Merhaba bebekler
Nasılsınız?
Bölüm sizindir!
Keyifli okumalar🥰
🌶🌶
Aren geleceğini söyledikten sonra bende telefonumu kapatıp masanın üzerine koymuş ve öylece etrafıma bakınıyordum. O sırada sessiz ortama düşen gürültülü guruldama sesi ile karnıma baktım. Evet doğru o gürültü midemden geliyordu.
Karnımın alarmı ile ayağa kalkıp odamdan çıktım ve merdivenleri inerek mutfağa geçtim. Kendime ekmek arası bir şeyler yapardım şimdilik, annem gelince zaten bir güzel karnımı doyuracaktım.
Dolabı açıp içinden peynir, domates, salatalık ve en sevdiğim sebze olan biberi çıkardım. Onları suyun önünde yıkayıp tahtanın üzerine koyduktan sonra ufak ufak doğramaya başladım. Önce domates ve salatalığı doğrayıp bir tabağa koydum ve en son biberi parçalara bölüp koca bir kısmını ağzıma attım. Bir süre çiğnedikten sonra aynı zamanda da ekmeğin arasına diziyordum ama tam yuttuğum an hiç beklemediğim bir şey oldu ve ağzım feci bir şekilde yanmaya başladı. Acıyla birlikte dolaptan çıkardığım sürahi suyu hiç bardağa koymadan kafama diktim ama nafile acı hiçbir şekilde geçmiyordu.
Yaşaran gözlerimin yanında burnum da akmaya başlayınca çığlık attım. Tekrar sürahiyi kafama diktim ama hâlâ ağzımın içi yanmaya devam ediyor ve gözlerim de yaşarıyordu. Tüm bunların üstüne birde kapı zili çalınca kimin geldiğini bildiğim için koşa koşa kapıyı açtım ve suratıma şaşkınca bakan Aren'i içeriye doğru çekerek kapıyı kapattım.
Yaşaran gözlerime bakan Aren, "Mavi sen iyi misin?" Diye sorunca acım daha da arttı ve zaten akan yaşlara benim ağlamam üzerine yenileri de eklendi.
"Yanıyor Aren, ağzım yanıyor." Dedim can havliyle.
Beni kolumdan tutarak mutfağa götürdü ve az evvel kana kana içerek etrafa döktüğüm ve masanın üzerine bıraktığım sürahiyi aldı -tabii çocuk medeni benim gibi hayvan mı?- bardağa doldurarak ağzıma doğru uzattı acısı hâlâ geçmediği için can suyu misali o suyu da tek dikişte içtim ama geçmiyordu.
Ağzımı açarak küçük bir çocuk gibi, "ağzıma üfle Aren." Dedim başka birşey aklıma gelmiyordu, şuan benim için önemli olan tek şey ağzımın içinin rahatlamasıydı.
Aren benim bu perişan halime daha fazla dayanamayıp yavaşça ağzımın içine üfledi.
Bir eliylede akan göz yaşlarımı siliyordu.İnanır mısınız bilmem ama acım hafifledi az da olsa. Şifalı mıydı Aren'imin nefesi.
Nefesine kurban.
Dağılan saçlarımı kulağımın arkasına iten Aren daha da yakınıma geldi ve ağzıma üflemeye bir son verip dudaklarımın üzerinden öptü.
"Daha iyi misin?" İyi olmamak elde mi yiğidim? senin öptüğün yerde su fışkırdı.
İçimdekilerin aksine uslu bir şekilde kafa salladım. Acısı tamamen geçmiş değildi ama daha iyi durumdaydım. Annem ne ara almıştı o biberleri hiçbir fikrim yoktu. Hiç bu kadar acı bir biber yememiştim artık fobi oluştu bende biberlere karşı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MF'lim -Texting
JugendliteraturSiz: pişt, zeki MF'lim Siz: az bak buraya Siz: gör bak, neler yaptın gencecik sınava hazırlanan bir kıza. Siz: yaşıtlarım üniversitedeyken ben burada seninle uğraşıyorum. Siz: işte neye niyet sana kısmet be koçum!