Oy ve yorum plisss
Kepkeyifli okumalar canlar!
⚜️
Uyuşan kolum ve altıma aldığım ayağım ile yüzümü buruşturdum. Ne ara uykuya dalmıştım ben ya? En son pencereye yaslı akıp giden yolu izliyordum. Ohooo uyku yolu sollamış demekki. Elimi yanaklarıma koyup Tuana'ya döndüm ama Tuana yerine beni Aren'in suratı karşıladı. Tabii anlık kendime hakim olamayıp küfür savurdum;
"Ananı avradını!" Aren'in yanında ki tekli koltukta oturan Arda bana şaşkın suratı ile bakınca utançtan mal gibi sırıtmaya çalıştım.
Aren ise çatık kaşları ile bana bakan Arda'ya bakıyordu. Sanki tüm suç onun değilmiş gibi.
"Bizi şaşırtıyorsun Mavi'ş" dediğinde iki elim ile gözlerimi kapadım.
"Bu anı unutalım lütfen Arda." Çocuğa yalvarıyorum şurada.
Gülerek iki yana kafa salladı. "Unutalım, peki." Önden bir kaç kişi kıkırdayınca Aren huysuzca homurdandı.
En sonunda her kes önüne dönünce Aren'e son derece ölümcül bakışlar attım. "Ne işin var senin benim yanımda?!" Derin bir soluk alıp, "ve Tuana nerede?" Diye çirkefleştim.
Bu kız beni bırakıp nereye gitmişti. Aren dudaklarını aralayınca araya Tuana'nın sesi girdi ön taraflardan geliyordu.
"Kanka kızlarla sohbet ediyorum. Gül ve Ceren'in yanındayım." Tabii canım kesin sohbet ediyorsundur dedikodu yapıyoruz demiyor da. Aren'in de nasıl burada olduğu anlaşıldı.
"Kalk yanımdan!" Dedim lafını ağzına tıkarak.
"Hiçbir yere gitmiyorum!"
"Kalk!"
"Kalkmıyorum!"
"Kalk lan!" Dediğim de sonunda sabrımın sonuna gelmiştim.
Dudakları kıvrıldı iki yana sonra da kendi kendine konuşurcasına, "acayip hoşuma gidiyor lan!" Dedi. Bana mı diyordu diyeceğim ama konuyla ne ilgisi var.
"Sana diyorum," dedim kulağına doğru yaklaşarak bu kez tedbiri elden bırakmamak gerekiyordu. "Siktir git!" Dediğim de fısıltıyla. Gür bir kahkaha attı, sanki ona espri yapmışım gibi.
Bir kaç kafa bize dönünce telaşla elim ile ağzını kapadım. "Sus Allah'ın cezası, sus!" Sınıfa rezil oldum iyi mi?
Kahkahası kesilince elimi ağzından çektim ama Aren öylece bana bakıyordu. Böyle bakmasa iyi ederdi ona yeniliyordu kalbim böyle dibimden bana bakması ise hiç yardımcı olmuyordu, offf.
"Gülme bir daha!" Dediğimde kafa salladı. Gülmeden edemedim bu haline donup kalmıştı şuanda ne desem yapacak gibiydi.
Elimi ağzına kapama işi onu bir hayli etkilemişe benziyordu. Arabanın durmasıyla ayağa kalkıp öne baktım kapı açılmış ve herkes teker teker iniyordu. Aren'e baktım. "Hadi kalkta biz de inelim." Dedim gözlerimle kapıyı işaret edip, transtan nihayet çıkmıştı ki ayağa kalkabildi. Bir daha elimi ona sürersem namerdim ona diyorum ama benim kalp şuan horon tepiyor içerden.
Çantamı aldığım da Tuana da koltuğun önünde ki boşluktan çantasını aldı onun arkasından bende arabadan inince hemen koluma yapıştı. "Kanka az evvel ne yaşandı sen ve Artemis arasında?" Dediğinde gülerek ona baktım.
"Artemis?"
"Şifreli konuşuyoruz kızım işte anla sende!" Gülerek kafa salladım. Geldiğimiz yer dört bir yanı ağaçlarla çevrili bir ormandı ve muhteşem görünüyordu. Grubun toplandığı yere çantamızı koyduk bizde Tuana ile Aren ortalarda görünmüyordu.
Güldüm. Çişi gelmişti sanırım. Kıkırdayarak hocanın herkesi çağırdığı yöne yürüdüm. Hoca kalabalığı susturup konuşmaya başladı.
"Bu alanda çadırları kuruyoruz. çadır kurmayı bilmeyenler Sarah hocadan yardım alabilir." Diyen hoca ile şaşkınlıkla etrafıma bakındım. Eee neredeydi bu hoca? Geldiğini bile bilmiyordum.
Bizim indiğimiz servisin arkasında duran servisten Sarah hoca, Aren ve Sarp inince hocayı da görmüş oldum. Da, Aren ne geziyordu orada? Üçü de gelip kalabalığa katılınca Sarah hocanın bakışlarını üzerimde hissedip ona baktım. Bana gülümseyerek göz kırpınca içimden okkalı bir küfür savurdum. Ne diye göz kırpar ki bu adam bana? Yaren'in gözler fıldır fıldır bu adamın üzerindeydi yeni onu tepemden atmışken bana kampı zehir edecekti.
Hoca sanki hiç bana göz kırpmamış gibi bakışlarımı Ramazan hocacığıma çevirdim. Kendisi hâlâ kamp hakkında bilgi vermekle meşguldü. Yemek işi erkeklerde olacaktı salata işi ve sofrayı kurma işi de bize düşüyordu. Odunu da erkekler toplayacakmış gibi gibi şeyler işte...
Nihayet konuşma bitince dağılmamıza izin verildi. Ben ve Tuana boş bir yere, yan yana çadırlarımızı kurmaya başladık. Tuana elinde tuttuğu çadır malzemelerine şaşkın şaşkın bakıyordu.
"Ben hiç hayatımda çadır kurmadım ki abim kurar ben girerdim içine." Dediğinde gülümsedim. Bende az çok birşeyler biliyordum ona da yardımcı olurdum artık.
"Dur ben kendikimi yapayım sana da döneceğim." Büktüğü dudakları ile kafa salladı.
Çadırı açmıştım ki Sarah hocayı tepemde buldum. Ananı avradını! Yine mi bu?
"Ehehe, hocam" dedim gülerek.
"Yardım edeyim." Deyip hiç benim konuşmama fırsat vermeden çadırı kurmaya başladı. Canıma minnetti kim uğraşacaktı ki Sarah Thor'u varken.
Ara ara hocaya yardım edip sonunda benim çadırı bitirdik ondan sonrada Tuana'ya yardım etmiştik. Hoca Tuana'nın çadırını da hal edince, Tuana ile aynı anda teşekkür ettik.
Ama sonra Yaren ciyak ciyak, "Sarah hocam" diye süzüm, süzüm süzüldü. Dersin flörtü ile konuşuyor.
Hoca bize müsaadenizle deyip yanımızdan ayrıldı. Tuana anında dibimde bitti.
"Thor senin yorulmana bile müsade etmiyor be kanka." Kaşlarım çatıldı.
"Sana da yardımcı oldu yalnız kankacığım." Dediğim de 'yav he he' bakışları attı.
Herşey tamam olduğuna göre biraz ormanı geçebilirdim. Tek başıma huzur içinde.
"Ben biraz gezinip geleceğim." Dediğim de Tuana kafa salladı.
"Keyfine bak, bende etrafı gözlemleyeyim biraz kim kiminle ne halt yiyor?" Dediğinde göz devirdim.
"Yeminle mahallede pencereden sarkan meraklı teyzeler gibisin." Omuz silkerek beni kış kışladı eli ile. Pissss!
Ormanın içine doğru ilk adımlarımı attım...
----
Bölüm sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MF'lim -Texting
Teen FictionSiz: pişt, zeki MF'lim Siz: az bak buraya Siz: gör bak, neler yaptın gencecik sınava hazırlanan bir kıza. Siz: yaşıtlarım üniversitedeyken ben burada seninle uğraşıyorum. Siz: işte neye niyet sana kısmet be koçum!