz: az bak buraya Siz: gör bak, neler yaptın gencecik sınava hazırlanan bir kıza. Siz: yaşıtlarım üniversitedeyken ben burada seninle uğraşıyorum. Siz: işte neye niyet sana kısmet be koçum!